Haber Merkezi
Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri (DAÇE), milyonlarca insanın sağlığını doğrudan etkiyecek ve yaşam kalitesini bir üst seviyeye taşıyacak bir teklifle Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın kapısını çaldı.
Aralarında Mersin Çevre ve Doğa Derneği (MERÇED) ile Tarsus Çevre Koruma Kültür ve Sanat Merkezi Derneği’nin (DAÇE) de olduğu 12 derneğin imzasını taşıyan başvuruda, yoksul ailelere ücretsiz olarak dağıtılan düşük kaliteli kömür nedeniyle halkın fiziksel ve zihinsel sağlığı bozulduğu belirtilirken, elektrik enerjisindeki yüzde 35 arz fazlası da göz önünde bulundurularak, yoksul ailelerin bulunduğu semtlere güneş enerji santralleri yapılmak suretiyle ücretsiz elektrik verilmesi ve elektrik enerjisiyle ısınmanın sağlanması önerisinde bulunuldu.
DAÇE’nin, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na yaptığı başvuru talebi ve talebin gerekçelerine dair detaylı raporda şu noktalara dikkat çekildi: “Kömür dağıtımının neden olduğu hastalıklar, bu hastalıkların tedavisi için harcanan kaynaklar ve emek (para, ilaç, yakıt, ilaç ve makine ithalatı, hastane inşaatı, toplumun bilişsel yeteneklerinin ve üretim kapasitesinin zarar görmesi, psikiyatrik bozukluklar nedeniyle artan cinayet ve intihar vakaları v.s.) , erken ölümler -rahatsızlıklar -psikolojik bozukluklar nedeniyle oluşacak işgücü ve üretim kaybı başta olmak üzere hesaplanarak, bu maliyetten yoksul halka ücretsiz elektrik dağıtılmasının maliyetinin çıkarılması suretiyle ortaya çıkacak toplumsal maliyet analizinin (yasal sorumluluğunuz gereği kamu zararının engellenmesi için) yapılması talebidir.
Çevre Mühendisleri Odası 2018 ‘hava kirliliği’ değerlerini inceleyerek kamuoyuyla paylaşmıştır. Hava kirliliği ölçüm istasyonlarından alınan verilere göre Türkiye'de 60 milyon insan (yani şehirlerde yaşayan nüfusun tamamı) kirli hava solumaktadır.
Türk Tabipler Birliği’nin (TTB) de bileşeni olduğu Temiz Hava Hakkı Platformu’nun yayımladığı Kara Rapor’a göre de Türkiye’de 2018 yılında, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na ait hava ölçüm istasyonlarından, hesaplamalar için yeterli sayıda ölçüm yapılan 73 ilin 72’sinde (yüzde 98,6) hava kirlidir. Başka bir ifadeyle bu kentlerimizde yaşayanların akciğer kanseri, solunum yolu hastalıkları başta olmak üzere, hastalanma riskleri havası kirli olmayan kentlerde yaşayanlara göre çok daha fazladır.
Son 3 yıldır hava kalitesinde hiç bir iyileşme olmayan ve ciddi hava kirliliği yaşayan aralarında Mersin’in de bulunduğu 16 ilde yıllık ortalama hava kirliliği (PM10) düzeyleri 90 μg/m3’e ulaşmıştır. Bu miktar DSÖ sınır değerlerinin 4,5 katıdır. Yapılan çalışmalar Türkiye’de 2017 yılında yaşanan her 100 ölümden 13’ünün başka bir ifadeyle, 50 binden fazla ölümün hava kirliliği nedeniyle gerçekleştiğini göstermektedir.
Kömürle ısınmanın neden olduğu PM 10 ve PM 2,5 tıp literatüründe ‘dış ortam hava kirliliği’ olarak adlandırılmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü Kanser Araştırma Birimi’nin yayımladığı raporda da, dış ortam hava kirliliğinin akciğer kanserine yol açtığı, mesane kanseri riski artışı ile de pozitif ilişkisi olduğu bilimsel olarak tespit edilmiştir. Bu rapor dış ortam hava kirliliğinin kansere yol açtığının bilimsel olarak ilan edildiği Dünya Sağlık Örgütü'nün ilk resmi raporu olup, çığır açıcı niteliktedir.
Danimarka Aarhus Üniversitesi ile ABD Şikago Üniversitesi’nden bilim insanlarının 20 Ağustos 2019 tarihinde yayınlanan akademik çalışmasına göre ‘Hava kirliliği; depresyon, anksiyete bozukluğu ve bipolar bozukluk gibi psikiyatrik rahatsızlıklara neden olmaktadır.
Kömür dağıtımına bağlı hava kirliliğinin en önemli etkenlerden olduğu ruhsal rahatsızlıklar çok artmış, Türk halkının ruh sağlığı bozulmuştur. Türkiye'de toplumun ruh sağlığının bozulmuş olması nedeniyle intihar vakalarının arttığı, TÜİK verilerine göre 2002 – 2018 dönemini kapsayan 17 yılda 50 bin 378 kişinin hayatına son verdiği, her sene ortalama 2 bin 963, her ay 246, her gün 8 kişinin intihar ettiği, 2018 yılında ise 3 bin 161 kişinin intihar ettiği belirlenmiştir. TÜİK verilerine göre intiharların yüzde 37'sinin sebebi bilinmemektedir. Yani intihar edenlerin yüzde 37'sinin ‘intihar etmek için bir sebebi olmadığına’ göre en azından bu intiharların yukarıdaki bilimsel çalışma ve istatistikler ışığında hava kirliliğiyle ilişkisinin olması kaçınılmazdır. Nitekim Türkiye'de 2003 yılında 14 milyon kutu antidepresan kullanılırken 2019 yılında antidepresan kullanımı 55 milyon kutuya çıkmıştır.
Yukarıda belirttiğimiz istatistikler ve bilimsel delillerle ısınma amaçlı kömür kullanımına bağlı olarak halkımızın kanser başta olmak üzere fiziksel hastalıklara yakalandığı, kirli hava nedeniyle psikolojisi bozulan insanların antidepresan kullanımının ve intihar vakalarının sürekli arttığı sabittir. Bakanlığınız tarafından ihtiyaç sahibi ailelere toplumun fiziksel ve ruh sağlığının bozulmasına neden olacak şekilde kömür dağıtılmakta olup yoksul ailelerin ısınma ihtiyacının güneş enerji santrallerinden elektrik üretilerek veya elektrik enerjisindeki yüzde35 arz fazlası göz önüne alınarak maliyeti devlet tarafından karşılanmak suretiyle ücretsiz elektrik verilmesi mümkündür “denildi.