Başarılı olmasına rağmen EK-8 belgesinden dolayı yüksek öğretime geçiş yapamayan engelli birey İmge Gülsün için anne ve babası acilen çözüm istedi. MEB’e ve YÖK’e ayrı ayrı şikayetlerde bulunduklarını söyleyen baba Remzi Gülsün, “Hem YÖK’ten mağduruz, hem MEB’den. Çözüm istiyoruz” dedi.
GİZEM EKİCİ
Engelli birey İmge Gülsün (20) başarıyla mezun olduğu lisenin ardından yüksek öğrenime geçiş yapamıyor. Resim, dans ve müzik konusunda kendini yıllardır geliştiren ve yaptığı resimlerle birçok ödül alan İmge, resim bölümünde yüksek öğrenimini tamamlamak istiyor, fakat EK-8’e takıldı.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) zorunlu eğitim kapsamında eğitimini tamamladıktan sonra Özel Eğitim Meslek Okulu Diploması (EK-8) ile okuldan iyi bir ortalama ile ayrıldı. Fakat 2017’de Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) tarafından engelli öğrencilerin eğitim alabilmeleri için bir yazı yayınlandı. EK-8 ile alımların yapılmadığını gören ailenin yüksek öğrenim hayalleri suya düştü.
“MEB VE YÖK ARASINDA BİR İLETİŞİMSİZLİK VAR”
Türkiye’nin Birleşmiş Milletler ile imzaladığı eğitim anlaşması gereğince herkesin eşit eğitim anlayışına ters bir durum olduğunu söyleyen baba Remzi Gülsün, “Türkiye bu yasaya imza atmış. Bu imzanın gereği engelinden dolayı engel çıkarmamaları gerkiyor. Yönetmelik imzalanan anlaşmanın tamamına aykırı bir şekilde ilerliyor. Yeteneği olan bütün çocuklar yeteneğine göre bir eğitim almalı, her çocuk okumalı, hayatın içinde kalmalı” dedi. YÖK’te büyük bir eksiklik olduğunu da vurgulayan baba Gülsün, “Bizim 1 yılımız boşa gitti. Diyelim ki bu sınav kalktı, ama burada da bütün engellileri aynı kategoride ele alıyorlar. Yüzde 10 engel sınırı belirlemişler, ama fiziksel ve zihinsel olarak ayırt edilmemiş. Tamamen zihinsel beceri gerektiren sınava kolunda yüzde 10 engeli olan bir insan çok raht girebilir ama zihinsel engelli bir insanın yüzde 10 engeliyle bu sınavdan başarılı olması beklenemez. Bu konuda çalışmalar yürütülüyor ama içi doldurulmuş bir yasa çıkmamış. MEB ve YÖK arasında bir iletişimsizlik var. Hem YÖK’ten mağduruz, hem MEB’den” diye konuştu.
“YÖK MEB’E, MEB YÖK’E ATIYOR SUÇU”
Lisede kızlarının hafifletilmiş bir müfredatla eğitim aldığını söyleyen anne Ayşe Gülsün, “Daha sonrasında herkesle aynı sınava girdiler. Herkesle aynı bakış açısına sahip bireyler değiller. İmge dans, müzik ve resim konusunda eğitimler aldı. Bunlara ait bölümlere girebilir ama giremedi, 1 yılı kayıp oldu. Yüksek Öğretim Kurumu’yla (YÖK) iletişime geçtik. Onlar çocukların mağdur olduklarını biliyorlar ama onlarda suçu Milli Eğitim Bakanlığı’na (MEB) atıyor suçu. YÖK MEB’e, MEB YÖK’e atıyor suçu. Engelli çocuklar için eğitim bitmiş durumda, iş imkanı yok. Belli bir yaştan sonra evlere mahkum ediliyorlar. Sosyal bir çocuk İmge, eve mahkum kalamaz” dedi. engelli bireylerin eğitimin çok pahalı olduğunu söyleyen anne Gülsün, “Zaten eğitime başladıktan sonra onu gün içinde yalnız bırakamadığımız için onunla beraber hareket ediyoruz. Aldığı bütün eğitimleri birlikte aldık. Sayesinde ben de resim çizmeyi öğrendim. Hatta bütün eğitimleri birlikte aldık. Anne, babanın bilinçli olması gerekiyor. Liseler bu konuda çok bilinçsiz. Çocuklar dışlanıyorlar. Kurumlar yeterince eğitim vermediği için özel kurumlara yöneliyoruz” diyerek, devlet eğitiminin de nitelikli bir hale gelmesini istediğini vurguladı.
“POZİTİF AYRIMCILIK YAPMAMIZ GEREKİYOR”
Yetenek isteyen bölümlerde engelli bireyler için Yükseköğretim Kurumları Sınavının (YKS) yapılmaması gerektiğini savunan baba Gülsün, “Diğer bölümler içinde sınava girecek öğrenciler içinde sınav sırasında özel eğitimci olmalı. Engelli çocuklara hayata tutunabilmeleri, eve kapanmamaları için pozitif ayrımcılık yapmamız gerekiyor. Lisede nasıl hafifletilmiş müfredat uygulandıysa, yüksek öğrenimde de bu şekilde müfredat mümkün. Sosyal yaşamda var olmak hem engelli öğrencilere, hem de diğer öğrencilerin bilinçlenmesi için iyi olacaktır” diye konuştu. İmge’nin bu sınavların hepsinden belirlenen barajların üzerinde sonuçlar aldığını söyleyen baba Gülsün, “Özel Eğitim Meslek Okulu Diploması (EK-8) bizim en büyük sorunumuz. Bu belgeden dolayı devam edemiyor eğitimine. İmge okulu çok seven biri, eğitim hakkının verilmesini istiyoruz” diye seslendi.
“ÇÖZÜM İSTİYORUZ!”
Yaşadıkları eğitim mağduriyetinden dolayı birçok yere yazı yazdıklarını, dilekçe verdiklerini belirten Gülsün ailesi, sadece İmge için değil, İmge gibi okumak isteyen ama haklarını elde edemeyen engelli bireyler için uğraş verdiklerini belirtiyorlar. Anne Gülsün, yaşanılanların sadece kendilerine özel olmadığını ve İmge’nin mezun olduğu Yahya Günsür Mesleki teknik Anadolu Lisesi’nden mezun olduğu diğer engelli bireylerinde bu tarz sıkıntılar yaşadığını da belirtti. Baba Gülsün ise, “Acilen MEB ve YÖK arasında yaşanan iletişimsizliğin çözülmesi gerekiyor. Birçok kere yaptığım şikayetlerin hepsinde karşı taraf suçlandı. Çözüm istiyoruz. İmge gibi çocukları evlere mahkum etmeyin” dedi.
EK-8 NEDİR?
MEB'in Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği'nin 32'inci maddesi 3'üncü fıkrasının "m" bendinde şöyle deniyor:
Öğrencilere mezun olduklarında Özel Eğitim Meslek Okulu Diploması (EK-8) düzenlenir. Bu diploma, özel eğitim meslek okulu mezunu olan bireylere yükseköğretime devam etme ve bağımsız iş yeri açma hakkı sağlamaz. Ancak, bireylerin kamuda bir işte istihdam edilmesi durumunda bu diploma bireylerin meslek lisesi mezunlarına tanınan özlük haklarından yararlanmalarını sağlar.