KAMUCU TARIM VE GIDA POLİTİKALARI UYGULANMALI


 

16 Ekim Dünya Gıda Günü’nde, Ziraat Mühendisleri Odası ile Gıda Mühendisleri Odası Mersin Şubeleri ve Kimya Mühendisleri Odası Mersin İl temsilciliği ortak basın bildirisi ile “Gıda egemenliğimiz için üretim ekonomisine geçilmeli” çağrısı yaptı.

Haber Merkezi

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), kuruluş tarihi olan 16 Ekim gününü, her yıl belirlenen farklı bir tema çerçevesinde “Dünya Gıda Günü” olarak kutlamakta. Yapılan etkinliklerle gıda üretimi, tüketimi ve gıda güvencesine ilişkin konular gündeme taşınarak küresel anlamda büyük önem arz eden gıda ve tarım politikalarına dikkat çekilmeye çalışılmakta. FAO'nun kuruluşunun 75. yıldönümünün de kutlanacağı bu yılki Dünya Gıda Günü teması, “Büyütelim, Besleyelim; Hep Birlikte Sürdürelim” olarak belirlendi.

ODALAR TEK SES OLDU

Geçmişten günümüze belirlenen temalar çerçevesinde dünya ölçeğinde henüz ciddi bir başarıdan söz etmek mümkün değilken, Gıda Mühendisleri Odası Mersin Şube Başkanı Yusuf Değirmenci, Ziraat Mühendisleri Odası Mersin Şube Başkanı Necmi Birim ve Kimya Mühendisleri Odası Mersin İl Temsilcisi Emre Üresin yaptığı ortak basın açıklaması ile yetkililere seslendi.

Ortak basın açıklamasında, “16 Ekim’de gıda gününü kutlamaktan öte; ülkemizde ve dünyadaki egemen kapitalist sistemin neoliberal politikaların yarattığı açlık, yokluk ve yoksulluğu deşifre etmenin yanında; insan, emek ve çevre odaklı üretim modelleri ile adil ve eşit tüketim biçimleri için öneriler geliştirerek, toplumsal sorumluluklarını yerine getirmektedir. 2020 yılı TMMOB Dünya Gıda Günü Etkinliği düzenleyicisi Gıda, Kimya ve Ziraat Mühendisleri Odaları olarak bizler; bu yılın temasını ‘Pandemi Sürecinde Gıda ve Tarım Politikaları’ şeklinde belirleyerek, bu ciddi konuyu ülkemizde gündem yapmak, yaşanan sorunların nedenlerinin ve kalıcı çözüm önerilerinin kamuoyunda tartışılmasını istedik.

YETERLİ VE DENGELİ BESLENME HAKTIR

Bugünlerde dünya ölçeğinde ve ülkemizde yaşanan Koronavirüs salgını (Covid-19), insanların sağlık hakkı kadar, yeterli ve dengeli beslenme ile bağışıklık sisteminin güçlenerek sağlıklı yaşayabilmesi için temiz su ile yeterli ve sağlıklı gıdaya erişiminin gerekliliğini bir kez daha göstermiştir. Salgın döneminde en fazla gündeme gelen kavramlar gıda egemenliği, gıda güvencesi ve gıda güvenliği olmuştur. Gıdanın bulunabilirliği, gıdaya ulaşılabilirlik, gıdanın kalitesi ve güvenliğini kapsayan “gıda güvencesi”; herkesin yeterli, güvenli ve sağlıklı gıdaya kolayca ve sürdürülebilir bir şekilde ulaşma hakkıdır. Çiftçilerimizin tarım ürünlerini üretebileceği olanakların güçlendirilerek yerli ve yeterli üretime geçilmeli, tüketicilerimizin de bu gıdalara uygun fiyatta sürdürülebilir bir şekilde ulaşması sağlanmalıdır.

GÜVENİLİR GIDA BİLİM İLE MÜMKÜN!

Gıda denetimi sisteminin bütünüyle ele alınıp yaşanan sorunların uygun koşullar oluşturularak kamu denetiminde ivedilikle çözülmesi gerekmektedir. Mevcut yasal düzenlemelerde gerekli değişiklikler gecikmeksizin yapılmalı, insan sağlığını olumsuz etkileyecek gıda faaliyetinde bulunanlar “insan yaşamına kastetmek” hükmü doğrultusunda değerlendirilmeli ve cezai müeyyideler buna göre belirlenmelidir. Kamu sağlığını gözetmeyen merdiven altı ve riskli katkı ve kalıntılar taşıyan gıda ham maddeleri ile yapılan üretim, stokçuluk ve fahiş fiyatlar, doğru, etkin ve hızlı şekilde denetlenmeli, gerekli ve yeterli cezalar verilmelidir. Gıda işletmelerinde ‘istihdamı zorunlu personel’ olarak gıda denetçisi görevi yapan ziraat mühendisleri, gıda mühendisleri, kimya mühendisleri dahil gıda konusunda öğrenim görmüş ilgili kişilerin yetki ve sorumlulukları açıkça düzenlenmeli, güvenilir gıda temininde toplumsal sorumlulukla birlikte bilimsel çalışmalarının önü açılmalıdır.

İŞ CİNAYETLERİ ENGELLENMELİ

Gıda denetimleri, kamusal bir gereklilik olarak, özerk, bağımsız ve bilimsel esaslara göre yeterli gıda denetçisi ve uygun alt yapı hizmetleriyle uygulanmalı, bu faaliyetler bakanlık ile iş birliği içinde ilgili meslek odalarınca etkin ve eşzamanlı denetlenmelidir. Kamusal gıda denetimine yönelik kamu personel sayısı artırılmalıdır. Üretim sonrası nakliye ve depolama uluslararası standartlara uygun yapılmalı, tüketicilerin gıda okuryazarlığının geliştirilmesi için, okul öncesi eğitim başta olmak üzere ilk ve orta öğretim müfredatına gıda güvenliğiyle ilgili dersler konulmalı, kamu spotları gibi yayınlar ile halk bilgilendirilmelidir.

Üretim alanlarında ve işyerlerinde salgına karşı bulaşmayı gerçekten ortadan kaldırılacak önlemler alınmalı, Covid-19 tespit edilen işyerlerinde faaliyetler acilen durdurulmalıdır. Salgın süresince herkesin işi ve geçimi devletin güvencesinde olmalıdır. Güvenlikli çalışma ortamları oluşturulmalı, iş cinayetleri engellenmelidir.

“AÇLIK VE YOKSULLAK, GIDA EMPERYALİZMİNE KARŞI VERİLECEK MÜCADELEDEN GEÇMEKTE”

TMMOB ve bağlı odaları olarak meslek örgütü sorumluluğuyla ülkemizde ve tüm dünyada uygulanan neoliberal politikaların insanları mutlu etmediğini ve bir avuç topluluğun gıda üzerinden hegemonya yaratıp, tüm dünyayı sömürdüğünü dün söylemiştik, bugün de söylüyoruz. Açlık ve yoksullukla mücadele gıda emperyalizmine karşı verilecek mücadeleden geçmektedir.

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği`ne bağlı Gıda, Kimya ve Ziraat Mühendisleri Odaları olarak; açlığın, yokluğun ve yoksulluğun son bulduğu, hakça eşit ve adil bir paylaşımın olduğu bir ülke ve dünya özlemiyle bilimden, insandan, emekten, doğadan, kamu yararı ve toplum çıkarından yana mücadelemize ara vermeksizin devam edeceğimizi kamuoyuna saygıyla duyururuz” denildi.


   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!


  HABERCİ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  HABERCİ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 




  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER
 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinhaberci.com © Copyright 2016-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA