Haber Merkezi
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülen 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Tasarısı'na ilişkin görüşmeler devam ederken Türkiye Kamu-Sen’den, ‘memur bütçesi’ çağrısı geldi.
Türkiye Kamu-Sen Mersin İl Temsilcisi Metin Ercan, yaptığı açıklama ile sosyal devlet olma ilkesini hiçe sayan, toplumun büyük bir kesimini göz ardı ederek, çalışanlardan alınacak vergilere bel bağlayan 2020 bütçesinin, memurun bütçesi olmadığını açıkladı.
“Bu bütçeyle 2020 yılının, başta kamuda çalışanlar olmak üzere, tüm vatandaşlarımız için geçmiş yıllardan daha da zor geçeceği ortaya çıkmıştır” diyen Ercan, “Hepimizin bildiği gibi bütçe, devletin gelirlerinin ve bu gelirlerin nerelere dağıtılacağının belgesidir. Biz bu bütçede, gelirlerin kamu çalışanlarından kesilen vergilerle elde edileceğini ama gelirin paylaşımında memurun adının dahi olmadığını görüyoruz” dedi.
Önümüzdeki sene için memur ve emekli maaşlarına yüzde 4+4 zam yapılmasının kararlaştırıldığını anımsatan Metin Ercan, bütün bir yıl için iki taksitte toplam yüzde 8,2 yani ortalama memur maşına 329 lira, en düşük memur maaşına 247 lira zam yapılacağı anlamına geldiğini vurguladı.
“ÖNGÖRÜLEN ZAM, HARCAMALAR KARŞISINDA DEVEDE KULAK BİLE KALMIYOR”
“Halbuki daha geçen yıl 4 kişilik bir ailenin zorunlu harcamaları 1032 lira zamlanmıştı” diyen Türkiye Kamu-Sen Mersin İl Temsilcisi Metin Ercan, “Verilmesi öngörülen zam, harcamalar karşısında devede kulak bile kalmıyor. 2002 yılından beri vatandaşlarımızdan toplanan vergiler 10,4 kat artarken memur maaşları ancak 7,5 kat arttı. Yani maaşlardan yapılan kesintiler, maaş zammını aştı. Milli gelir büyüyor diyoruz. Milli gelirdeki artıştan dar gelirli ve ücretliler hak ettiği payı alamıyor. Memurun, emeklinin pastaya eklediği pay büyüdü ama pastadan aldığı pay küçüldü. Maaşların döviz, altın ve diğer yatırım araçları karşısındaki hali ortada. Bütün yatırım araçları karşısında alım gücümüz düşüyor.
“ENFLASYON YÜZDE 25,25 OLDU”
Son bir yıl içinde gıda fiyatlarındaki resmi ortalama enflasyon yüzde 25,25 oldu. Doğalgaza yüzde 28, elektriğe, kılık kıyafete yüzde 18, okul masraflarına yüzde 13, kiraya yüzde 12, gazeteye yüzde 28, dergiye yüzde 50, ekmeğe bile yüzde 15 zam geldi.
TÜİK son 12 aylık enflasyonun yüzde 8,5 olduğunu iddia ede dursun, 2019 yılının 10 aylık enflasyonu yüzde 10,6 oldu. Ama memura bu sene için yapılan toplam zam enflasyon farkı da dahil yüzde 10,26; yani maaşlar şimdiden erimiş durumda. Önümüzde enflasyonun, ısınma, elektrik, gıda harcamalarının en fazla artacağı kasım ve aralık enflasyonu var. Onlar da eklenince memur ve emekli maaşlarının iyiden iyiye eridiği daha net biçimde ortaya çıkacak.
Maliye Bakanlığı bile TÜİK’in açıkladığı enflasyona itibar etmiyor olacak ki, yeniden değerleme oranlarının yüzde 22,58 artacağını söylüyor. Yani bir bakıma resmi rakamlar birbiriyle çelişiyor, TÜİK’in enflasyonu cebimize yansıyan zamları görmüyor.
Zaten vergiler her şekilde memurun, emeklinin belini büküyor. Yaptığımız her kuruş harcamadan yüzde 25 ile yüzde 45 arasında vergi kesiliyor. Yani verirken cimri alırken acımasız davranılıyor. Ama iş maaşlara zam yapmaya geldiğinde bir hedef enflasyondur tutturuluyor. Hayaller karın doyurmuyor. Elbette enflasyon hedeflemesi yapılsın ama gerçekler de göz ardı edilmesin” diye konuştu.
“KAŞIKLA VERİLİP KEPÇEYLE ALINMASIN”
Maaşların iktidarın pembe hayallerine göre, vergiler ve zamların acı gerçeklere göre belirlenmemesi gerektiğini söyleyen Türkiye Kamu-Sen Mersin İl Temsilcisi Metin Ercan, “Kaşıkla verilip kepçeyle alınmasın” dedi.
Evlere şenlik bir toplu sözleşme döneminin yaşandığını aktaran Ercan, açıklamasını şöyle sürdürdü; “Tek bir konu dahi tartışılıp karara bağlanmadı. Memurlar adına tek bir kazanıma dahi imza atılmadı. 20 milyon vatandaşımızın hayalleri, umutları yıkıldı, gitti. Bu hangi vicdana sığar? İki yıl; aileleriyle bir araya gelmeyi bekleyen milyonların, kadro bekleyen yüz binlerce sözleşmelinin, bayramlarda ikramiye hayali kuranların, mülakata takılmadan adil bir yükselme sistemi içinde terfi etmeyi umut edenlerin, vergi dilimine girdiği için kuş kadar maaş zammını da vergi dilimine kurban eden çalışanın, iki yıldır 3600 ek gösterge konusunda verilen sözlerin tutulmasını bekleyenlerin, hak ettiğini almayı umut eden yardımcı hizmetler sınıfı çalışanlarının dünyalarını karartmak reva mıdır?
“BÜTÇE, ÇALIŞANDAN ALIP KİMSEYE VERMEMEK İÇİN KULLANILIYOR”
Bu insanlarımıza ‘kusura bakmayın, bu sene hiçbir şey olmadı, şimdi git 2 sene sonra gel’ demek hangi adalet anlayışıyla izah edilebilir. Külfeti sürekli birileri yüklenirken sefayı başkalarının sürdüğü bir yerde huzur olur mu? Bütçe, nimet külfet dengesi kurmak içindir.
Bütçe, zenginden alıp dar gelirliye vermek içindir. Bütçe, millet için, vatandaş içindir.
Bizde ise memur bütçe için çalışıyor; bütçe, çalışandan alıp kimseye vermemek için kullanılıyor. Bu bütçe ile vatandaşlarımızdan toplanan vergilerin artırıldığı, sağlık harcamalarında katılım paylarının, ilaç bedellerinin ve tedavi giderlerinin büyük bölümünün vatandaşlarımızın cebinden çıkacağı, memur ve emeklinin yoksulluğa mahkûm edileceği, yaşamın biraz daha zorlaşacağı bir yıla daha başlayacağız.
“MEMURUN İDAM FERMANINI İMZALAMIŞ OLACAK”
Bu durumu Türkiye Kamu-Sen olarak kabul etmemiz mümkün değildir. Bu bütçeye karşı olduğumuzu, bu bütçede memur olmadığını, bu bütçenin de memurun bütçesi olmadığını her yerde dile getiriyoruz. 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Tasarısı, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülüyor. Eğer tasarı, bu hali ile Komisyondan geçerse bir daha değiştirilmesi mümkün değil. Eğer Komisyon Tasarıyı bu hali ile onaylarsa memurun idam fermanını imzalamış olacak. Bu nedenle Tasarıya memur maaşlarına ilişkin bir düzeltme eklenmek zorundadır.
Ardından da bir memur paketi hazırlanarak sözleşmeli personele kadro başta olmak üzere, bayram ikramiyesi, vergi dilimleri, mülakatın kaldırılması, 3600 ek gösterge, yardımcı hizmetliler gibi konular acilen çözülmelidir.
Biz, bu konuda hazırladığımız mektuplarımızı, ülkemizin her köşesinden sayın Cumhurbaşkanına, Cumhurbaşkanı Yardımcısına, siyasi partilerimizin grup başkanvekillerine ulaştıracak ve bir çözüm üretilmesini isteyeceğiz.
Kamu çalışanlarından yana olmayan politikaların bir uzantısı olan 2020 yılı bütçesi, bu haliyle memurun bütçesi olmaktan çıkmış, sinekten yağ çıkarma bütçesi olmuştur”.