GİZEM EKİCİ
Mersin Nükleer Karşıtı Platform (NKP), Akkuyu Nükleer A.Ş.’nin bilgilendirme seminerinde söylenenlerin doğrusunu halka söylemek için bir basın açıklaması düzenledi.
NKP adına konuşan Aycan Özcan, “Bugünkü açıklamamız ‘Yalanın bedelinin ne kadar’ olduğu üzerinedir: Nükleer yalanlara karşı, doğal doğruları dile getiriyoruz. Evet, Akkuyu Nükleer A.Ş.'ye, Rosatom'a, yerli ve milli taşeronlarına soruyoruz: Yalanlarınızın bedelinin ne kadar olduğunu hesapladınız mı?” sorusunu sordu. Halkın doğruları öğrenme çabasının engellenmeye çalışıldığını söyleyen, “Akkuyu Nükleer A.Ş. İlişkiler ve İşbirliği Direktörü Aleksey Frolov'un dile getirdiği Çernobil Dizisinin ünlenen repliği ‘Yalanın bedeli ne kadardır?’ sorusunu halkımızın özdeyişi ile karşılıyoruz: ‘Yalancının mumu yatsıya kadar yanar” dedi.
Özcan konuşmasına şöyle devam etti:
“Akkuyu Nükleer A.Ş. Yapı İşleri Direktörü Sergey Butskikh diyor ki: ‘Bizim inşa etmekte olduğumuz bu tesis bölgeye, coğrafyaya çok güzel uyum sağlayacak çok güzel bir eser olacaktır’ ve ekliyor: ‘Buradaki kıyı yapısını bozmadan tesisler inşa etmeye çalışıyoruz. Ve çok nadir bir güzelliğe sahip olan bu doğayı bozmadan, bu tesisi oraya oturtmaya ve faaliyete geçirmeye gayret sarf ediyoruz’
“KUYRUKLU YALAN!”
Halkımız derki iki çeşit yalan vardır: Yalan ve kuyruklu yalan. Bütün çabalara karşın halkımız nükleercilerin yalanlarının kuyruklu yalan olduğunu algılıyor. Rosatom, Akkuyu Nükleer A.Ş. ile İçtaş, Mehmet Cengiz, Mefa gibi yerli ve milli taşeronlarının doğamızı nasıl yakıp yaktıklarını, köylerdeki ve bölgedeki halkımız yaşıyor. Akkuyu'nun inşaat öncesi fotoğrafları ile bugünkü görüntüleri gören gözler derhal algılıyor. ‘Saha zeminin hazırlanması’ için yapılan ve 1-2-3 şiddetinde yer sarsıntılarına neden olan mağara patlatmaları ile Akdeniz foklarının, yunusların, deniz kaplumbağalarının yaşam alanı mağaraları yok edenler doğayı korumaktan söz ediyorlar. Daha dün işçi konteynerlerinin bulunduğu bölgeden gelen görüntüler kanalizasyonun, kirli, atık suların oluşturduğu gölcükleri gösteriyor. Bölgeden kötü kokular yükseliyor”.
NÜKLEER ATIKLAR NEREYE ATILACAK?
Akkuyu Nükleer A.Ş. yetkilileri santralin ve reaktörün güvenlik şartlarını yerine getirdiklerini iddia ettiklerini söyleyen Özcan, “Açıklamalarda radyoaktif atıkların ‘geçici olarak’ sahada depolanacağı, radyoaktif atıkların yönetimi konusunda Türkiye mevzuatının henüz güncelleştirme sürecinde olduğu, kullanılan nükleer atıkların işleneceği, reaktörde tekrar kullanılacağı, nihai atıkların sahada yani Akkuyu’da depolanacağı ifade edilmektedir. Böylece İthal nükleer atıkların da bölgede depolanması tehlikesi ortaya çıkmaktadır” diye konuştu.
“PAZARLAMA ÇAĞRISIDIR”
Yapılan seminerin müşteri bulmak için olduğunu sözlerine ekleyen Özcan, “Bu ‘Basın bilgilendirme seminerinin’ aslında bir pazarlama çağrısıdır. Bir finansman zorluğu yaşandığı, yüzlerce yer sarsıntısı yaratan patlayıcı kullanımına rağmen halen ‘saha zeminin hazırlanması çalışmaları devam etmektedir’, ‘Gayret sarf ediyoruz’ ifadeleri ve şirket yönetim kademelerindeki sık değişimler işlerin yolunda gitmediğini ortaya koymaktadır” dedi.
“MERSİN BASINI MERSİN HALKINA KARŞI SORUMLULUĞUNU YERİNE GETİRECEKTİR”
Özcan sözlerini şu şekilde sonlandırdı;
“Aleksey Frolov bir yandan nükleer yalanları Çernobil repliğinin ardına gözlemeye çabalarken diğer yandan da Mersin basınına Nükleer Santral kapitalistlerinin hedeflerinin yerine getirilmesinde sorumluluk yüklemekte ve destek istemektedir. Biz biliyoruz ki, Mersin Basını Mersin Halkına karşı sorumluluğunu yerine getirecek ve Rosatom'a, Akkuyu Nükleer A.Ş.'ye, yerli ve milli taşeronlarına destek vermeyecektir”.