Haber Merkezi
Defineciler tarafından Anadolu’daki sayısız kültürel miras tahrip edilmeye devam ediyor. Bu tahribatın son kurbanı ise Mersin’in Tarsus ilçesinde yer alan Gülek Yazıtı oldu. Defineciler, aslında Kilikya bölgesinin sınırını belirten yazıtın arkasında “altın” bulma umuduyla tarihi yazıtı farklı yerlerinden deldi.
Halk arasında “İskender Yazıtı” olarak bilinen yazıt İmparator Caracalla tarafından yaptırılmıştı. Yazıt, otoyol inşaatından önce yoldan görülebiliyordu, ancak yolun yükseltilmesinden sonra günümüzde alçak bir seviyede kaldı ve sadece bir merdiven yoluyla yanına inilebiliyor.
Caracalla 216 yılında Part İmparatorluğuna karşı bir sefer yaparken, Büyük İskender gibi Gülek boğazından geçmiş ve bu yazıtı da ordusunun geçişi için yol yaptırırken yazdırmıştı. Yazıta göre buranın kuzeyi Kapadokya, güneyi de Kilikya bölgesi olarak geçiyor.
“DAĞLARI DELEREK YAPTIRDI”
Ana kaya kütlesinin batı eteğinde yer alan Latince yazıtta şöyle yazıyor: “İmparator Caesar Marcus Aurelius Antoninus sadık, mutlu, yenilmez Augustus (Caracalla) bu yolu dağları delerek yaptırdı.” Altta yer alan iki satır Yunanca yazıtta ise Kapadokya Bölgesi ile Kilikya Bölgesi’nin sınırını belirten “Kilikya’nın Sınırı” yazısı bulunuyor. Söz konusu kaya kütlesinin tepesinde de etrafı düzeltilmiş bir çıkıntı yer alıyor.
ESKİ ADI “TOROS YOLU”
Pozantı’dan Gülek Boğazı’na ulaşan yolun MS 3. yüzyıl başlarındaki Parth seferleri nedeniyle artan doğu seferleri sırasında Tuna boylarındaki lejyonları Fırat boylarına sevk edebilmek amacıyla genişletilmiş olduğu anlaşılıyor.
Bu durumu destekleyen diğer yazıtlardan birisi Gülek Boğazı’nın hemen kuzeyindeki bölgede bulunan iki mil taşından birinin üzerinde yer alıyor. Bu yazıtın Gülek Boğazı’ndan uzaklığı 15 mil olarak verilmiş. MS 217 yılına tarihlenen bu yazıt sayesinde Gülek Boğazı’ndan geçen yolun o dönemdeki adının Via Tauri (Toros yolu) olduğu ve İmparator Caracalla’nın burada geçiti genişlettirdiği anlaşılıyor.
Bu bölgede İmparator Caracalla’ya ait birçok mil taşı daha bulunuyor ve bunlardan bazıları Adana Müzesi’nde korunuyor.