DAYANIŞMA İLE HAYATA TUTUNDU


 

Mersin Üniversitesi’nde çalışırken KHK ile işinden uzaklaştırılan Kadri Memiş, Üniversite Caddesi’nde tavuk pilav satarak geçimini sağlamaya başladı. 20 aylık işsizlik sürecinde hastalıktan dolayı annesini kaybeden Memiş, arkadaşlarının desteği ile pilavcı oldu.

Mersin Üniversitesi’nde çalışırken KHK ile işinden uzaklaştırılan Kadri Memiş, Üniversite Caddesi’nde tavuk pilav satarak geçimini sağlamaya başladı. 20 aylık işsizlik sürecinde hastalıktan dolayı annesini kaybeden Memiş, arkadaşlarının desteği ile pilavcı oldu.

Gizem Ekici

Mersin Üniversitesi’nde memur olarak çalışırken Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile işinden olan eski hükümlü Kadri Memiş, Üniversite Caddesi’nde tavuk pilav satmaya başladı. ‘Pilavcı Kadri’ adıyla 1 aydır satış yapan Memiş, yaşadığı süreci Haberci Gazetesi’ne anlattı

“BENİM DEVLETTE ÇALIŞMA GİBİ BİR DERDİ YOKTU”

SORU: Kendinizi tanıtır mısınız?

K. MEMİŞ: Aslen Mardinliyim, 37 senedir Mersin’deyiz. 10 yıllık bir cezaevi geçmişim var. Cezaevinden çıktıktan sonra İŞKUR beni TEDAŞ’a yerleştirdi. TEDAŞ özelleşince Mersin Üniversitesi’ne 4C statüsünden devlet memuru olarak geçiş yaptım. Yaklaşık 4 yıl çalıştım. Bu süreç benim için piyangodan çıkmış gibi oldu. Devlette iş bulma, devlette çalışma gibi bir derdim yoktu aslında.

“YÖNETİM KURULU KARARIYLA İHRAÇ EDİLDİM”

SORU: Ne oldu da işsiz kaldınız?

K. MEMİŞ: Yaklaşık 20 ay önce ihraç edildim. İhraç sürecim biraz karışık. İlk olarak hakkımda soruşturma başlatıldı. Savunmam istendi. Dah sonra Mersin Üniversitesi Yönetim Kurulu kararıyla 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye (KHK) dayandırılarak ihraç edildim.

“EN BÜYÜK DESTEĞİ EŞİMDEN ALDIM”

SORU: Bakmakla yükümlü olduğunuz kişiler var mı? İşsiz kaldığınız sürede neler yaşadınız?

K. MEMİŞ: Yaklaşık 20 aylık bir işsizlik süreci yaşadım. Bu arada annemin rahatsızlığı vardı, kolon kanseriydi. Her hangi bir işe bakamadım, annemle ilgilendim. Epey bir ekonomik sıkıntı yaşadık o süreçte. Annemi kaybettik ve borçlardan dolayı bir daha cezaevi süreci yaşadım. Mayıs ayı gibi çıktıktan sonra böyle bir işe karar verdik. Sağ olsun arkadaşlar bu konuda epey bir dayanıştı benimle. Aracı İstanbul’dan aldık, yer kiraladık ve bu işe başladım.

Evliyim, 3 çocuğum var. 2’si okuyor ortaokulda. En küçüğü 4 yaşında. En büyük desteği eşimden aldım. Benim bu mücadele sürecinde ben daima eşimi arkamda gördüm. Eşim çalışmıyor. Bizim aç yattığımız geceler oldu, bir tek gün sızlanmadı. Gerçekten eşim harika bir insan. İşin aşk ve sevgi boyutu çok farklı, vefa çok önemli.

“BENİ AYAKTA TUTAN DAYANIŞMA OLDU”

Süreç yıkıcı bir süreç, özellikle ekonomik anlamda. Ama korkunç umut doldum. Umudumun tavan yaptığı bir süreç oldu. Özellikle Eğitim-Sen Mersin Şubesi’nin bizimle dayanışması en üst seviyedeydi. Eğitim-Sen’li arkadaşların bizlerle ve birbirleriyle dayanışması, ihraç edilenlerin kendi aralarındaki dayanışması moral verici oldu. Beni ayakta tutan bu oldu. Bizim zaten çıkarılmamızın temelinde Eğitim-Sen’li olmamız yatıyor. Ayrıca emek mücadelesiyle demokratik mücadeleyi aynı kulvarda götürmemiz de ihraç edilmemizde önemli etken. Emek mücadelesi, demokrasi mücadelesi olmadan yürümez. Emekçi olmanın verdiği güçle, demokrasi mücadelesinin de içinde yer alıyoruz. Sistemin bu şekilde olmayacağını, politik sistemin bu şekilde olmayacağını, insanların böyle bir korku iklimin içinde yaşayamayacağını düşünüyoruz. Bu yüzden demokrasi mücadelesini, emek mücadelesi ile birlikte yürütüyoruz.

“PROSEDÜR YERİNE GELSİN DİYE DAVA AÇIYORUZ”

SORU: Hukuksal mücadelede nasıl sonuçlar aldınız?

K. MEMİŞ: Bu süreçte ben çok fazla hukuka inanmıyorum. Yani ben hukuk adına bir kırıntının dahi kalmadığına inananlardanım. Ama sırf prosedür yerine gelsin diye, mahkemeler açıyoruz. Bana zaten OHAL Komisyonu’ndan ret geldi. Soruşturma sonucunu da bana vermiş değiller. Normalde hukuki anlamda soruşturma sonucunu tebliğ etmeleri gerekirdi, onu da yapmadılar. Ne oldu, ben bilmediğim bir sebepten dolayı ihraç edilmiş oldum. Hala bilmiyorum sebebini yani.

“27 SENEDİR GÖRMEDİĞİM ARKADAŞIM ÖNLÜK HEDİYE ETTİ”

SORU: Bu işi kurmanızın ardından nasıl tepkiler aldınız?

K. MEMİŞ: Bizim yaşadığımız süreci bilen insanlar çok ılımlı yaklaşıyorlar. Ben Pilavcı Kadri dedim isim olarak. Sosyal medyayı da iyi kullanıyorum. Sağ olsun duyan, bilen geliyor. Özellikle bu süreçte bir şey yaşadım onu da aktarmak istiyorum. Almanya’da yaşayan ve 27 senedir görmediğim bir arkadaşım telefon açtı. Emeklilik işlemleri için Mersin’e gelecekmiş. Beni aradı, ‘Kadri seninle görüşmek istiyorum, pilav tezgahı açmışsın’ dedi. Aynı gün arkadaşımı beklerken saat 17:20 civarı, Mersin Üniversitesi’nden beni tanıyan 2-3 kişi önümden geçtiler ve selam dahi vermediler. Ben o an çok üzüldüm. Benden bir şey rica ettiklerinde her işlerine koştuğum insanlardı bunlar. O üzgünlükle iş yapmaya çalışıyorum, içimden gelmiyor. O sırada hissettim arkamda biri var. Bir baktım 27 senedir görmediğim Nalan, arkamda duruyor. Selamlaştık, ardından Almanya’dan bana özel önlük yaptırmış. Eşiyle birlikte yapıp üzerine Pilavcı Kadri yazdırmış. ‘Sana hediyem olsun’ dedi. 27 senedir görmediğim ve çok farklı düşüncelere sahip olmamıza rağmen bana bu jesti yaptı. Ama her işlerine koştuğum insanlar bana selam vermiyor. Sonra şunu anladım ki bu tür insanlar, bu tür yaklaşımlar var, ama Nalan gibileri de var.

“YÜRÜDÜĞÜM YOLUN NE KADAR SAĞLAM OLDUĞUNU GÖSTERİYOR”

SORU: Bu süreçte kimlerden destek aldınız?

K. MEMİŞ: Hala arkadaşlarımın verdiği destektir beni buraya yürüten. Bu süreçte ben dostum dediğim hiçbir insandan, hiçbir uzaklaşma görmedim. Yine Kanada’dan 27 senedir görmediğim bir arkadaşım, bir arkadaşını göndermiş. Arkadaşına bir miktar para vermiş. Geldi buraya, ‘Kanada’dan Haydar’ın selamı var’ dedi ve gitti. Bunlar benim yürüdüğüm yolun ne kadar sağlam olduğunu gösteriyor. Benim onurumun yerinde olduğunu, arkadaşlarımın beni incitmeden bana nasıl destek olduklarını gösteriyor. Ben çok mutlu oldum.

“BİZ DİK DURACAĞIZ”

SORU: Sizinle birlikte uzaklaştırılan akademisyenler neler yapıyor?

K. MEMİŞ: Özellikle Barış Akademisyenleri uzaklaştırıldı Mersin’de. 22’ye yakın akademisyen ihraç edildi. Eğitim-Sen’li olmaktan kaynaklanan bir durum. Ben sürekli Eğitim-Sen’e gidip geliyorum. Gelen akademisyenlerle oturup sohbet ediyoruz. Bir arkadaşımla sohbet ediyorduk. KHK’lılar için, ‘Ağaç kabukları yesinler’ diyenler olmuş. Biz ağaç kabuğu yemeyeceğiz, diz çökmeyeceğiz. Biz dik duracağız, onurumuzla, haysiyetimizle geri döneceğiz. Bu siyasal mücadeleyle olur, demokrasi mücadelesiyle olur, hukuki mücadeleyle olur ama illaki biz döneceğiz. Biz kazanacağız, çünkü haklıyız.


   

Yorum Ekle comment Yorumlar (1)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!

  • Gönderen : - Tarih : 2/12/2019 - 20:36:44


  HABERCİ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  HABERCİ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 




  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER
 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinhaberci.com © Copyright 2016-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA