AYŞENUR ÖNAL
Anamur’da yapılmak istenen çok sayıda mermer ocağına karşı mücadeleler devam ederken Korucuk’a bağlı Ovabaşı Köyü’ne yapılmak istenen mermer ocağına ‘ÇED gerekli değildir’ kararına karşı dava devam ediyordu. Bölgede arkeolojik kalıntıların ve mağaraların bulunduğunu inkar edilirken, bölgede inceleme yapan İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Jeoloji Mühendisliği bölümü öğrencileri, buzul çağında oluştuğu tahmin edilen mağara keşfetti.
Doğal güzelliği ve tarihi zenginliği ile ziyaret edenleri büyüleyen Anamur, sık sık mermer ocakları tarafından talan edilmenin hedefinde. Köylüler ve Anamur Çevre Platformu tarafından her defasında engellenen mermer ocaklarına bir yenisi de Mustafa Çetin adlı bir girişimci tarafından eklenmek istendi. Mermer ocağı için 6 Ocak tarihinde Mersin Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından “ÇED Gerekli Değildir” kararı verildiği duyurulmuştu.
TESADÜFEN BULUNDU
Anamur Çevre Platformu’nun açıklamasına göre; ÇED Raporu’nda arkeolojik kalıntılar ve mağara olduğu inkar edilmesine rağmen mağara araştırmaları için Anamur’a mağara araştırması için; İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Jeoloji Mühendisliği öğrencisi Burak Çelikci, İstanbul Teknik Üniversitesi Mağara Araştırma Kulubü üyesi Eren Kenan ve Boğaziçi Üniversitesi Mağara Araştırma Kulübü üyesi Aykut Albayrak geldi. Ekip Anamur’un Korucuk Köyü’nde doğa yürüyüşü yaparken tesadüfen mağaraya denk geldi.
“BUZULÇAĞI OLDUĞUNU DÜŞÜNMEKTEYİZ”
Mağarada incelemeler yapan Çelikci, “Anamur’a bağlı Korucuk Köyü’nde bulunan Borbaşı Tepesi’nde yaptığımız incelemede, 8,8 m derinliğe, 4,3 m genişliğe sahip olan, dikey ve fosilleşmiş bir mağara bulunduğunu tespit ettik. Mağaranın, ponör olarak adlandırdığımız kar sularının kireç taşlarını eritmesiyle oluştuğu sonucuna ulaştık. Mağara içerisinde mısır patlağı adını verdiğimiz oluşumlar da gözlemlenmiştir. Mısır patlakları, kayaç içerisindeki kalsiyum karbonatın doygun hale geldikten sonra, dışarıya doğru mısır patlağı şeklinde patlamasıyla oluşmuş yapılardır. Mağara içerisinde canlı yaşam türüne rastlanılmamıştır. Mağaranın oluşum zamanının buzul çağı olduğunu düşünmekteyiz. Bölgenin jeolojik incelemesinde ise, 270 metre rakıma sahip olan tepenin, Jura-Kretase döneminde oluştuğu ve iki vadinin tam kesişim noktasında olduğu anlaşılmış olup; kaya yapısının, yoğun olarak dolomit ve granit olduğu gözlemlenmiştir. Aldığımız örnekleri laboratuarda inceledikten sonra daha net bir sonuca ulaşacağız ve raporumuza yazacağız” dedi.
ARKEOLOJİK KALINTILAR DA VAR!
Borbaşı Tepesi’nde arkeolojik kalıntıların bulunduğunu belirten Çelikci, “Bölgede bazı arkeolojik kalıntılara da rastlanılmış olup, arkeologlar tarafından mutlaka incelenmelidir. Hatta köyün genel olarak incelenmeye alınması ve doğal yapısının korunması gerektiğini düşünüyoruz.
Bizlere, araştırma bölgesine ulaşmada öncülük eden Korucuk Köyü sakinlerinden Ismail Mutlay’a da teşekkür ediyoruz” diyerek açıklamalarını tamamladı.”