BİRLİK, MÜCADELE, DAYANIŞMA!


 

Emek Partisi (EMEP) Mersin İl Örgütü 9. Olağan Kongresini gerçekleştirdi. “Sömürüye, salgına ve savaşa karşı birlik, mücadele, dayanışma!” şiarıyla başlayan kongrede delegelerin kullandıkları oylarla Yusuf Kaya il başkanı seçildi.

Haber Merkezi

Emek Partisi (EMEP) Mersin İl Örgütü 9. Olağan Kongresini gerçekleştirdi. “Sömürüye, salgına ve savaşa karşı birlik, mücadele dayanışma!” şiarıyla başlayan kongreye EMEP GYK Üyesi Halil İmrek, HDP, CHP, Halkevleri, DİSK, KESK, Türk-İş’in yanı sıra birçok sivil toplum kurumu da katılım gösterdi.

“ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPARSAK MEVCUT SİYASAL İKTİDAR GİDECEKTİR”

Bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm mücadelesinde yitirilenler için saygı duruşuyla başlayan kongrede açılış konuşması EMEP Mersin İl Örgütü adına Mersin İl Başkanı Mehmet Taşçı yaptı. İktidarın pembe tablolar çizerek halkı kandırmanın hesabını yaptığını belirterek, “Bu siyasal iktidar Mersin’deki bir mitingde narenciye işçisinin geçinemiyoruz feryadına ‘Ananı da al git’ diyerek olmaması gereken çirkin bir yanıtla cevap vermiştir. Yine Adana’da tarım ile uğraşan bir üretici tarım konusunda yaşadıkları sıkıntıları, oraya gelen siyasal iktidarın heyetine yöneltmek isterken ona da ‘Toprak senin gözünü doyursun’ diye yanıt vermişlerdi. İşsizliğin tavan yaptığı günümüzde Konya’da bir mitingde üniversiteyi bitirmiş bir gencin iş talebini belirtmesi sonrasında apar topar gözaltına alınıp uzaklaştırıldı. Ardından ‘Taşı sıksan suyunu çıkartırsın. Devlet iş kapısı değildir’ diye yanıt veren bir siyasal iktidarla karşı karşıyayız. Bu siyasal iktidar en son Malatya’da kendisinin yandaşı olan bir esnafın Cumhurbaşkanının aracının geçtiği esnada ‘Geçinemiyoruz, açız’ demesi üzerine ‘Abartıyorsunuz’ diye cevap verip onu azarlayarak ‘Al bunu keyif çayı iç’ yanıtını veren bir siyaset ile karşı karşıyayız. Aslında bu ve buna benzer örnekleri çoğaltabiliriz. Tüm bunlar bu siyasal iktidarın toplumu yönetemediğini gösteriyor” diye konuştu.  İktidarın toplumumu yönetememesinin bir sonucu olarak gerçekleri ters yüz ederek insanları kandırdığını kaydeden Taşçı, “İktidar, kendi etrafında kümelenen kesimi diri tutmaya çalışıyor. Bu siyasal iktidarın siyasal miladını doldurduğunu, bunun için bizin üzerimize düşenin layıkıyla yaptığımız takdirde bu siyasal iktidardan kurtulabileceğimiz belirtmek istiyorum” ifadelerini kullandı.

“MÜTEAHHİTLER, İKTİDARIN RANT VE KAR ODAKLI POLİTİKALARIYLA MEZAR KAZIYICILARINA DÖNDÜLER”

İzmir’de ihmaller sonucu yaşanan deprem felaketinde mağdur olan yurttaşlara başsağlığı dileklerini ileterek söze başlayan EMEP GYK Üyesi Halil İmrek, yaşananların doğal felaketin değil ihmallerin ve sorumsuzlukların bir sonucu olduğunu söyledi. Müteahhitlerin, iktidarın rant ve kar odaklı politikalarıyla birlikte mezar kazıyıcılarına dönüştüğünü ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sarayda altın varaklı tabaklarda ejder meyvesi yerken insanların ekmek talebine karşılık “1 mermi kaç para biliyor musun?” diyerek yanıt veren, Denizli esnafının, Malatya halkının geçinemiyoruz söylemlerini abartı gören, salgın koşullarında çarklar dönmeli diyerek işçileri ve emekçileri canı pahasına çalıştırıp başta TİS ve grev hakkı olmak üzere onların haklarını tırpanlayan birisi olduğunu belirten İmrek, “Onlar bize ekmek ve keyif çayı vaat ediyorlar. Ama emekçiler bunu kabul etmiyor. Ekmek küçüldükçe öfke büyüyor” dedi.

 

“BEKA SORUNU OLDUĞU ALGISIYLA EMEKÇİLERİ ALDATMAYA ÇALIŞIYORLAR”

Başta Suriye, Libya, Doğu Akdeniz olmak üzere son dönemlerde Ermenistan-Azerbaycan arasındaki anlaşmazlığı kışkırtarak savaş politikaları güdüldüğüne dikkat çeken İmrek, “Bunun bir beka sorunu olduğu algısıyla emekçileri aldatmaya çalışıyorlar. Sağlığa, eğitime harcanması gereken bütçeleri savaş ve kışkırtma olarak kullanan iktidar halklar arasındaki kardeşlik köprüsünü yıkmaya çalışırken öte yandan dış politikadaki bu şoven ve yayılmacı tavrıyla iç politikada tek adam tek parti anlayışını pekiştirmek derdinde” ifadelerini kullandı. “Bugün savaştan ve sömürüden yana olan iktidara karşı işçi ve emekçilerin, ezilen halkların, gençlerin, kadınların ve aydınların biraraya gelerek üçüncü bir odağı oluşturması gerekiyor” diyen İmrek, halkların kurtuluşunun, seçime endeksli bir muhalefet yerine emek, barış ve demokrasiden yana gerçek bir mücadele ile mümkün olabileceğinin altını çizdi.

DİSK adına söz alan Genel-İş Şube Başkanı Kemal Göksoy ise işçi sınıfına yönelik hak gasplarının günden güne arttığını ve işçi sınıfının son silahı olan grev haklarını bile ellerinden aldıklarını söyledi. İktidarın işçilere yönelik saldırılarına karşı 2-3 Kasım’da DİSK olarak eylemlerle tepkilerini göstereceklerini belirten Göksoy bunun da yeterli olmayacağını ifade etti. “Az önce grev yasaklamalarından bahsettik. Biz ancak grev yasağını tanımayıp bu hakkı sahiplenirsek işte o zaman kazanacağız” şeklinde konuşan Göksoy,  baskı ve gerici politikalara karşısında ortak talep ve ortak mücadelenin şart olduğunun vurguladı.

 

“ELBETTE GİDECEKLER AMA PEKİ SONRA NE OLACAK?”

Ülkenin yaşanılan süreçte ekonomik, toplumsal, siyasal, doğa gibi birçok krizden geçtiğini ve bu çoklu krizin halkların öfkesini arttırdığını belirterek söze başlayan HDP Mersin Milletvekili Rıdvan Turan, ‘’Sınıf çelişkilerinin gitgide uzlaşmaz hale geldiği, sürecin ağırlaştığı bir dönemdeyiz. Salgın ve İzmir depremi gösterdi ki artık doğa bile bir şey yapmamız gerektiğini söylüyor.’’ dedi. Kendi çıkarları için sadece kendi ülkesinin değil dünya halklarının da canını yakmayı göze alan bir iktidarın karşılarında olduğunu söyleyen Turan, “İktidarın barutunun tükendiğini görüyoruz. Bu yüzden saldırganlıkları gün geçtikçe artıyor. Elbette gidecekler ama peki sonra ne olacak?” sorusunu soran Turan, yolun sonunun göründüğünü, gidecek olanın belli olduğunu ve asıl meselenin gelecek olanı tartışma ve olması gerekenin örgütlenmesi olduğunu söyledi.

 

“SINIFTAN YANA OLAN HERKES BİR ARADA HAREKET ETMELİ”

Türk-İş adına konuşma yapan İl Temsilcisi İrfan Gültekin, Türkiye’de 36 milyon insanın yoksulluk sınırının altında ve 18 milyon insanın açlık sınırının altında yaşamaya mecbur edildiğine dikkat çekerek “İşçiler çarklar dönsün diyerek özel izinlerle, canları pahasına çalıştırıldılar. Buna rağmen gördükleri karşılık haklarının gasp edilmesidir. Bugün vergilerin yüzde 67’sini ödemeye mahkûm edilen işçilerin son olarak kıdem tazminatına ve daha nicesine göz dikiyorlar. Patronlara da teşvik ya da vergi sıfırlama ile yanlarında olduklarını gösteriyorlar” dedi. İşçilerin ve emekçilerin, demokrasiden yana herkesin birlikte hareket etmesinin zorunlu olduğunu dile getiren Gültekin sınıftan yana olan herkesin bir arada hareket edip bir an önce eksikliklerini aşıp yoluna devam etmesi gerektiğini söyledi.

Yıllardır uyuyan hukuk sisteminin, iktidarın baroların demokratik organlarına tahammül edememesiyle uykudan uyandığını söyleyen Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, bugün baronun kongre bile yapamadığını, iktidarın bile kendi hukuk sistemine uymadığını ifade etti. “Burjuvazi bu kadar örgütlüyken biz de ayrı ayrı değil bir arada olmalıyız. Ancak çoklu baro meselesinden kıdem tazminatı meselesine kadar her noktada birleşip ortak bir ses çıkarırsak emeğin, demokrasinin ve barışın gerçek anlamda karşılığının olduğu bir ülke yaratabiliriz” diyen Yeşiboğaz, ortak dayanışma ve mücadele çağrısında bulundu.

Kongre, katılan davetlilerin konuşması ve dayanışma mesajlarının ardından faaliyet raporlarını okunmasıyla devam etti. Okunan faaliyet raporunun ardından önergeler sunuldu ve delegeler oy kullanarak yeni yönetimi belirledi. Delegelerin oyları sonucu Yusuf Kaya il başkanı seçildi. Kongre ‘’İş, Ekmek, Özgürlük!’’, ‘’İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!’’ sloganları eşliğinde son buldu.


   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!


  HABERCİ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  HABERCİ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 




  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER
 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinhaberci.com © Copyright 2016-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA