Mersin Serbest Bölgede pandemi riskinin daha da artmaya başladığını ve işçilerin virüs içinde yüzdüğünü vurgulayan Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası Çukurova Bölge Temsilcisi Ahmet Subaşı, “Hayatın maliyetinin ölçüsü yoktur, önlemsizliğin bedeli vardır” diyerek acilen önlem alınmasını istedi.
AYŞENUR ÖNAL
Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası Çukurova Bölge Temsilciği, Mersin Serbest Bölge’de artan vakalara acilen önlem alınması için basın açıklaması düzenledi. İşçilerin yaşamının maliyet hesabı yapılmaması gerektiğini söyleyen Bölge Temsilcisi Ahmet Subaşı, “Hayatın maliyetinin ölçüsü yoktur, önlemsizliğin bedeli vardır” dedi.
Korona salgınının sanayi bölgelerinde çok fazla arttığını vurgulayan Subaşı, “Çok fazla işçinin covid 19’a yakalandığını ve yaşamını yitirdiğini biliyoruz. Basına da sürekli çıkan ve sendikamıza bu yönde çok fazla şikayet gelen Antep bunun en önemli örneklerinden biridir. Çalışma koşullarındaki denetimsizlik, alınmayan önlemler salgının yayılmasını artırmaktadır. Hatta virüs semptomları gösteren işçiler fabrika kapılarında bayılmaktadır. Aynı şekilde Mersin Serbest Bölge’de de ne yazık ki virüs vakaları artmaya başlamıştır. Sendikamız başından beri Mersin serbest bölge başta olmak üzere bu ildeki tekstil fabrikalarında alınması gereken önlemler konusunda sürekli uyarılarda bulundu” dedi.
“10 CİVARI İŞLETMEDE VAKA ÇIKTI!”
Yaklaşık 10 bin işçinin çalıştığı serbest bölgede uluslar arası limanın olması gibi nedenlerde birleşince virüsün yayılmasına elverişli ortamların oluştuğunu belirten Subaşı, “Bu konuda uyardık, fakat uyarılarımızın karşılıksız kaldığını gördük. Nihayetinde bunun faturasını işçiler ödemektedir, serbest bölgede covid-19 vakaları ortaya çıkmaya başlamıştır. Kimi firmalarda fabrika yetkilileri de işçilere virüsün serbest bölgede yayıldığını söylemekte, hatta rakam vermektedir. Yaklaşık 10 civarı işletmede virüsün ortaya çıktığını söyleyen firma yetkilileri ise işçilere sadece dikkatli olun, önlem alın demektedir” diye açıkladı.
VİRÜS OLAN FİRMALAR!
Serbest bölgedeki fabrikalarda vakaların çıktığını sık sık dile getirdiklerini vurgulayan Subaşı, “Bu firmalarda ortaya çıkan gerçek şudur ki; ilk semptomlar ortaya çıktığında bu önemsenmemiştir. (Öz Hayat Tekstil) İşçiler zamanında da bilgilendirilmemiştir. Aynı fabrikada çalışan işçiler çalışırken fenalaşan arkadaşlarının virüse yakalandığını daha sonra öğrenmişlerdir. Bir başka örnekte (Kaan 23 Tekstil), virüsün ortaya çıktığı bir firmada öncesinde işçilere maske verilmemiş fakat sipariş veren firmanın denetçileri iş kontrolü yapacak diye 1 ay sonra maske dağıtılmıştır. Rahatsızlanan işçiye ilk önce izin bile verilmemiştir. Yine İçel Efor Tekstil'de iki işçide korona virüs testinin pozitif çıktığı bilgisi gelmiştir. Bu süreçte işçilerin bize bildirdiğine göre virüs vakasını işçiler ilk duyduklarında çalışmak istememişler, ancak firma yetkililerinin çalışmaya devam edin demesi üzerine çalışmak zorunda kalmışlardır. Bu firmada virüse yakalanan iki işçinin bindiği servislerdeki ve temas ettikleri 50 işçide karantina önlemlerine tabi tutulduğu bilgisi gelmiştir. Virüse yakalanan işçilerin tedavi süreçlerinin ardından sağlıklarına kavuştukları bilgisi gelmiş olması hem bizleri sevindirmiş, hem de birlikte çalıştıkları işçileri rahatlatmıştır. Son olarak daha yeni Starline Tekstil’de işçiler 15 kişinin virüs testinin pozitif olduğunu iddia etmektedir. Bu işçilerin hastanede karantina altında tutuldukları belirtilmektedir. Hala daha test yaptırmayan işçilerin olduğunu firmada izin isteyen işçilere izin verilmemektedir” diye açıkladı.
“YENİ NORMAL PATRONLARI CESARETLENDİRDİ”
Serbest bölgedeki önlemsizlikleri bildiren işçiler arasında da karantinada tutulanların olduğunu bildiren Subaşı, Yine Tarsus’ta da korona vakalarının olduğu daha önce basına da çıkmıştır. Mersin Serbest Bölgede ayrı ayrı işletmeler olsa da yapısından dolayı binlerce işçinin birbirleriyle etkileşim halinde olduğu bilinmektedir. Kimi firmaların anlaştıkları servis şirketleri farklı yerlere de çalıştığından riskin yayılma potansiyeli artmaktadır” açıklamalarına yer verdi. ‘Yeni normalin’ patronları cesaretlendirdiğini belirten Subaşı, “Korona virüse karşı özellikle vurgulanan hijyen koşullarını sağlamak sadece işçilerin inisiyatifine bırakılamaz. Önlem olarak sürekli temizlikten bahsedilirken işçilerin ellerini yıkaması için kokan tuzlu su yeterli görülmektedir. Çünkü serbest bölgede şehir şebeke suyu yoktur. Firmalarda kuyu suyu kullanılmaktadır. İşçiler temiz su hakkından mahrumdur. Fabrikalarda hijyen koşulları yoktur. Sendikamıza gelen şikayetlerden de anlaşıldığı gibi tuvaletler gibi ortak kullanılan yerlerin durumu oldukça vahimdir. Korona virüse karşı öncelikli olan sabunun bile bulunmadığı tuvaletlerden söz edilmektedir. İşçiler ne yeterli beslenme hakkına ne de temiz bir ortamda çalışma hakkına sahiptir. Yemekhanelerde sosyal mesafe kuralları hiç olmamıştır. Çalışma ortamında en iyi ihtimalle, en fazla bir kaç işletmede, işçilere günde tüm mesai boyunca 1 maske verilip bununla idare etmesi söylenmektedir. Birçoğundaysa işçilere bir maske verilip bu maskelerin yıkanarak tekrar tekrar kullanılması söylenmektedir. Yine çoğu fabrikada müşteri iş kontrolü yapacak diye maskelerin dağıtıldığı bilinmektedir. Ayrıca makinelerden, giriş ve çıkışlarda parmak okutulan cihazlardan virüs bulaşmasını önleyecek ne gibi önlemler alındığı meçhuldür. Ayrıca işçiler tekstil tozunun ve kirin olduğu ortamlarda havalandırma imkanları olmadan çalışmaktadırlar” dedi.
BU ÖNLEMLER ALINMALI!
Önlemler konusunda en hassas olduğunu iddia eden firmaların bile mesafe kurallarına uymadığını kaydeden Subaşı, “Örneğin akşam mesaiye kalan işçiler mesai bittiğinde servisler azaltıldığı için kalabalık servislerle evlerine gitmeye mecbur bırakılmaktadırlar. Servislerden çalışma koşullarına, sosyal mesafeden işçileri riske atan tüm diğer çalışma şartlarına karşı acilen yeni düzenlemeler yapılmalıdır. Hiçbir şey işçi sağlığından daha değerli değildir. Parayı değil insan sağlığını önceleyen tedbirlerin alınması acildir. Bu yüzden servislerden çalışma ortamlarına kadar tüm tedbirler alınıyormuş gibi yapılmamalı, gerçekten alınmalıdır. Başta Mersin serbest bölge olmak üzere sanayi bölgelerinde fabrikalarda işçilere test yapılmalıdır. Maske dağıtımı süreklileştirilmelidir. İşe girerken, çıkarken, çalışırken, molalarda sosyal mesafenin uygulanmasına olanak verecek düzenlemeler yapılmalıdır. Servisler, işçilerin çalışma ortamları düzenli olarak her gün dezenfekte edilmektedir” diye açıkladı.
“HAYATIN MALİYETİNİN ÖLÇÜSÜ YOKTUR”
Pandemi tedbirleri almak işçinin bireysel tercihi olamayacağını söyleyen Subaşı, “Çünkü fabrika koşulları bunun önüne geçmektedir. Bu organizasyon firma yetkililerinin sorumluluğundadır. Üretim esnasında uyulması istenen kurallar için işçilere baskı yapan firma yetkilileri, işçilerin sağlık önlemlerini almak için de alınması gereken önlemleri hayata geçirmelidir. İşçilerin ilgisizliği gibi bahanelerin geçerliliği yoktur. Ortaya çıkan vakalar korunmasız ve güvencesiz olan, gelecek kaygıları taşıyan işçileri endişeye sevk etmektedir. İşçilerin sağlığı için maliyet hesabı yapılmamalıdır. Hayatın maliyetinin ölçüsü yoktur, önlemsizliğin bedeli vardır. Son olarak, Mersin Serbest Bölge’de Antep’te olduğu gibi işçi ölümleri olmadan önlemler alınmalıdır. Buradan ilgilileri bir kez daha uyarıyor, gereken denetimlerin sendikaların ve ildeki sağlık meslek örgütlenmeleriyle ortak şekilde yapılması gerektiğini vurguluyoruz” dedi.