Haber Merkezi
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), Mersin İl Koordinasyon Kurulu Adına, Mersin İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Seyfettin Atar, Mersin’de yapılması planlanan ve geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanlığı kararıyla devlet yardımı verilmesi kararlaştırılan polipropilen tesisi hakkında bir açıklama yaptı.
Atar’ın yaptığı açıklama şu şekilde;
“26/11/2018 Tarihli ve 385 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararına istinaden Mersin ilinde yapılacak olan polipropilen üretim tesisi yatırımına proje bazlı devlet yardımı verilmesine ilişkin karar yayınlanmış olup Cfs Petrokimya Sanayi Anonim Şirketi tarafından Tekfen Polipropilen Üretim Tesisi Yatırımı Projesinin tesis edilmesi planlanmaktadır. 10 Mart 2020 tarihinde projenin Nihai Çed Raporu tamamlanmış bulunmakta ve tesis alanı için 27.03.2020 tarihinde Cumhurbaşkanlığı Kararı ile Praje sahası Özel endüstri bölgesi olarak ilan edilmiştir.
Proje kapsamı bütüncül bir şekilde ele alınıp değerlendirildiğinde yatırım noktalarının ve hedeflerinin normal olarak duyular ile hissedildiği gibi olmadığıdır. Yatırım argümanlarının ve boyutunun yerel değil, ulusal ve uluslararası boyut içerdiği anlaşılmaktadır.
DOĞU AKDENİZ BÖLGESİNE ANA KONTEYNER LİMANI VE POLİPROPİLEN TESİSİ
10 yıldır her yıl yayımlanan yatırım programları ile ele alınan Mersin Konteyner Limanı projesi, Cumhurbaşkanı imzasıyla yayınlanan 2019 yatırım programındaki ‘Doğu Akdeniz Bölgesine Ana Konteyner Limanı’ hedefi olarak revize edilmiştir. Doğu Akdeniz Bölgesine Ana Konteyner Limanı’ projesi 2019-2024 yıllarını kapsayan 5 yıllık kalkınma planına da geçerek önümüzdeki yıllara damgasını vuracak ve Mersin’ in lojistik üssü olma hayali tümüyle ortadan kalkacaktır.
Mersin Ana Konteyner Limanı projesi 2019 yatırım programlarında Doğu Akdeniz Bölgesine Ana Konteyner Limanı olarak revize edilmesi Tekfen Polipropilen Üretim Tesisi Yatırımı Projesinin Mersin İlinde yapılması kararıyla ilişkisi var mıdır? Tekfen Polipropilen Üretim Tesisi Yatırımı Projesi Mersinin yerel kalkınma özelinde önünde bir engel oluşturmakta mıdır? Proje Mersin için geri dönülemez bir potansiyele sahip midir?
YER SEÇİMİ KENT PLANLARI İLE UYUMLU DEĞİLDİR
Tekfen Polipropilen Üretim Tesisi Yatırımı Projesinin; Akdeniz ilçesi Karaduvar mahallesi sınırları içerisinde yer alan Toros Tarım Sanayi ve Tic. A.Ş. adına kayıtlı olan parsel saha sınırlarında yapılması ve işletilmesi planlanmaktadır. 1/100.000 Adana-Mersin Çevre Düzeni Planında proje alanının bir kısmının Serbest Bölge için Gelişim Alanı olarak tasarlandığı, geri kalan kısmının ise Sanayi İçin Depolama Alanı olarak düşünülmüştür. Ayrıca 2018 yılında Mersin Büyükşehir belediyesi tarafından onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planında parselin bölgenin bir kısmı Serbest Bölge Gelişim Alanı olarak plan kararı üretilmiş bir kısmı ise Sanayi Depolama Alanı olarak planlanmış geriye kalan kısmı ise yol ve yeşil olarak planlanmıştır.
Diğer yandan Hem Serbest Bölge için hem de Mersin Uluslararası Limanı için yeni gelişim ve depolama alanlarına ihtiyaç vardır. Polipropilen tesisi ile TEKFEN bu alanın tamamına tek başına sahip olurken projenin teşviklerden de yararlanabilmesi için bu alanın Özel Endüstri Bölgesine dönüştürülmesi hem Serbest Bölge için hem de Mersin Uluslararası Limanı için yeni depolama alanı ve yatırımlarının gerçekleşmeyeceğini anlamı taşımaktadır. Ayrıca Polipropilen tesisinin gerçekleşme kararının kesinleşmesiyle birlikte Mersin Ana Konteyner Limanı projesi ortadan kalmış olacaktır.
TARIM BÖLGESİ Mİ? TURİZM GELİŞİM ALANI MI? BALIKÇI KASABASI MI ? AĞIR SANAYİ BÖLGESİ Mİ?
Proje sahası Mersin İli’ne kuşuçuşu yaklaşık 5 km mesafede, Akdeniz İlçesine kuşuçuşu yaklaşık 7,5 km mesafede yer almaktadır. Proje sahasının kuzey istikametinde ve kuşuçuşu yaklaşık 6,5 km mesafede Dikilitaş, kuzeybatı istikametinde ve kuşuçuşu yaklaşık 6 km mesafede Arpaçsakarlar ve 4,5 km mesafede Yalınayak, kuzeydoğu istikametinde ve kuşuçuşu yaklaşık 4,5 km mesafede Karacailyas, doğu istikametinde ve kuşuçuşu yaklaşık 6,5 km mesafede ise Kazanlı mahallesi bulunmaktadır. Proje konusu faaliyet sahasının bitişiğinde ve batı istikametinde Mersin Serbest Bölgesi, sahanın doğu istikametinde ve kuşuçuşu yaklaşık 60 metre mesafede Karaduvar Mahallesi konutları bulunmaktadır.
Proje sahasının hemen yanı başında balıkçı köyü olan Karaduvar mahallesinin yer alaması, türkiye için önemli yeşillik üretimi potansiyeline sahip tarım alanlarının yer alması, proje alanının doğusunda Mersin Tarsus Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesinin olması ve batı kısmında kent merkezinin yer alması projenin doğru yer seçimi yapılıp yapılmadığı konusu ciddi olarak ele alınması gereken bir konudur. Bilindiği üzere Turizm alanı ile ağır kirlilik oluşturan sanayi alt yapısının yan yana yer alması söz konusu bile olamaz.
ÖZEL ENDÜSTRİ ALANI İLAN EDİLMESİ KENTSEL ADALET İLE BAĞDAŞMAMAKTADIR
Diğer yandan Toros Tarım Sanayi ve Tic. A.Ş Proje Sahasının Mersin Toros Özel Endüstri Bölgesi ilan edilebilmesi için Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na başvuruda bulunulmuş ve 27.03.2020 tarihinde alan Özel Endüstri Bölgesi olarak ilan edilmiştir.
Bu evreden sonra 1/100.000 Adana-Mersin Çevre Düzeni Planı ve 1/5000 imar planında imar değişikliğine gidilerek proje için inşaat aşamasına geçilmesi planlanmaktadır. Kent planlama disiplini çerçevesinde tarihin farklı dönemlerinde, farklı yaklaşımlarla adil kentsel gelişme koşullarının sağlaması amacıyla, politikalar, stratejiler ve planlama kararları geliştirilmeye çalışılmıştır. Bugün, adalet kavramı ve kent planlama ilişkisi toplumsal haklardan; ekolojik endişelere uzanan çok geniş bir spektruma çerçevesinde değerlendirilmektedir. Bir bölgenin endüstri bölgesi olarak ilan edilmesi(özel ya da karma) kentsel adalet ve eşitsizlikler oluşturma bağlamında yerel düzlemde uzmanlar tarafından tartışılması ve ele alınması gereken önemli bir konudur.
Kentsel gelişim ilkeleri çerçevesinde kentte sağlanmaya çalışılan adaletin içeriği tartışılıp bu gibi karar mekanizmaların yerel mekan, bileşen ve unsurlar ile paralellik içermesi son derece önemlidir. Özellikle Polipropilen projesinin arazi kullanımı ve ekolojik kaygılar içermekle birlikte Proje Sahası ve çevresinin özel endüstri bölgesi ilan edilmesinden sonra kentte bölgeler arası gelişim farklılıkları oluşup oluşmayacağı ? yatırım gerçekleştikten sonra çevresinde yer alan sanayi tesisleri ile birlikte kentin kirlilik yükünü çeken bir bölge olma potansiyeli içerme olasılığı ne kadar kentsel adalet ile uyumlu olacağı? soruları son derece önemlidir.
POLİPROPİLENİN SAĞLIK ÜZERİNE ETKİLERİ
Kazanlı ve Karaduvar mahalleleri arasına kurulacak Polipropilen Fabrikasının sağlık açısından sıkıntılarını iki farklı açıdan değerlendirmekte yarar var.
Fabrika nereye kurulacak olursa olsun özellikle çalışanlara vereceği zararlar. İkincisi de Fabrikanın yanlış bir alana kurulması halinde çevreye ve canlılara vereceği zararlar. Öncelikle ilk unsuru ele alıp özellikle fabrika içindeki kazalardan zarar görmesi muhtemel çalışanlar için ciddi risk taşıyan iş kazaları ve meslek hastalıklarını sıralamak gerekirse; Bıçak yaralanmaları; İş kayıplarının yüzde 25-50’sini oluşturur. Göze eriyik sıçraması, Yangın ve patlama riskleri (Üretimde kullanılan bazı katkı maddeleri, su veya hava ile temas etmeleri halinde aşırı reaktif olup yanmalara neden olurlar).
Kimyasal faktörlerle oluşan hastalıklar;
Bunların etkenleri; Tozlar, Gaz ve Buharlar, Çözücüler, Solunum yolu ile alınan ve havada bulunan CO ve Kükürtlu Hidrojen gazlarıdır.
Polipropilen üretilirken açığa çıkan maddeler; Formaldehit, Akrolein ve Aseton’dur. Her ne kadar polipropilenin kanserojen olduğuna dair çok güçlü kanıtlar yok ise de açığa çıkan formaldehitin kanserojen etkisi olduğu ispatlanmıştır.
Özellikle fabrikada çalışanlar açısından Narkoz etkisi (vücutta uyuşukluklar), Deri iltihaplanmaları, solunum ve sinir sistemi üzerindeki işlev kayıpları da ciddi belirtilerdir.
Diğer bir unsur ise belki de çok daha önemlisi sosyal yaşamın güçlü olduğu, insanların ve diğer canlıların yoğun olarak yaşadığı yerlere kurulduğunda vereceği zararlar; Hormonal bozukluklar, Solunum Problemleri (Astım, Allerjik Bronşit ve KOAH), Dermatolojik hastalıklar (Özellikle kontakt dermatit), Doğum Kusurları, Kimyasal Pnomoni (Akciğer enfeksiyonu), Kurşun zehirlenmesi, Hematolojik hastalıklar (Lösemi vb).
Halk sağlığı nezdinde Karaduvar-Kazanlı hattına Polipropilen Fabrikası yapılmasının gerek çalışanların ve gerekse çevrede yaşayan insan ve diğer canlıların sağlıkları açısından ciddi risk oluşturacağı anlaşılmaktadır
SONUÇ OLARAK KENTSEL VE ÇEVRESEL YÖNLER İLE BİRLİKTE İFADE EDİLEBİLECEĞİ YÖNÜYLE PROJE:
Tesis ağır kirlilik oluşturan sanayi alt yapısı ile Mersin Limanının verimliliğini etkileyecektir. Serbest Bölgenin gelişimini sınırlayacaktır. Karaduvar Balıkçı Barınağının işlevini daha da kısıtlayacak Mersin merkezde balıkçılığı bitirecektir. Polipropilen tesisi 10 km mesafede Mersin Tarsus Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesinin gelişimine ket vuracaktır. Bu alan tesis için genişleme alanı olması, tesisin bölgede yaratacağı hava kirliliği, tarım ve balıkçılığa vereceği zararlar aşamalı bir şekilde bölgedeki nüfusun göç etmesine neden olacaktır. Göçten birinci derecede Karaduvar, Karacailyas ve Kazanlı bölgeleri etkilenecektir.
Çed nihai raporunda tesiste kullanılacak olan Soğutma Sistemi Proses suyu olarak 300 m3/sa günlük olarak belirtilmiş ve su kaynağı olarak deliçay ve yer altı suyu gösterilmiştir. Projede su tüketim talebi net olarak ortaya konmasa da su talebinin nereden karşılanacağı ifade edilmiş; kaynak olarak Deliçay Deresi ve yer altı suları gösterilmiştir. Deliçay deresi ve çevresinin Hidrolojik Etüt potansiyelinin ne olduğu, halihazırda hidrolojik çalışmaların ortaya konulmadığı görülmektedir. Deliçay Deresinden 9.000.000 m3/yıl su kullanımı talebi eğer uygun akış sağlanamadığı ve temin edilmediği taktirde yeraltı suyundan takviye yapılması öngörülmektedir. Bu vesile ile proje bazında kullanılacak suyun kaynağının dere ve yer altı suları olarak gösterilmesi bölgenin kuraklaşmasına sebep olabileceği, yer altı suyu kirlilik oranının artmasına ve yer altı su seviyelerinin azalmasına neden olabileceği ve bu vesileyle tarımsal üretimede ciddi zararlar verebileceği öngörülebilmektedir.
5 mm çapında küçük bir ürün olan polipropilen taşınması ve depolanması aşamasında denize ve toprağa karışması yüksek bir olasılıktır. Bütün teknolojik yatırımlar yapılsa dahi bu tip kaçaklar gerçekleşebilmektedir. Dolayısıyla bu ürünlerin denize karışması deniz kirliliğini artırıp, balık popülâsyonunu olumsuz etkileyerek balıkçılık sektörüne zarar verebileceği gibi balıklarda mikro plastik miktarını da artırarak tüketicilerin sağlığını tehdit edebileceği öngörülmektedir.
Bu tür tesislerin tarım ve gıda üretim alanlarının ortasında yapılmasınun uygun olmadığı, benzer plastik hammadde fabrikalarındaki en büyük tehlike, sızıntıların yaşanması riskidir oldukça fazladır.
Tesisin üreteceği kirli hava bölgede etkili olan rüzgârlarla birlikte kirliliği Özgürlük, Çay, Çilek ve Cumhuriyet gibi kuzey mahallelere taşıyacak buradaki halkın sağlığını tehdit edecektir. Dolayısıyla tesisin doğusunda yer alan Karaduvar, Karacailyas ve Kazanlı bölgeleri ile, kuzeyinde yer alan Özgürlük, Çay, Çilek ve Cumhuriyet mahalleleri tesisten olumsuz etkilenecektir. Proje, Mersin’de yerel halkı yerinden etme, sosyolojik dönüşüme zorlama gibi eleştirilerle karşı karşıya kalabilecektir.
Hali hazırda zaten büyük sorunlara neden olan Mersin’e doğu girişinde yaşanan büyük trafik sıkışıklığını tesisin işletmeye geçmesi ile birlikte artacağı gerçeğidir. Proje bu soruna kalıcı bir şekilde cevap üretememekte yer seçimi sorununu derinleştirmektedir.
Biz TMMOB’a bağlı Meslek Odaları olarak Projenin yer seçiminin doğru olmadığını bölgede halihazırda kent ve çevre sorunları yaşanıyorken ciddi çevresel ve ekolojik problemlere neden olabilecek bir projenin hiçbir ilkeselliği olmayan bir davranış ile yatırımın bölgeye yapılmak istenmesine karşı olduğumuzu ifade eder teşekkür ederiz.”