HEDİYE EROĞLU
CHP Mersin İl Başkanlığı’nın olaylı 37. kongresinin yankıları sürerken parti içi demokrasiye yönelik eleştirileri ile öne çıkan eski milletvekili Aytuğ Atıcı, partiye verdiği mesajlarla gündem oldu.
ÜLKENİN EN ÖNEMLİ SORUNU, DEMOKRASİ EKSİKLİĞİ
Kongrede söz alan eski milletvekillerinden Prof. Dr. Aytğ Atıcı, kendinden önceki konuşmacıları “Şu ana kadar epeyce hararetli ve ajitasyonu yüksek konuşmaları hep beraber dinledik” diyerek eleştirdi.
Ülkenin en önemli sorununun demokrasi eksikliği olduğunun altını çizen Atıcı, “Her türlü sorunun üstesinden gelebiliriz ama demokrasi eksikliğini mutlaka ama mutlaka bertaraf etmeliyiz. Amasız, fakatsız tam demokrasi sağlanmadan özgürlük, eşitlik, adalet, işsizlik, yoksulluk gibi sorunların hiçbir tanesi çözülmez. Ülkemize demokrasiye getirmenin ilk, en temel yolu; partimizin içindeki demokrasiyi daha yüksek noktalara taşımaktır. Bugün parlamentoda grubu bulunan partiler arasında kuşkusuz demokrasi bayrağını en yüksekte dalgalandıran CHP’dir. Ancak durumun böyle olması parti içindeki demokrasinin yeterli olduğu anlamına gelmez. Partimiz diğer partilere örnek olmalıdır çünkü CHP’nin tarihten süzüp gelen, örnek olma misyonu vardır.
“DELEGE YAZMA OLMAMALI, KOTALAR OLMAMALI, ATAMALAR KALDIRILMALI”
Seçmenimiz bir kurtarıcı aramamaktadır. Mustafa Kemal’in Samsun’dan bir daha çıkmayacağının bilincindedir. Herkes bizatihi Mustafa Kemal olur ve onun fikirlerini yaşatır, onun demokrasi anlayışını içselleştirir ise ancak bir kurtuluş ve reform olacaktır.
Karar mekanizmalarının tabandan tavana doğru, CHP ilke ve değerlerinden asla ödün vermeden, sosyal demokrasinin evrensel ilkelerine sıkı sıkıya bağlı kalarak ve bu ilkeleri Anadolu’nun kadim gelenekleri ile birleştirerek yepyeni bir öykü yazma samanı gelmiştir partimizde. Bunu yapmak zorundayız.
Yazılacak olan bu yeni öyküde maalesef CHP’nin neredeyse geleneği haline gelmiş olan ve demokrasiye asla bağdaşmayan delege yazma olmamalıdır. Yöneticileri blok liste ile belirlemek olmamalıdır. Milletvekili, belediye başkanı, meclis üyesi adayları merkezden belirlenmemelidir. Cinsiyet ile gençlik kotalarına uymamak diye bir şey olmamalı, hatta bu kotalara gerek bile kalmamalıdır. Yönetici atama alışkanlıkları tamamen kaldırılmalıdır” dedi.
“BİRİLERİ CHP ÜYESİNİ TANIMLAR İSE BU GÖMLEK BİZE DAR GELİR”
Bunları herkesin bildiğini de dile getiren Aytuğ Atıcı, ancak reform hareketinin bir plan, proje çerçevesinde gerçekleştirilmesi gerektiğini ifade etti. “Partimiz tüm partilere örnek olur ve o zamanda kendi demokrasisini Türkiye’ye yansıtır” diyen Atıcı, “Bu reform süreci nasıl işlemelidir? Bir; partimizin seçme ve seçme hakkına sahip olan üyeleri, kendi kendilerini yeniden tanımlamalıdır. Birileri CHP üyesini tanımlar ise bu gömlek bize dar gelir. Üyemiz partinin temel taşıdır. Kimdir CHP’nin üyesi, buna üyenin kendisi karar vermek zorundadır. CHP’nin üyesini belirlemek çok zor bir iş değildir, tek maddelik Danışma Kurulları ile bunu başarmak mümkündür. Örneğin temel siyaset eğitimi almış olmalı mıdır? Aidatını düzenli ödemelimidir? Kendisine verilen görevleri yapmış mıdır?
“ÜYELERİN YÜZDE 25’İ GERÇEK DEĞİL”
CHP’nin gerçek üyeleri şu veya bu sebeple yazılmış üyelerinden bahsetmiyorum, ön seçime katılan üyelerin sadece yüzde 43 olduğunu hep beraber yaşadık. Bunu anlamı şudur; partimize kağıt üzerinde kayıtlı olan üyelerin tahminime göre en az yüzde 25’i gerçek üyemiz değildir.
Gerçek üyeler belirlendikten sonra gerisi kolay. Parti yöneticilerinin tamamı bu onurlu üyeler tarafından seçilir ise bir reform olur bu partide. Hala bu kürsülerde milletvekilleri adaylarının ön seçimle belirlenmesi gerektiğini söylemekten utanç duyuyorum. Bu kadar onurlu üye varken bu milletvekilleri elbette ki bu üyeler tarafından belirlenmelidir. Belediye başkan adayları elbette ki bir sistem içerinde ve adı konularak belirlenmelidir. ‘Ben kenti yöneteceğim’ diyen belediye başkanı adayı öncelikle üyenin eleğinden geçmelidir ama bu da yetmez. Sivil toplum örgütlerinin, kanaat önderlerinin ve hatta yeri gelir ise halkın da onayıyla belediye başkanı adayı belirlenmelidir. İl Genel Meclis üyeleri veya belediye meclis üyelerinin tamamı; ön seçim, fermuar sistemi ve cinsiyet ile gençlik kotasına uyarak yine bu üyeler tarafından belirlenmelidir.
“BU ÜYELERİN BU YÖNETİCİLERİ BELİRLEMEYE HAKLARI VARDIR”
1950’den buyana 70 yıldır tek başına iktidar yüzü görmediğimiz halde, gemisini, partisini terk etmeyen, 70 yıldır CHP’li oldukları için çocukları işe alınmayan, CHP’li oldukları için mülakatlardan elenen, ızdırap çeken bu üyelerin bu yöneticileri belirlemeye hakları vardır. Ve bu hak onlar teslim edilmelidir, reform budur. Seçimlerimizde blok listenin kaldırılması bir tüzük hükmü olarak yerini almalıdır. Türkiye’deki demokrasinin kalbi olan Mersin’de oy birliğiyle blok listeye ‘evet’ denmesi beni utandırmıştır. Mahcup etmiştir. Blok liste uygulaması maalesef ki tüzüğümüze uydur. Ancak şu salondaki delegelerimizden bir kişi kalkıp da aleyhte konuşacak durumda değil miydi? Neden konuşmadık, hayır demedik? Bu benim tabandan tavana doğru olan demokrasi, gelecek umudumu azaltmıştır. Çünkü bu durum sadece Mersin’de değil, Türkiye’nin bir çok yerinde böyle.
“SOKAK ÖRGÜTLENMESİ YAPMAMIZ LAZIM”
Ancak seçeceğimiz kurultay delegelerini baskısıyla böyle bir uygulama genel merkezden aşağıya doğru olur ise biz bu işi başaracağız. Parti içi demokrasiyi getirmemiz yetmez. Hayalimiz iktidar olmaktır. Parti içine demokrasi getirdik diye vatandaşlar bize oy vermezler. Bizim o insanların oyuna ihtiyacımız olduğuna göre; örgütlenmemiz yeterli değil mi diye bakmamız lazım. Örgütlenmemiz yeterli değildir. CHP daha iyi örgütlenmelidir. Örgütten ne anladığımız önemlidir. Örgüt üyesi ile birlikte tüm CHP ailesidir. Sokak örgütlenmesi yapmamız lazım.
Parti içine demokrasi gelmeden bundan sonra söyleyeceğim hiçbir şey inandırıcı olmaz.
İkinci önemli nokta; Çalışma modelidir. Hiçbir partili ‘ben çalışmadım’ demez. Haklılar ama CHP’ni amaca, hedefe yönelik Türkiye’nin her tarafından uygulanabilen standart bir çalışma modeli yoktur. Gençler afiş asarak, kadınlar ev ev broşür dağıtarak, milletvekilleri esnaf ziyareti yaparak bu işin olmayacağını gördüler artık. Bu işleri yapmaya devam edeceğiz ancak yanına Sokak Örgütlenmesi Çalışması’nı eklemeliyiz. Bu örgütlenmenin genel merkezden yapılması lazım. CHP Türkiye’ye umut olmak zorunda, bunun için de kurumsallaşmalıdır. İnsanların bize güvenmesi için önce şu koltuklarda oturan CHP’lilerin partimizden gurur duyuyor hale gelmesi lazım. Bunun bir tek yolu da önce kendi evlatlarımıza sahip çıkmaktır. Ayrımcılık yapmadan, kadrolaşmalı, partimizi kurumsal hale getirmeliyiz.
CHP, sol ve sosyal demokrat değerlere sık sıkıya bağlı olmalıdır” diye konuştu.