HEDİYE EROĞLU
“Yine oradayım, göz gözü görmeyen karanlık, soğuk odada, kuş yavrusu çırpınıp duruyor, görünmeyen duvarlara çarpa çarpa. Kapı ne zaman açılır, annem, babam, abim ve babaannem ne zaman dönerler? Bir yürüyebilsem, denize varabilsem!...”
Mersinli şair, öykü ve roman yazarı Ali F. Bilir, 50’li yıllardan günümüze bizi Türkiye coğrafyasında, toplumsal tarihe tanıklık edeceğimiz bir yolculuğa çıkarıyor.
Yazın dünyasında 2018’de ‘Döngüde Bir Yusuf’ adlı ilk romanı ile kitapseverlerin büyük beğenisini kazanan Bilir’in, içerisinde 13 öykünün yer aldığı ‘Denize Varınca’ adlı öykü kitabı raflardaki yerini aldı.
“YAŞAMIN TÜM OLUMSUZLARINA İNAT, ÇIKIŞ YOLUNU ARIYOR…”
Bilir ‘Denize Varınca’ da; içinde bulundukları koşullara sıkışmış, ancak yazgısına başkaldıran karakterleri, kimi zaman Torosların çam kokulu bir dağ köyünde, kimi zaman minibüslerin tozlu sokaklarda devindiği tanıdık bir Anadolu kasabasında ve kimi zaman da kendisinden olmayanı iteleyen büyük kentin hengamesinde, yaşamın tüm olumsuzlarına inat, çıkış yolunu arıyor.
Zaman ve mekandan bağımsız olarak, insanları birbirine yaklaştıran duygular; umut, hüzün, sevgi, kaygı, merhamet, düş kırıklığı ve mizah Bilir’in usta kelemiyle şekilleniyor ve bugünkü Türkiye’ye yön veren insanların büyüdüğü, yetiştiği, ortamlarda hayat buluyor…
Duru anlatımı ve nefes kesen karakterleriyle akla kazınacak 13 hikaye bir solukta okunurken, yazar, toplumcu gerçekçi bakış açısıyla zamanın belleğine yaşamın izini bırakmaya devam ediyor.
“YAZMAK AYNI YAŞAM YOLCULUĞU GİBİ”
Kitapta yazarın 1967 yılında Milliyet Gazetesi’nde yayınlanan ilk öyküsü “Göçüyoruz’un da yer aldığı 13 öykü, ülkenin çeşitli yerleri, çocukluğunun geçtiği Mersin-Silifke yöresi, üniversite yıllarında yaşadığı İstanbul’da geçtiği dönemlere de ışık tutuyor.
Öykülerini toplumcu gerçekçi bakış açısıyla kaleme aldığını ifade eden Ali F. Bilir, “Denize Varınca” beklemekte olan bir kitabımdı. Yeni bir çocuğum dünyaya gelmiş gibi duygu denizindeyim” derken, yazmanın heyecanını da şu sözlerle ifade ediyor; “Yazmak aynı yaşam yolculuğu gibi. Yazarak zamanın belleğine yaşamın izini bırakma düşüncesindeyim. Değerlendirmeyi ben okula bırakıyorum. Yazar yapıtını ortaya koyduktan sonra artık okura bırakır. Okurdan beklediğim okuyup onu içselleştirmesi. Okumak ta bir yazmak gibidir. Okur, okuduğu yapıtta kendini bulur ve kendi dünyası ile içselleştirirse amacına ulaşmış demektir. Yazarın en büyük dileği var ettiği yapıtın okunması ve paylaşılmasıdır”.