Sivas Katliamı’nın ne ilk ne de son olduğunu belirten Emek ve Demokrasi Platformu Dönem Sözcüsü Mustafa Özbay, yaşanılan bütün katliamları lanetleyerek, “Bu karanlığa teslim olmayacağız. Katliamlara, ölümlere alışmayacağız” dedi.
AYŞENUR ÖNAL
Sivas’ta 27 yıl önce 2 Temmuz’da katledilen canları anan Emek ve Demokrasi Platformu, Sivas Katliamı’nı ve yaşanılan tüm katliamları lanetledi.
Madımak Oteli’ne düşen ateşin yürekleri dağlamaya devam ettiğini söyleyen Emek ve Demokrasi Platformu Dönem Sözcüsü Mustafa Özbay, “Acımızı derinleştiren, katliamın örgütlü ve planlı gerçekleştiğine dair çok sayıda delil olmasına, katliamdan önce alenen hazırlık yapıldığının devlet tarafından bilinmesine rağmen kimi kirli hesap ve politikalar uğruna göz yumulmuş olmasıdır. Çorum, Maraş başta olmak üzere daha önce yaşanan katliamlarda olduğu gibi Sivas Katliamı’nda da gerçek sorumluların açığa çıkarılıp hesap sorulması engellenmiştir. Asıl sorumlulardan hesap sorulmadığı gibi katliamda maşa görevini yerine getiren katiller bile siyasi iktidar tarafından kollanmıştır. Adresi, ikametgâhı belli olan firari sanıklar yıllarca bulun(a)mamış! Katillerin avukatları bazı siyasi partiler tarafından milletvekili yapılarak ödüllendirmiştir” dedi.
“YOK SAYILAN BÜTÜN TOPLUMSAL KESİMLERE KARŞI YAPILAN BİR KATLİAMDIR”
İnsanlığa karşı işlenen suçlarda zaman aşımı olamayacağı evrensel hukuk ilkesinde yer aldığını vurgulayan Özbay, “Bu ilkeye uygun olarak Türk Ceza Kanunu’nda yer alan düzenleme yok sayılmıştır. Katliamın firari sanıkları zaman aşımından yararlandırılmıştır. 2 Temmuz Katliamı özünde sadece aydın ve sanatçılara karşı değil; ezilen, ötekileştirilen, dışlanan, yok sayılan bütün toplumsal kesimlere karşı yapılan bir katliamdır. Katliamla tüm muhalif kesimlere acımasız bir gözdağı verilmek istenmiştir” diye konuştu.
“SİVAS KATLİAMI NE İLK NE DE SON”
“Arkasındaki güçlerin, gerçek sorumluların, faillerin açığa çıkarılmadığı Sivas Katliamı ne ilk ne de son olmuştur” diyen Özbay, “Farklı inançları, kültürleri, kimlikleri bir zenginlik değil, tehdit olarak gören tekçi-otoriter aynı zihniyet yeni katliamlara davetiye çıkarmaya devam etmiştir. Sivas Katliamı’ndan sonra barışın ve hoşgörünün sembolü olan bu güzel Anadolu topraklarında Gazi, Roboski, Reyhanlı, Suruç olmak üzere pek çok katliam daha yaşanmıştır. Milyonların eseri Gezi Direnişi’nde gençlerimiz sokak ortasında katledilmiştir. Cumhuriyet tarihinin en büyük katliamı olan 10 Ekim Ankara Gar Katliamı ile yüreğimize kapkara 103 bıçak daha saplanmıştır. Bu karanlığa teslim olmayacağız. Katliamlara, ölümlere alışmayacağız” sözlerine yer verdi.
“SİVAS’I UNUTMADIK, UNUTTURMAYACAĞIZ!”
Özbay sözlerini şu şekilde sürdürdü;
“Katliam, baskı, asimilasyon politikalarına karşı; eşitlik, özgürlük, laiklik ve adalet için Sivas’ı unutmadık, unutturmayacağız! Kutuplaştırma siyasetine karşı ısrarla ve inatla, bedeli ne olursa olsun, farklılıklarımızla birlikte özgür, eşit, laik, demokratik bir cumhuriyet’te barış içinde bir arada yaşamayı esas alacağız. Demokrasi, barış, kardeşlik ve güzel bir gelecek için mücadeleyi duraksamadan sürdürecek, yaşadığımız katliamların hesabını barışın, kardeşliğin, emeğin ülkesini kurarak soracağız. Mersin Emek ve Demokrasi Platformu olarak yirmi yedinci yıl dönümü vesilesiyle, Sivas Katliamı nezdinde yaşadığımız tüm katliamları bir kez daha lanetliyor, demokrasi ve özgürlük mücadelesinde yaşamını yitiren insanlarımızı saygıyla anıyoruz.”