Gizem Ekici

Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği, Cumhuriyetçi Kadınlar Derneği, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Türk Kadınlar Birliği, Atatürkçü Düşünce Derneği, Sosyal Yaşamı Destekleme Derneği, Mezitli Emekçi Kadınlar Derneği, Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele ve Uluslararası Dayanışma Günü dolayısıyla, Mersin Şehir Mezarlığı’nda öldürülen kadınların mezarı başında basın açıklaması düzenledi.

Yörük kadınının evlilikte boşanmak istediği zaman kullandığı mor cepkeni giyerek mezarlıkta toplanan kadınlar adına konuşan Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Mersin Şube Başkanı Şerife Arıcı Yıldız, “Yörük kadını ihanete uğrayınca ya da kocası tarafından aşağılanıp dövülünce mor cepkeni giyip herkesin görebileceği bir yere otururdu. Bu ‘ben bu herifi boşadım’ demektir. Boşadığı kocası ise evden dışarı çıkamaz, kimsenin yüzüne bakamaz. Büyük ödün verip de karısına mor cepkeni çıkarttıramazsa ömür ömüre dul kalacaktır. Kimse ona kız vermez, kör ocak olarak kalır” diye anlattı.

“MERSİN’DE 9 TÜRKİYE’DE 312 KADIN ÖLDÜRÜLDÜ”

O günlerin duyarlılığından günümüze kırıntı kalmadığını söyleyen Yıldız konuşmasının devamında, “Az önce kabirlerini bu mezarlıkta ziyaret ettiğimiz, erkek şiddetinin kurbanı olan canlarımız, Bergen, Özgecan, Feray, Filiz, Kübra ve Cemile son yıllarda sayıları binlere ulaşan şiddet kurbanı kadınlardan sadece bazıları. Bu cinayetlerin sayıları kadar şekilleri de ülkemizde kadına yönelik şiddeti ürkütücü bir boyuta taşımıştır. Son kurbanlardan Emine Bulut’un ‘Ölmek İstemiyorum!’ çığlığı hala kulaklarımızda çınlamaktadır. Ülkemizde özellikle boşanmış ve boşanmak isteyen kadınların yaşamı risk altındadır. Yüreğim yanarak söylüyorum son 10 ayda Mersin’de 9, Türkiye’de 312 kadın bu sebeple eşi, eski eşi ya da sevgilisi tarafından katledilmiştir” diye konuştu.

“ÖLÜMLER KADINLARA GELİYORUM DEMEKTEDİR”

Uygulanan şiddetin münferit bir olay değil, tüm kadınların yaşamlarına bir saldırıya dönüştüğünü söyleyen Yıldız; “Yaşamın kaynağı olan, yaşamayı en çok hak eden kadınlara yönelik bu cinayetler, sadece o kadınları yaşamdan almamakta, tüm kadınların yaşam hakkını tehdit etmektedir. Bunun kadar acı olan bir şey de bu duruma toplumun gösterdiği kayıtsızlık, tehdit edilen kadınların korunamaması ve kadına sokak ortasında herkesin gözü önünde yöneltilen vahşete insanların seyirci kalmasıdır. Ölüm ve şiddet tehdidi altındaki kadınlar, failleri karşısında maalesef yalnız kalmaktadır. Ölüm kadınlara geliyorum demektedir. Ölüm tehdidi alan kadınlar korunamamaktadır. Davalarda cezasızlık ve indirim kararları saldırganları cesaretlendirmektedir” dedi.

“BİZ KADINLAR YAŞAMIN KAYNAĞIYIZ, YAŞAMAK İSTİYORUZ!”

Herkese birlik olma çağrısı yapan Yıldız; “Birey, toplum ve devlet olarak, şiddete karşı amasız fakatsız top yekun bir karşı duruş sergilemediğimiz sürece yaşamın kaynağı olan kadınların yaşamları söndürülmeye devam edecektir. Biz kadınlar yaşamın kaynağıyız, yaşamak istiyoruz! Tüm yurttaşları, sivil toplum kuruluşlarını, kamu kurum ve kuruluşlarını ve medyayı kadına yönelik şiddete karşı top yekun tavır almaya; yargıyı mağduru korumaya, faili en ağır biçimde cezalandırmaya, devletin ve kurumların İstanbul Sözleşmesi’nden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmeye, herkesi mor cepken duyarlılığına çağırıyoruz” dedi.

Yapılan basın açıklaması ardından öldürülen kadınlar mezarları başında anıldı ve mezarlara karanfil bırakıldı.