Gizem Ekici

Tarım ve Ormancılık Hizmet Kolu Kamu Emekçileri Sendikası (Tarım Orkam-Sen) Mersin Şube Başkanı Yılmaz Kilim, artan doğa tahribatlarının önüne geçilmesi adına bir basın açıklaması düzenledi.

CHP’li belediye meclis üyesi Kenan Hazar’ın da destek verdiği açıklamada geçtiğimiz günlerde Eski Mezitli Mahallesi’nde yaşanan olaydan örnek veren Kilim, “Bu olay şu acı bir gerçeği bize bir kez daha göstermiş oldu. 2/B ile başlayan yasal düzenlemeler, 6292 sayılı yaylalık alanların kiralanmasını düzenleyen yasa ile devam etti. Son olarak 7139 sayılı yasa ile 6831 sayılı yasaya eklenen ek madde 16 yerleşim yeri haline gelmiş ya da potansiyel taşlık kayalık alanlar orman alanlarından çıkarılmasına izin verdi. İmar affı ile orman alanları da dahil olmak üzere her başvuru kabul edilmiş, bu da daha fazla orman alanının talan edilmesini teşvik etmiştir” dedi.

“DEVLET ORMANLARININ MÜLKİYETİ DEVROLUNAMAZ”

Devletin ormanları korumak için gerekli tedbirleri alması gerektiğini söyleyen Kilim, “Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz. Bütün ormanların gözetimi Devlete aittir. Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz. Devlet ormanları kanuna göre, Devletçe yönetilir ve işletilir. Bu ormanlar zamanaşımı ile mülk edinilemez ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz. Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez. Ormanların tahrip edilmesine yol açan siyasi propaganda yapılamaz; münhasıran orman suçları için genel ve özel af çıkarılamaz. Ormanları yakmak, ormanı yok etmek veya daraltmak amacıyla işlenen suçlar genel ve özel af kapsamına alınamaz” şeklinde konuştu.

“KORUMAK YERİNE TAHRİP EDENLERİ ÖDÜLLENDİRİYOR”

Devletin koruması gereken ormanların Anayasa’nın 169’uncu maddesinde de yer aldığını belirten Kilim, “Fakat görüyoruz ki insanlar orman bölge müdürlüklerine ‘orman alanlarını nasıl mülk edinebiliriz?’ diye resmi dilekçelerle başvurmakta ve resmen kendilerini ihbar etmektedir. Buna karşılık yetkililer bu konuda hiçbir tedbir almamaktadır. Mevcut yasal düzenlemeler de ormanları korumak yerine tahrip edenleri ödüllendirmektedir. Bahsi geçen orman talanı, Mersin genelinde münferit bir olay olmayıp yıllardan beri süregelen bir talan mevcuttur. Bu talan sadece Mezitli’de değil Mersin'in her ilçesinde ve hatta her mahallesinde görülmektedir. Orman Genel Müdürlüğünün verilerine göre 2015 yılında Mersin’de toplam 840.740 hektar ormanı alanı varken iken bugün 835.534 hektara kadar azalmıştır” dedi.

“BİN 800 FUTBOL SAHASI BÜYÜKLÜĞÜNDE ORMAN YOK OLACAKTIR”

Büyükeceli’de çıkan orman yangınından dolayı alanın yapılaşmaya kurban gitmemesi için takipte olduklarını belirten Kilim, “Mezitli’de 72 dönüm alanda ağaç katliamı yapanlarla ilgili bir kişinin tutuklandığını medyadan öğrenmiş bulunuyoruz. Ama gerçek sorumlular ve azmettirenlerle ilgili bir araştırma yapıldığına inanmıyoruz. Kanal İstanbul Projesi nedeniyle 418 adet taşınmazın (1.343 hektar) mera niteliği kaldırılmıştır. Toplam 1.289 hektarlık devlet orman alanı, yani yaklaşık 1.800 futbol sahası büyüklüğündeki orman yok olacaktır. Bunu ÇED Raporunda görebiliyoruz” diye yaşan katliamlara dikkat çekti.

“ORMANLAR GELECEĞİMİZDİR”

Ormanların korunması gereken bir ekolojik dengesi olduğunu belirten Kilim, tahrip edilen alanların yerine başka alanlarda milyonlarca ağaç dikilmesi ormanların korunması ve geliştirilmesi anlamına gelmeyeceğini belitti.  Kilim sözlerine şu şekilde son verdi; “Ormanlar biyosistem içinde ekolojik dengenin önemli bir aktörüdür. Yaşamın devamı ve geleceğimiz için ormanların korunması son derece önemlidir. Ormanlar geleceğimizdir. Geleceğimizi yok etmeyelim. Türkiye’nin doğusunda, batısında, kuzeyinde veya güneyinde, hatta Dünyanın herhangi bir yerinde, hangi gerekçeyle olursa olsun; ister güvenlik, ister rant veya ‘gelişmişlik’ adına olsun… Ormanların yok edilmesi geleceğimize vurulan bir balta darbesidir”.