Haber Merkezi
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 36. kuruluş yıldönümü kapsamında bugün Mersin’de bir dizi etkinlik düzenlenecek. Resmi kutlama töreni saat 09:30’da Cumhuriyet Meydanı’nda Atatürk Anıtı’na çelenk sunumu ile başlayacak.
Etkinlik kapsamında ayrıca KKTC Mersin Başkonsolosu Zalihe Mendeli, başkonsolosluk makamında tebrikleri kabul edecek.
“AZINLIK OLARAK YAŞAMAYI ASLA KABUL ETMEYECEĞİZ”
Kutlamalarla ilgili yazılı bir açıklama da yapan Başkonsolos Mendeli, Kıbrıs Türk halkının bugün çatısı altında özgürce yaşamakta olduğu KKTC’ye; yoktan bir vatan yaratan ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğinden aldığı ilhamla, yıllarca Rum-Yunan hegemonyasına karşı cesaretle direnerek verilen mücadelelerin ardından kavuştuğuna dikkat çekti.
Mendeli, “Gelecek nesillerin kendi vatanlarında özgür ve insanca yaşayabilmeleri için Kıbrıs Türk halkı, anavatanımız Türkiye Cumhuriyeti’nin sonsuz desteğiyle, uzun yıllar boyunca inanç ve kararlılıkla verdiği özgürlük mücadelesini, egemenliğinin ifadesi, var olma mücadelesinin en anlamlı eseri olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni 15 Kasım 1983 tarihinde, kurucu cumhurbaşkanımız merhum Rauf Denktaş öncülüğünde ilan ederek taçlandırmıştır. Kıbrıs Türk halkı, KKTC ile meşru haklarından feragat edemeyeceğini, kendi yönetiminden, siyasi eşitliğinden, anavatanımız Türkiye Cumhuriyeti’nin etkin ve fiili garantisinden vazgeçmeyeceğini ve azınlık olarak yaşamayı kabul etmeyeceğini kanıtlamıştır. Anavatanımız ile güvenlik, istikrar, işbirliği ve refah içerisinde ada da yaşayabilir, kalıcı ve kapsamlı bir uzlaşmaya varılması gayesiyle defaatle gösterdiğimiz iyi niyet ve sarf ettiğimiz çabalar aşikardır” dedi.
“YILLARCA SÜRECEK YENİ BİR MÜZAKERE SÜRECİNİN PARÇASI OLMAYACAĞIZ”
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ilanıyla, ada da iki halk arasındaki ortaklığın diplomatik kanaldan çözülmesinin hedeflendiğini de vurgulayan Başkonsolos Zalihe Mendeli, Kıbrıs Türk halkının, adil ve kalıcı bir anlaşmaya varabilmek adına 1968 yılından buyana devam eden tüm çözüm süreçlerinde yapıcı ve iyi niyetli tutum içerisinde üzerine düşeni her daim yerine getirerek, tüm dünyaya çözüm yönündeki samimi iradesini kanıtladığını vurguladı.
Aradan 50 yılı aşkın bir süre geçmesine rağmen müzakere süreçlerinin başarısızlığa uğramasının asıl nedeninin Kıbrıs Rum tarafının statükodan KKTC kadar rahatsız olmaması olduğunu savunan Mendeli, “Rumlar, federal ortaklık denilen şeyin yönetimi ve zenginliğini paylaşmaktan geçtiğini görmek istemiyorlar. Son olarak 2017’de Crans Montana’da gerçekleştirilen 5’li konferanstan sonra taraflar hangi noktadaysa bugün de aynı noktada olmaya devam etmektedir.
Kıbrıs Türk tarafı bundan böyle ucu açık, sonuçsuz, takvimsiz, Kıbrıslı Türkleri aynı şekilde sürüncemede bırakacak, yıllarca sürecek yeni bir müzakere sürecinin parçası olmayacaktır. O dönemler artık geride kalmıştır. Müzakerelere kaldığı yerden devam etmek demek yeni bir kısır döngü demektir. Bunun öncesinde tarafların bu adanın geleceğine dair ortak bir vizyona sahip olup olmadıklarına bakmaları gerekir. Ortada siyasi eşitliği budamaya kalkan, federal ortaklıkların olmazsa olmazı paylaşma anlayışına ters açıklama ve önerilerde bulunan bir Rum liderliği varken adımlarımıza dikkat etmemiz gerekmektedir.
“DOĞAL KAYNAKLARI VARSA BULACAĞIZ”
Rum liderliği adanın tek sahibi ve tek meşru hükümeti algısıyla ve varsayımıyla eşitliğe ve ortaklaşmaya yanaşmamakta, Kıbrıs adası etrafındaki doğal kaynaklara tek başına sahip olma gayreti içerisine girmektedir. Bu durumda Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye Cumhuriyeti’ne de bu adımları dengeleyecek benzer adımlar atmaktan başka çare bırakmamaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti, Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon faaliyetlerini hem kendi kıta sahanlığındaki haklarının korunması, hem de Kıbrıslı Türklerin adanın hidrokarbon kaynakları üzerindeki asli haklarının korunması amacıyla ve ‘varsa bulacağız’ sloganıyla yürütmektedir.
“İZOLASYONA RAĞMEN KALKINIYORUZ”
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Rum-Yunan ikilisinin yıllardır Kıbrıs Türk halkına uyguladığı izolasyon politikalarına rağmen, bugün demokratik kurumları ve hukukun üstünlüğüne dayalı devlet yapısıyla, özgürlükçü ve katılımcı geleneğiyle yaşamakta ve Türkiye Cumhuriyeti’nin de desteğiyle her geçen gün kalkınmaktadır.
36’ıncı yılımızda başta,başta eğitim ve turizm olmak üzere ekonomimizin lokomotif sektörlerinin gelmiş olduğu noktaya gururla bakıyoruz. Bugün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, 140 ülkeden 100 binden fazla öğrencinin eğitim almakta olduğu 19 üniversiteye ve 25 bin yatak kapasitesiyle birbirinden güzel turistik tesislere ev sahipliği yapmaktadır. Asrın projesi olarak bilinen Su Temin Projesi ile ülkemizin tümüne yerleşim yerlerine içme suyu temin edilmiş olup, geçtiğimiz yıl temeli atılan ‘Sulama İletim Tüneli’nin tamamlanmasının ardından da tarım alanlarına sulama suyu ulaştırılması hedeflenmektedir. Bunun yanında, denizaltından kablo ile elektrik temin edilmesini içeren çalışmalar da devam etmektedir.
Bu ve bunun gibi projelerin hayata geçirilmesiyle birlikte Türkiye Cumhuriyeti ile devletimiz arasında var olan ekonomik ilişkiler ve güçlü bağlar daha da gelişip devam edecektir. Kıbrıs Türk halkının her zaman yanında olan maddi ve manevi desteğini esirgemeyen anavatanımız Türkiye Cumhuriyeti ile birlik ve beraberlik içerisinde cumhuriyetimizi sonsuza kadar yaşatacağız” diye konuştu.