HEDİYE EROĞLU

Mersin Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 2020 yılı Ağustos ayı olağan toplantı döneminin birinci birleşim toplantısı Kongre ve Sergi Sarayı’nda yıldı.

Mecliste Mersin’in Gülnar ilçesi Büyükeceli Mahallesi’nde yapılan Akkuyu Nükleer Güç Santrali için gerekli enerji nakil hatları adına iki ayrı imar planı düzenlemesi talepleri öne çıktı.

“YAP-İŞLET-SAHİP OL MODELİ DÜNYADA BİR İLK”

Konuyla ilgili ilk olarak söz alan HDP’li Ali Tanrıverdi, “Akkuuyu NGS yıllardır ülkemizde dünyada tartışılan bir konudur. Bugün gelen önergede tartıştığımız kon da bununla ilgilidir. Bu nükleer santral hakkında bir kimyacı olarak sizlerle bazı şeyler paylaşmak istiyorum. Gelen öneri 68 bin metrekarelik bir tarım ve orman alanının elektrik tarafları için işaretlenmesi anlamına geliyor. 68 bin metrekarelik alanın yok edilmesini öngörüyor. Geçen yılda buna benzer bir işaretlenme yapılmıştı o zaman da karşı çıkmıştık. Akkuyu NGS’yi yapan bir Rus şirketidir. Bu sözleşme dünyada bir ilktir. Çünkü yap-işlet-sahip ol deniliyor. Sahip ol ne demek? 

Gülüyoruz ama acınacak bir durum var. Benim sözlerim güven vermiyor ise adı geçen şirketin sayfasına girin. Sahip ol yazın. Sahip ol çok tehlikeli bir şey. Belki farkında değiliz ama çok tehlikeli. Rosatom şirketi nedir? Geçmişi de çok sağlam değil. Ne yapmış bu şirket? İran’da böyle bir girişimde bulunmuş 6 ay içinde reaktörün kalbi sirkülasyon pompaları var teknik kişiler bunu bilir, iflas etmiş. Hindistan’da bir deneme yapılmış ve 6 ay içinde patlamış bu şirket. Bulgaristan’da ihale aşamasına gelmiş ama ihale iptal edilmiş. Neden iptal edilmiş, ‘malzeme menşei belli değil’ diyerek.

Peki Akkuyu’da ne yaptı bu şirket. Hepiniz basında izlediniz. İnşaat aşamasında çöktü. Yani böyle çok güveneceğiniz geçmişi olan bir şirket değil. Yine dünyada nükleer santraller kapatılıyor. Bugüne kadar dünyada 600 adet nükleer santral kapatıldı. Yani dünyada kapanan bir teknolojiyi Mersin gibi bir yerde bizim yeniden yaptırmamız tartışmayı beraber getiriyor. Santral 4 devre faaliyete geçer ise Türkiye’deki elektrik ihtiyacının yüzde 5’ini karşılaşacak, çok büyütmeyelim. Dünyada bu oran yüzde 6,8’dir ve gittikçe gerilemektedir. Onun için çok büyük bir ihtiyacı karşılıyor demek mümkün değil. Başka kaynaklar ile de bu yüzde 5 karşılanabilir.

AKKUYU’DA DEPREM RİSKİ BÜYÜK

Akkuyu Ecemiş Deprem Fay Hattı’nın içerisindedir. Bunu uzmanlar söylemektedir ve her 200 yılda bir geçmişte deprem olduğu bilinmektedir. Ve uzun süreden beri deprem olmadığı için uzmanlar burada gaz sıkışması olduğu için deprem tehlikesi olan bir yerdir.

En önemlisi en büyük riski atıkların depolanmasıdır. Atıkların depolanması çok risklidir, tehlikedir. İşte Beyrut bir kent olmaktan çıktı, yok oldu. Neden? Kimyasal atıklara yeteri kadar önem verilmemesi nedeniyle.

Akkuyu ile ilgili sözleşmeyi defalarca inceledim. Çimento ile atıkların üstlerinin kapatılacağı söyleniyor, bu atıkları yok edemezsiniz. Çukurlara koyar, üstünü betonlarsınız ama zamanı gelince bu atıklar mutlaka çatlar. Bu kimyasal maddelerin riskini gren bir kimyacı, vatandaş olarak eğer Silifke ile Anamur arasında oturan bir vatandaş olsaydım şimdiden çocuklarımın, torunlarımın geleceği için burayı terk ederdim.

Bence bu işaretlense de işaretlenmese de yürüyor gibi proje ama meclisimizin katkı sunması Mersinli yurttaş olarak, Mersin halkını temsil eden kişiler olarak şık olmayacağını, bunun bir vebali olacağını belirtmek isterim.

CUMHUR İTTİFAKI’NDAN NÜKLEER SAVUNMASI

CHP’liler Tanrıverdi’ye destek verirken, AKP’li Meclis Üyeleri Mevlüt Ok ve İsmail Yerlikaya ise yatırıma karşı olunduğunu savunarak, CHP’lilerin eleştirisine tepki gösterdi.

CHP’liler, bundan sonra da meclise gelecek her adımda aynı tutarlılık içerisinde hareket edeceğini açıkladı.

VAHAP SEÇER; “NÜKLEER TEKNOLOJİYE KARŞI DEĞİLİM”

Vahap Seçer ise nükleer projesinin yargıya taşındığını anımsatarak, “Meclisi veya bu işe muhalefet eden arkadaşlarımızın tamamını zan altında bırakacak yanlış bir değerlendirme oldu. Türkiye’de enerji açığı var, enerji yatırımlarına karşı gibi bir hüküm verdiniz ama böyle bir şey yok. Hepimiz yatırımın olmasını istiyoruz. Ama yatırım yaparken de başta ülkemiz koşullarını, özellikle çevreyi, ekolojik dengeyi ilgilendiren konularda o hassasiyeti ön palana alarak yatırımların yapılmasını istiyoruz. Örneğin burada propilen tesisi yapılacak, biz bir kimyasal tesis yapılmasına karşı olmamız eşyanın tabiatına aykırı, Türkiye’nin ihtiyacı var ise bunlar olacaktır. Liman genişlemesine bazı kesimler yanlış diyorsa bu demek değildir ki Mersin’de ikinci bir liman yapılmasın diye kimsenin bir iddiası yok. Burada yapılacak işlemlerin bize, çevremize, kentimize yaratacağı olumsuzluklara bakmak lazım.

Kavramlar yanlış kullanılıyor. Nükleer güce karşı olmak veya sahip olmak farklı şeylerdir. Demode olmuş enerji nakil hatlarının yenilenmesi halinde yüzde 20 olan elektrikteki kayıp kaçak oranı önlenebilir.

Ben nükleer teknolojiye karşı değilim. Tıpta da, ziraatta da, enerjide de kullanılıyor. Bu başka bir alan. Çok geniş bir tartışma götüren bir alan. Buradaki temel konu daha önce yapımına başlanan Akkuyu NGS ile ilgili enerji nakil hatları için bazı imar uygulamaları ile ilgili” dedi.

GÜLTAK’TAN “GELİN AKKUYU’DAKİ TEKNOLOJİYİ BERABER BELİRLEYELİM” ÇIKIŞI

Başkan Gültak ise o dönemde il başkanı olduğunu anımsatarak, “Sararla gelin bir konsensüs sağlayalım, teknolojisini, standartlarını belirleyelim’ dedim. Ama tek yanıt alırdım, ‘istemiyoruz’. Tarih bunu ir taraf ayazdı. Ayrıca rüzgar gülünü, diğer yenilenebilir enerjilerini destekliyoruz. Gelişen, ekonomisi büyüyen bir ülkeyiz. Herkesin rekabet etmesi gereken bir ülkeyiz. Biz eğer bu planlamaları yapmazsak 20-30 yıl sonra Türkiye’de enerji açığı olacak. Gelin hep beraber planlayalım. Mut’ta dünya kadar enerji paneli var, üretim yapılıyor. Planlama yapmazsak, enerji sıkıntısı çekmek istemiyorsak bu plan ile olur. Duygusal bakmakla olmaz, aksi takdirde sanayicimiz, çiftçimiz dünya ile rekabet edemez. Gelin bunun en iyi teknolojisi ne ise bunun kararını hep beraber alalım. Ankara’ya gidelim. Yok demek ayrı bir şey çözüm üretmek ayrı bir şey” dedi.

Teklifler komisyonun kabulü yönünde çıkan raporu doğrultusunda meclise geldiği haliyle oylamaya sunuldu. Teklif Cumhur İttifakı’nın oy çokluğuyla kabul edildi.