HEDİYE EROĞLU
Mersin Büyükşehir Belediye Meclisi’nin Aralık ayı olağan toplantı döneminin ı. Birleşimi Kongre ve Sergi Sarayı’nda yapıldı. Mecliste gerilim yaratan konulardan birisi de performans gerekçesiyle işten yaşana işten çıkarmalar oldu.
Konuyla ilgili ilk olarak söz alan Akdeniz Belediye Başkanı AKP’li M. Mustafa Gültak, kendisini de bu konudan muzdarip olduğunu ancak orta yol bulduğunu aktardı.
“Siz kendinize göre haklısınız ama mesajla performans adı altında işten çıkarmalar kamuoyunda ciddi bir travma yaratıyor” diyen Gültak, “Performansın ne olduğu en azından grup sözcülerine aktarılır ise onlarda gruplarına aktarırlar çünkü bu konu gittikçe büyüyerek, kartopu gibi önümüze geliyor. Şuandan itibaren bir frene basılıp, durdurulması gerekiyor bu konunun. İnsanlar tedirgin. Bu konuda bir fren yapalım, bundan sonra da çıkartılacaksa tüm grupların sözcülerinin olduğu bir alanda bunun netleştirirsek tüm kamuoyu adına yararlı olur” dedi.
BÜYÜKŞEHİR’E ‘RAHATLIK’ ELEŞTİRİSİ
MHP’li Meclis Üyesi Mahmut Tat da, konuşmalarının şov olmadığını siyasi amaçlı olduğunu söyleyerek, “Şehri ilgilendiren kararlar bu meclisten çıkacak, beraber çalışacağız. Başkan su zammı dedi, destek verdik. Kadınlarla ilgili pozitif ayrımcılık yapılacak dedi, daire başkanlığı kuruldu.
Belediye içerisinde gerek sosyal medyasında gerek yaşantısında bize destek veren, çalışan binlerce insan var. Bu insanlar fişlenir gibi tek tek seçilerek işten çıkarılırsa biz de bu insanlara sahip çıkabilmek, onların sözcülüğünü yapmak adına dertlerini dile getiriyoruz. 8 ay geçti beklerdik ki ‘şu kadar insan şunu yaptığı için işten çıkartıldı’ denilsin.
Cumhur İttifakı’na destek veren insanlar çıkarılarak bir kaynak oluşturulması düşünülüyorsa şehre yazık edersiniz. İnşallah öyle bir karar yoktur düşüncenizde. Çünkü kıt kanaat geçinen bir belediyeden söz ediyorsunuz ama yapılanlara bakıldığında biraz rahatlık görüyoruz. Bu konunun tekrar değerlendirilmesini istiyoruz. Gerekirse grup başkanları, daire başkanlıkları ile bir araya gelelim. Öyle inanıyoruz ki hak etmeden haksızlığa uğrayan arkadaşlarımız var. arkadaşlarımızın ‘bugüne kadar sesiniz çıkmıyordu’ gibi ithamları da kabul etmiyoruz.
“YENİŞEHİR’E ALINAN 250 KİŞİNİN İÇİNDE SAĞ CENAHA YAKIN KİMSE VAR Mİ?”
CHP’li Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit’in, “17 yıldır bu ülkede bir hastanede süpürgeci olmak isteyen arkadaşımızın bir partiye üye olmadan süpürgeci olma şansı var mıdır yok mudur?” demesi üzerine Başkan Gültak’tan tepki geldi.
“Bir fren yapmanız ve çıkarılanların tekrar değerlendirilmesi gerektiğini ifade ettim. İşin ucu yeniden bize getirildi” diyen Gültak, “Siz konuştukça biz de sizin yanlış aktardığınızı ifade edeceğiz. Ben 5 yıl il başkanlığı yaptım. O dönemde aldığım insanların hepsi belli. O aldığım insanların parti üyesi olmadığımı da belli. Hüsnü kuruntu yapıyorsunuz. Peki, 250 işçi aldınız şu işçileri bir görelim bakalım kaç tanesi bizim sağ cenaha uygun? Onlar getirip koyarsanız görürüz ayrımı. Getirin o 250 kişi görelim. Biz burada şunu yapıyoruz, belediye ile ilgili çok nazik güzel, incitmeden, saygı çerçevesinde düşüncelerimizi aktarıyoruz. Siz de görüşlerinizi aktarıyorsunuz, bunun iktidarla, AK partiyle, Cumhur İttifakıyla alakası yoktur” dedi.
“VİCDANIM RAHAT”
Son olarak söz alan Vahap Seçer, “Bu tartışmalardan rahatsız değilim. Bu doğal. Demokrasilerde böyle oluyor. Bu meclis ‘parmak kaldır, indir, ben ne diyorsam doğrudur. Sus, oturma konuşma’ gibi bir durum yok. Akşam kafayı yastığa koyduğum zaman küt diye gidiyorum. Vicdanım rahat, ateş basmıyor, ne yaptığımı biliyorum. Hata yapabilirim kuluz. Yanlış yapmam, yapsam da dönerim. Personellerle değişik nedenlerle yollarımızı ayırıyorum. Biz yönetime gelir gelmez son 6 ayda işe giren tüm personelle yollarımızı ayırdık. Ben siyasi etik gereği Allah ömür verir tekrar partim beni aday yapar, 2024 seçimlerinden 6 ay önce dramatik bir rakamla personel alırsam gelin karşıma.
“AKDENİZ’DE KAYYUM TEMİZLİK YAPTI”
Bugüne kadar işten çıkarılan personele ilişkin rakamları da veren Seçer, “Toplam 110 MESKİ’den, yaklaşık 90 civarında da Büyükşehir’den olmak üzere yaklaşık 200 personelle yollarımızı ayırdık. Bir art niyet olsa, siyasi ideolojisinden dolayı insanları belediyeden temizleme gibi bir girişim, bir kıyım olsa ben bin-bin 500 elemanın işine birden bire son verirdim. Niye böyle yapıyorum? Çünkü samimiyim. Diyorum ki, bir sürü çalışan ama işe gelmeden maaş alan var, çalışır gibi görünüp çalışmadan maaş alan var. Birçok personel çalışıyor görünüyor ama yaptığı işin aldığı maaşla alakası yok. Buna vicdan razı olmaz. Biz tespitler yaparak 10 süzgeçten geçiriyoruz. Biz yaptık oldu bittiye getirmek istemiyoruz. Ben MESKİ’den şu ana kadar 149 personelle yollarımı ayırmışım performans nedeniyle. 9 ay geçti. Ben bir çırpıda çıkarabilirdim yönetime gelir gelmez. 171 disiplin, bunun yaklaşık 90’ı son 6 ay giren, geri kalan 81’i performans gerekçesiyle Büyükşehirden çıkan eleman. Bende 10 bin insan çalışıyor. Diğerlerini ben mi aldım işe? Tekrar tekrar getirip önümüze koymayın Sayın Gültak’ın işçi çıkarmaya ihtiyacı yok çünkü kayyum sizden önce yapmış o işi. Bir yol temizliği yapmış. Onlarca, yüzlerce insan çıkarıldı. İnsanlar bağırdı, canları yandı. Bunu siyasi polemik meselesi yapmayın.
“VANDALLIK. KINIYORUM”
Geçen nahoş bir olay oldu. Cahil cühelayı cesaretlendirmeyin. Geldiler Kültür AŞ:’de taşkınlık çıkardılar. Kendini bilmez insanlar. Hangi gerekçe olursa olsun, işten çıkarmak bir devlet kurumunu taciz etmeye oradaki insanları darp etmeye gerekçe olabilir mi? Bu medeniyet mi? Bu Vandallık kınıyorum. Hepimiz kanun nizam çerçevesinde hareket ediyoruz.
“FRENE BASMAYACAĞIM”
Bana frene bas deniliyor, frene basacak zamanım yok. Ben son gaz hizmet için her türlü tedbiri alacağım. Arkadaşlarımız da gaza bassınlar benim tahammülüm yok. Fayda vermeyen, maaşının karşılığını vermeyen babamın oğlu da olsa, benim partilim de olsa ki biz ne İsa’ya yaranabiliyoruz ne de Musa’ya. Benim partililerim de şikayet ediyor.
Belediyeyi yönetirken özellikle karar alma mekanizmaları noktasında benimle güven içinde çalışacak arkadaşlarıma dair kendi dünya görüşümden yana tercih koyma hakkım vardır. Bir belediye başkanının dünya görüşü kente yansır. Elbette ben sosyal demokrat, çağdaş, seküler bir insanım. Kente bu görüşün yansımasını isterim” dedi.
LOGO İÇİN KARALAMA KAMPANYASI TEPKİSİ
Logo tartışmalarına dair de açıklama yapan Başkan Seçer, 2020-2024 yılı Stratejik Plan çalışmaları kapsamında meclise logo ile ilgili sunum yaptığını anımsatarak, “Bu sizin onayınızdan geçecek. Oldu bitti mantığıyla bunu yapmadığımı bilmenizi istiyorum. Kamuoyunda tezvirat yapılıyor, bir karalama kampanyasıdır gidiyor. Ben böyle bir çalışma yapabilirim, sizi, kamuoyunu ikna edebilirim. Biz bunu gayri resmi bir şekilde kullanmıyoruz. Şimdi ki kullandığımız kamuoyuna sunuyoruz. Görmezse, kanıksamazsa nasıl ölçüm yapacağım kamunun ne düşündüğü ile ilgili” dedi.
Su ücretlerini zamlanması ile ilgili tepkilere dair ise tüm belediyelerin partisi ne olursa olsun bu zammı yapmak zorunda olduğunu savundu ve geri adım atmayacağını ifade etti
AKARYAKIT İHALESİ İPTAL EDİLDİ
Akaryakıt ihalesi ile ilgili bilgi talebine ilişkin ise Seçer çarpıcı bir açıklama yaptı. Muhalefetin geçtiğimiz haftalarda ‘adrese teslim ihale mi yapılıyor?’ iddiasını gündeme getirdiği 150 milyon TL’lik akaryakıt alımı ile ilgili Vahap Seçer, ihalenin iptal edildiğini açıkladı. Seçer, “Akaryakıt alımı konusunda polemiğe sebebiyet vermemek için ihaleyi iptal ettik. Şuanda MESKİ bir ihale yaptı ihale de sonuçlanmak üzere. Bu arada bazı gelişmeler oldu. Büyükşehir olarak EPDK’dan lisans aldık. Neden? Çünkü direk dağıtıcılardan akaryakıtı temin edelim, hiç olmazsa birkaç adım daha avantajlı ihaleye çıkalım diye. Arkadaşlarımız şuan onun çalışmalarını yapıyorlar” dedi.
BORÇ ALINAN 67 MİLYON TL NELERE HARCANDI?
Muhalefetin sorusu üzerine belediyenin ne kadar borçlandığına ilişkin de açıklamalarda bulunan Başkan Seçer, “Eylül ayında borçlanma yetkisi aldım. O günden bugüne; borçlanma yapmadık çünkü bankalar para vermedi, tefeci faizi istediler. Sayın Gültak ile beraber başta Lütfi Elvan’a ve milletvekillerimize giderek tekrar destek rica ettik. Büyükşehir’in sorunları ile ilgili yerleri aradık. Tüm konuları oturduk beraber tartıştık. 75 milyon TL teminat mektubu alabildik. Bununa karşılık 67 milyon TL’lik kredi kullandım. Bunun 20 milyon TL’si SGK’ya, 7 milyon TL’sini maliyeye ödedim. Geriye kaldı 40 milyon TL’yi para bekleyen esnafa ödedik. Biz zaten her ay minimum 30 milyon TL esnafa para ödüyoruz. Ama borç çok, delik büyük, yamalık küçük. 9 ayda ne yapabilirim? Aldığım borç, gelen para ortada. Geçen yıl ki bütçe 1.38 milyar TL, aylık gelirimiz 190-110 milyon TL arası. İlk yönetime geldiğimde bu para 70 milyon TL’ye kadar düşmüştü. Para basamam. İmkanlarım ölçüsünde esnafa ara ödüyorum. Gelecek yıl sadece bankalara 190 milyar TL faiz ödeyeceğim, geçmiş dönemin borçlarından dolayı.
İşçi çıkarmaları tasarruf anlayışı ile yapmıyoruz. Sinekten ya çıkarmıyoruz. Bu kadar mı iş bilmez, insafsız bir adamım? Hiç alakası yok. Bir yandan işçi çıkarılırken diğer yandan işçi alınıyor çünkü benim çalışana ihtiyacım var” dedi.