AYŞENUR ÖNAL
Mersin Tabip Odası Başkanı Mehmet Antmen, Covid-19’dan yaşamını yitiren Aile Hekimi Dr. Erdinç Şahin hakkında açıklama yapmak için bir TV programına katıldı. Birinci basamak sağlık çalışanlarının ciddi risk altında olduğunu kaydeden Antmen, Sağlık Bakanlığının dağıttığı koruyucu ekipmanların niteliksiz olduğunu kaydetti.
En korunmasız durumda olanların sağlıkçılar olduğuna dikkat çeken Antmen, “Sağlıkçılardan da özellikle birinci basamakta, aile hekimliğinde çalışanlar. Çünkü onlar bütün hastalarla birebir muhatap oluyorlar. Ama özellikle bakanlığın önlem alması açısından en şanssız grup da onlar, zira koruyucu ekipmanlar yeterince sağlıklı dağıtılmıyor. Koruyucu ekipmanların niteliği ve niceliği ile ilgili çok ciddi sıkıntılar var. Mesela cerrahi maskeler eksik de olsa dağıtılıyor ama cerrahi maskelerin ne kadar nitelikli olduğu konusunda çok ciddi sıkıntılar var ya da hastalara müdahale edilmesi gerekirken kullanılması gereken n95’ler yeterince dağıtılmıyor. Yine bu dönemde çok fazla ön plana çıkan siperlikler de dağıtılmıyor ama biz Tabip Odası olarak genel anlamda Türk Tabipleri Birliği olarak bu eksiklikleri görüyoruz ve bu eksiklikleri duyan bütün Aile Sağlığı Merkezleri’ne (ASM) eksiklerini giderme konusunda yardımcı oluyoruz ama bu, şu gerçeği kesinlikle değiştirmiyor; sağlıkçılar ekipman açısından yeterli desteği görmüyorlar” dedi.
“ÖNEMSENMİYORUZ!”
Aile sağlığı merkezlerine neden az sayıda malzeme verildiğini açıklayan Antmen, “Biz İngiltere’ye, Arabistan’a, dünyanın dört bir yanına tıbbi koruyucu malzeme dağıtmakla övünen bir ülkeyiz. Bu yüzden Türkiye’de yeterince üretilmediğine ya da yeterince ithal edilmediğine inanmıyorum ama biraz popülizm yapılıyor diye düşünüyorum ve bu anlamda da en ucuzu, en kalitesizi ve sayısal olarak en azı ancak biz hekimlere ya da diğer sağlık çalışanlarına kalıyor. Yani önemsenmiyoruz. Onlar nasıl olsa kendilerini korurlar diye düşünüyorlar ve biraz bu meseleye popülist yaklaşıldığı için bu şekilde oluyor diye düşünüyorum” diye konuştu.
“HEKİMLER ÇOK CİDDİ SOSYAL, EKONOMİK KAYIPLARA UĞRUYOR”
Covid-19’dan ölen hastaların Dünya Sağlık Örgütü’nün kodlamasına göre Türkiye’de farklı kodlandığını, bu durumun Dr. Şahin içinde böyle olduğuna değinen Antmen; Dr. Şahin’in yaşamını yitirmesiyle ilgili de şunlara değindi;
“Erdinç arkadaşımızın epidemiyolojik ve klinik olarak vakası Covid-19. Öyküsüne bakarsanız hastalarla sürekli iç içe kalmış ve bu anlamda doğal olarak enfeksiyonun bulaştığı bir süreç yaşanmış ardından çok tipik Covid-19 belirtileri ile hastaneye gitmiş, hastaneden acil olarak yoğun bakıma alınmış ve yoğun bakımda 3 gün boyunca her gün radyolojik tetkik yapılmış, her türlü Covid-19 tedavisi uygulanmış. Dosyasını incelediğinizde mesleki risklere karşı bir hastalık tanısı bile konmuş ama Sağlık Bakanlığı, Dünya Sağlık Örgütü’nün uygulamasından çok farklı bir uygulama yapıyor. 2 türlü Covid-19 teşhisi konulabiliyor, birincisi test pozitif ve Covid-19 hastası, bunun dışında Dünya Sağlık Örgütü’nün tüm Dünya’ya önerdiği ikinci teşhis şekli şu; test negatif ama Covid-19 hastası. Bu aslında şu nedenle öneriliyor; dünyada en yaygın olarak yapılan test PSR testi yani sülüntü alma şeklinde yapılan test, bu testin güvenilirliği yani özelliği şu ki 1. ve 7. günlerde yapılırsa en fazla yüzde 67 oranında doğru sonuç veriyor. 8. ve 14. günler arasında yakaladığınızda yüzde 54 güvenilirliği var. Bunu da yakalamadıysanız 15. ve 39. günlerde yüzde 45 şeklinde bir güvenilirliği var bu testin. Dünya Sağlık Örgütü bunu görmüş ve demiş ki; ‘Siz testte pozitif bulamayabilirsiniz ama epidemiyolojik ve klinik olarak bu tanıyı koyarsanız ölüm nedenine de test negatif ve Covid-19 hastası diyeceksiniz’ ama bizim Sağlık Bakanlığımızın tüm hastanelere ve sağlık idarecilerine gönderdiği protokolde bu yok ve testi negatif çıkan vatandaşlarımız viral pönomoni tanısıyla rapor alıyorlar ve vefat ederlerse de ölüm raporları buna göre düzenleniyor. Bu da 2 açıdan çok ciddi sıkıntı, bir gün sonunda gösterilen Covid-19 hasta sayısının düşük gösterilmesine neden oluyor, ikincisi de sağlıkçılar açısından bir mesleki hastalık ya da iş kazası olma durumunu ortadan kaldırıyor. Hekimler çok ciddi sosyal, ekonomik kayıplara uğruyor.”
SAĞLIK ÇALIŞANLARI MAĞDUR EDİLİYOR!
Covid-19’un hekimler ve sağlık çalışanları için iş kazası sayılmamasının sonuçlarını açıklayan Antmen, şu ifadelere yer verdi;
“Bir insanın meslek hastalığından ölmesi, sağlıkçı olup olmaması önemli değil, işverenin çeşitli tazminatlara çarptırılmasına neden oluyor. Bu da çocuklarının geleceği açısından bir güvence, iş kazasında da meslek hastalığında da durum böyle. Biz bu işin peşinden her türlü koşacağız ama ileride böyle bir tanı konmasın, böyle bir bulguya rastlanmasın diye şimdiden önlemini alıyorlar ve böylelikle hem çocuklarını hem eşini mağduriyete uğratıyorlar.”
“TESTİN POZİTİF GELMESİ BİZİM ELİMİZİ GÜÇLENDİRİR AMA NEGATİF GELİRSE DE BİZ MÜCADELESİNE DEVAM EDECEĞİZ”
Dr. Şahin’in cesedinin otopsi için İstanbul’a gittiğini belirten Antmen; “Erdinç arkadaşımızın cesedi otopsi için İstanbul Adli Tıp Kurumu’na götürüldü ama buradan da negatif çıkma olasılığı vardır. Demin rakamlar verdim, testin güvenilirliği 15. ve 39. günler arasında yüzde 45 ancak şu bir gerçek hastalığın ilerleyen zamanlarında ciğerlerden alınan örneğin boğazdan, burundan alınan örnekten biraz daha güçlü olarak pozitif çıkma olasılığı var ama biz umudumuzu ille otopsiye bağlamış değiliz. Aslında demin bahsettiğim gibi epidemiyolojik ve klinik olarak ölen arkadaşımızın Covid-19 olduğu ortada. Oradan testin pozitif gelmesi bizim elimizi güçlendirir ama negatif gelirse de biz mücadelesine devam edeceğiz” dedi.