HEDİYE EROĞLU

Günlerdir delegelere baskı iddialarına konu olan CHP Mersin İl Başkanlığı’nın 37. kongresi muhalif aday Alptekin Eser’in seçime girememesi ile sonucu çıkan gerginlik ile sona erdi. Pek çok skandalın yaşandığı kongrede öne çıkan bir diğer isim ise İl Başkanlığı’na yeniden seçilen Adil Aktay’ı, adeta topa tutan eski milletvekili Ali Rıza Öztürk oldu.

“CHP’YE OTORİTELEŞME ZİHNİYETİ HAKİM OLUYOR”

Eski milletvekili Ali Rıza Öztürk, kongrede yaptığı konuşmada 2 yıldır il başkanlığı yapan Adil Aktay’a sert ifadelerle yüklendi.

“Kongreler ve kurultaylar sadece seçimlerin yapıldığı platformlardan ibaret değildir. İleriye dönük yol haritasının çizildiği platformlardır” diyen Öztürk, CHP’nin; demokratik, laik hukuk devleti olan cumhuriyetin kimsesi olduğunu, cumhuriyetin de, kimsesizlerin kimsesi olduğunu işaret etti. “Cumhuriyete sahip çıkacak yapıda CHP’dir” diyen Öztürk, “Türkiye değişiyor ama bu değişim demokratikleşme yönünde olmuyor. Dünyadaki, Türkiye’deki değişim ne yazık ki kuvvetlerin tek elde toplanması, merkezileşme, otoriterleşme yönünde oluyor. Bu Türkiye’deki tüm kurumlarda, siyasi partilerde oluyor. Ne yazık ki öteden beri demokrasinin kurtarıcısı olan karanlık tünelin ucundaki ışık, umut olan CHP’de de bir otoriteleşme zihniyeti hakim oluyor. Giderek bu zihniyet CHP’nin tüm kurum ve kuruluşlarına emen olmaya başlıyor. Bu gidiş tehlikeli bir gidiştir. Bu gidiş hiç kimseye yar olmaz. Bu gidişata ‘dur’ diyecek yine CHP’lilerdir” dedi.

CHP’DE İLETİŞİM VAR MI YOK MU?

Türkiye’deki karanlık tünelin ucundaki ışığı daha da aydınlatmak için CHP’nin olmazsa olmazı olan örgütlerin daha çok canlı olması gerektiğini dile getiren Ali Rıza Öztürk, örgütlerin üyeden genel başkana bir bütün olduğunu aktardı. “Siz örgütleri bırakın kırmayı, çatlatırsanız, iktidar küpüne su taşıyamazlar” diyen Öztürk, “Bu ülkede 16 Nisan’da faşist diktatörlük anasal düzen haline geldi. Artık bu ülkede tek adam yönetiminin getirdiği uygulamaların iyi niyetle kaldırılacağını sanmak yanlıştır. Yapılması gereken, olmayan demokrasiyi korumak değil, olmayan demokrasiyi yeniden inşa etmektir. Bunu da CHP örgütleri ile birlikte yapacaktır.

Örgütlerimizin canlı, diri olması için iletişimin mutlaka iyi olması gerekiyor. Parti içi demokrasi sadece ön seçimlerden, belediye başkanları veya milletvekili adaylarını üyeler yada delegeler tarafından seçilmesinden ibaret değildir. Bunlar demokrasinin göstergelerinden bazılarıdır. Ama esas olan demokrasinin olup olmasının en somut göstergesi o yapının içinde iletişim olup olmadığıdır. Kararlar aşağıdan yukarıya doğru tartışarak mı alınıyor, yoksa yukarıda alınan kararlar aşağıya mı dayatılıyor? Kıstas budur.

Zaman zaman parti içerisinde ülke içinde bulunduğu koşullara göre ön seçim yerine değişik yöntemler denenebilir. CHP kararlarını üyeleri ile kendisine benzer siyasal kuruluşlarla tartışarak alıyor, hatalarından dönüyorsa demokratik mekanizmaya kavuşmuş olur. Bir yapının demokratik olup olmadığı, demokratik merkeziyetçilik ilkesinin işleyip işlememesi ile ilgilidir. Tüm bunları sağlayacak olan da örgüt ile iletişimdir.

“SEÇİLECEK İL BAŞKANININ ÖRGÜTLERİN TELEFONUNA YANIT VERMESİNİ İSTİYORUM”

İletişim çağımızda telefon ve sosyal medya ile oluyor. Örgütler taleplerini sosyal medyadan dile getiremez. Seçilecek il başkanının örgütlerin telefonuna yanıt vermesini istiyorum. Bunu kendim için istemiyorum. Bu partide il, ilçe başkanlığı yapmak her babayiğidin harcı değildir. Ben bu partide ilçe başkanlığı, milletvekilliği yaptım ama hiçbir zaman partililerimin veya vatandaşların telefonlarına çıkmamazlık yapmadım.

“GENEL BAŞKANDAN DAHA MI ÇOK İYİNİZ VAR?”

Partinin il ve ilçe başkanlarının genel başkandan daha mı fazla işi var? Sayın Vahap Seçer’in Cuma günü Silifke’de yaptığı toplantıda sayın genel başkan bir konu için beri adadı. Görüşme yaptık. Ardından ben yeniden telefona basmışım. Sayın genel başkan döndü ‘beni aramışsın’ dedi. Bu çok önemli. Yani adam kendisinin arandığını önemsiyor ve geri dönüyor. Çok siyasetçi ile telefonda konuşuyorum. Telefonuma çıkmayan bir tane AKP’li yönetici yok, eski bakanlar, milletvekilleri, belediye başkanları dahil. Bizimkilerde ise var. yoksa nasıl iletişim sağlayacağız? Biz sizin yaptığınız başarılı çalışmaları bu örgüt nasıl halka anlatacak? Yoksa tek taraflı siz söyleyeceksiniz, biz sizin çiftliğinizin marabalarıyız, gideceğiz vatandaşa, ‘il başkanı unu yapıyor, ilçe başkanı bunu yapıyor’ diyeceğiz. Böyle bir şey olmaz. CHP’nin kültüründe, tarihinde böyle bir şey yok. Bunu A veya B kişisi için söylemiyorum. Madem ki bu partinin il başkanlığına soyunuyor o zaman telefonlara çıkacak, başka çare yok” diye konuştu.