AYŞENUR ÖNAL

DİSK’e bağlı Genel iş Sendikası Mersin Şube Başkanı Kemal Göksoy, Mercan Tv’de yayınlanan Gazeteci Hediye Eroğlu’nun hazırlayıp sunduğu Arka Plan Programına katılarak sorularımızı cevapladı. İşçilerin pandemi döneminde yaşadıkları sıkıntılara değinen Göksoy, canları pahasına çalışan ve halka her türlü hizmeti veren işçilerin canlarını da yerel ve genel iktidarın koruması gerektiğini söyledi.

“İŞÇİLER VİRÜSÜN TAM ORTASINDA”

SORU: Ciddi bir pandeminin ortasındayız. Önlemler alınmaya çalışılıyor ama vaka sayıları da artmaya devam ediyor. İşçiler için bu durum nedir?

K. GÖKSOY: Pandemi sürecini hala yaşıyoruz. Uzmanların aktardıklarına istinaden pandeminin bitmediğini görüyoruz. Biz pandemi sürecine emek boyutundan baktığımızda sağlık emekçileri ne kadar riskin altındaysa, bizim örgütlü olduğumuz iş yerlerinde temizlikten tutun, dezenfekte yapan, hatta evde bakım hizmeti veren arkadaşlarımız, sokaktaki çöpü toplayan arkadaşlarımız virüsün tam ortasındadır. Pandemi sürecinde hükümetin önlem alması gerektiği yerden baktığımızda bu önlemin sağlanması gereken başta sağlık emekçileri olmak üzere hizmet veren bütün arkadaşlarımızdır.

“ARKADAŞLARIMIZIN BİR AN ÖNCE TESTTEN GEÇMESİ LAZIM”

İşçi hasta oluyor, hasta olduğu halde test yaptıramıyor. Bu arkadaşlarımızın bir an önce testten geçmesi lazım. Çünkü çalışan emekçilerin sağlığı, toplumun sağlığıdır. Eğer biz onların sağlığını koruyamazsak, onlara virüsün bulaşmasını engelleyemezsek, her yere bulaştırmaları kaçınılmazdır. Her alanda mutlaka bir emekleri ve hizmetleri var. Başta genel yönetim olmak üzere, yerel yönetimlerin buna dikkat etmesi gerekiyor. Askeriyenin, polisin, sokağın bütün çöpünü bunlar alıyor ve çöpün içerisinde virüs mü var, başka hastalık mı var bilemiyorsun. Yani bire bir virüsün tam ortasındalar.

“TEST İÇİN ÖZEL TALEPLERİMİZ VAR”

SORU: Bunu uygulayan bir belediye var mı?

K. GÖKSOY: DİSK olarak her yerde bunu talep ediyoruz. Ne kadar zaruri, aciliyet gerektiren bir konu olduğunu dile getiriyoruz. Ama görmüyorlar mı, görmezden mi geliyorlar, yoksa yeterli testleri mi yok bilemiyoruz. Oysa virüs dün çıkan bir virüs değil. Bu duruma karşı iktidarların tedbir alması lazım. Yoksa ‘ben serbest bıraktım, sürü bağışıklığı sağlansın istiyorum’ demek doğru değil. Bununla ilgili sendikamız özellikle test konusunda taleplerini dile getiriyor.

“İŞÇİ BELEDİYENİN AYNASIDIR”

Sokağa çıkma yasakları geldi, işçi sokaktaydı. Sokak yasağı var ama dezenfekte durmuyor, temizlik durmuyor. Her zaman her yerde işçi sokaktaysa, işçinin korunmasını ayarlamak yerel iktidarın ve genel iktidarın görevidir. Bunların olmadığı yerde başarıya ulaşmak mümkün değil. Türkiye genelinde Yenişehir Belediyesi 3’üncü başarılı belediyeler arasında seçilmiş. Tabiî ki bu bizi sevindirir. Çünkü orada örgütlüyüz. Örgütlü olduğumuz arkadaşlar orada başarılı bir hizmet vermişler ki başarıya ulaşmışlar. Biz bu ekipte olan herkesi kutluyoruz. İşçi belediyenin aynasıdır.

“BORÇSUZ BELEDİYE BİLE BORÇLUYUM DİYOR”

SORU: Tam bu noktada işçinin sorunları da gün yüzüne çıkıyor. Canları pahasına çalışıyorlar ama kazanımları konusunda sıkıntılar vardı. Sendikanız sayesinde bu noktalarda önemli kazanımlar elde edildi. Son yapılan toplu iş sözleşmelerini biraz açabilir miyiz?

K. GÖKSOY: İşçilerin emeklerinin karşılığı parayla, pulla ölçülecek düzeyde değil. Ancak biz Türkiye koşullarında insanca yaşanır bir duruşu sağlamak ilkesel bir durumdur. Son olarak da biliyorsunuz Büyükşehir Belediyesi İmar A.Ş.’de toplu iş sözleşmesi imzaladık. Bu iş sözleşmesi bütün taleplerimize karşılık değildi ama Türkiye şartlarında işçiye reva görülen bir miktar var. Yani kendisiyle çelişen bir iktidar var. TÜİK’in yaptığı son açıklamaya göre açlık sınırı 2 bin 431 lira, yoksulluk sınırı ise 7 bin 942 lira. Bunu piyasa araştırmasına göre söylüyor ve açlık sınırının altındaysanız açsınızdır diyor. 7 bin 942 lira giriyorsa bir eve yoksuldur diyor. Yani zaruri ihtiyaçlarını karşılıyorsundur diyor. Bunun olduğu yerde 2 bin 324 lira asgari ücret veriyor. Çelişkinin en büyüğü burada. Durum böyle ama hangi belediyeye giderseniz gidin borçsun belediye bile borçluyum diyor. Borç, işçinin borcu değil. Yanlış yönetmişler, yanlış ihale yapmışlar ki belediye bu kadar borçlanmış. Bu konular gündem olunca biz de belediye ile görüştük ve işçilerin maaşı için zam görüşmeleri yaptık. Görüşmenin sonucu da en düşük asgari ücreti 3 bin 500 TL yaptık. Bunların yanı sıra çok fazla sosyal haklarda elde ettik tabiî ki.

“ANLAŞMA SAĞLANMASAYDI ELEŞTİRİMİZ YAPARDIK”

SORU: Farklı sendikalarda var ama sizin gücünüz sanırım burada daha iyi. Siz bu konuda neler düşünüyorsunuz?

K. GÖKSOY: Sendikanın yürüttüğü mücadele çok önemli. Cumhurbaşkanı kıdem tazminatı için sendikaları çağırıyor ama DİSK’i çağırmıyor. Çünkü DİSK yanlışa yanlış der. Hangi sendika işçilerin hakkını koruyorsa biz onların yanında oluyoruz. Şimdi çıkıp anlaşma yapmasaydık çıkar açıktan açığa ne için yapmadığımız söyleriz. Anlaşma sağlanmasaydı şimdi teşekkür etmez, eleştirimizi yapardık.