AYŞENUR ÖNAL
17 Kasım 1939 yılında Nazilerin ırkçı ve ayrımcı politikalarına karşı duran 9 Çekyalı öğrenci ve bin 200’den fazla akademisyenin mahkemeye bile çıkarılmadan idam edilmesinin ardından kutlanmaya başlayan Uluslararası Öğrenciler Günü, Mersin’de ilk defa anıldı. Sadece Mersin’de değil tüm ülkede ilk defa kutlanan 17 Kasım Uluslar arası Öğrenci Günü için Öğrenci Sendikası Mersin Temsilciliği basın açıklaması düzenledi.
“NİTELİKSİZLEŞİYOR, PARALILAŞIYOR, ARADIĞIMIZ EĞİTİME ULAŞILAMIYOR”
Ülkenin dört bir yanında öğrencilerin bir araya geldiğine değinen Öğrenci Sen Mersin Temsilcisi İpek Arapoğlu, “Bir araya getiren şey ise yıllara rağmen aynı kalan, hatta gittikçe büyüyen geleceksizlik, yoksulluk ve işsizlik düzenidir. Biz bu ülkenin geleceği denen ama daha kendi geleceği olmayan milyonlarız. Bizim için zaten zor olan yaşam koşulları, salgınla birlikte katlanılmaz hale geldi. KYK bursumuz yetmediği için çalışıyorduk, iş yerlerimiz kriz sebebiyle kapandı ve artık çalışamıyoruz. Öğrenci evlerimizin kirasını oturmasak da ödemek zorundayız. İkinci öğretim harçlarımızı okula gitmesek de ödemek zorundayız. Derslere bağlanmaya çalışırken harcasak da, internet ve telefon faturalarımızı ödemek zorundayız. Hayatımız mağdur olmakla, ücret ödemekle, gelecek kaygısı duymakla geçiyor. Eğitim niteliksizleşiyor, eğitim paralılaşıyor, aradığımız eğitime ulaşılamıyor” sözlerine yer verdi.
“ÖĞRENCİLERİN HAKLARI İÇİN BURADAYIZ!”
Arapoğlu açıklamasını şu şekilde sürdürdü;
“Genç işsizliğin ülke tarihinde rekorlar kırdığı bu zamanlarda çözüm üretmesini istediğimiz yetkililer, daha geçen hafta okurken çalıştığımız kısa süreli işlerde sahip olduğumuz sosyal hakları bir yasa teklifiyle bizden söküp almaya çalıştı. Salgının yükü yetmedi, okullarımız bizi sınavda gözetleyebilmek için odamıza kamera kurmamızı istedi. Salgının yükü yetmedi, Milli Eğitim Bakanı ‘Sistem çöküyorsa bu iyi bir şey, talep var demek ki’ diyerek bizimle dalga geçmeye çalıştı. Bu ülkenin Milli Eğitim Bakanı, bir çocuk işçinin yüzüne ve acılarına gülümseyerek baktı, o bakışı tweet attı.
İşte biz, bunun için buradayız. Salgına rağmen değil salgında bize yaşatılan mağduriyetler sebebiyle buradayız. Akademik takvim ve turizm gelirleri için geleceği hiçe sayılan ve sınava sokulan yüz binlerce liseli arkadaşımızın hakkını savunmak için buradayız. Yoksulluk ve geleceksizlik sebebiyle başka sıra arkadaşlarımız hayatına son vermesin diye buradayız.
“GELECEĞİMİZİ KURTARALIM!”
Öğrenci Sendikası'nı sözümüze söz, gücümüze güç katmak için 1 sene önce hep birlikte kurduk. ‘Geleceğimizi kurtaralım!’ diyerek yola çıkmamızın bir sebebi var: Bizden başka kimse geleceğimizi kurtaramaz biliyoruz! Sesimize ve gücümüze güveniyoruz
Bize biçilen kaderi kabul etmiyoruz, geleceksizliğe ikna değiliz! Sosyal haklarımız için, adil bir ücret ve huzurlu bir gelecek için kimseye el açmayacağız. Bize dikilen kefeni kabul etmiyoruz yoksulluğun ve işsizliğin kıskacında can vermeyeceğiz! Sibel'in, Furkan'ın ve daha nice arkadaşımızın adını ve serzenişini unutmayacağız
Okullarımızın asıl sahibi biziz ama hangi şartlar altında eğitim göreceğimize dair söz hakkımız yok. Sınav sistemimiz, ders programımız, geleceğimiz söz konusu olduğunda fikir belirtme hakkımız yok.
Ülkenin dört bir yanında Öğrenci Sendikası'nı büyütmek için çalışan tüm arkadaşlarımız adına sesleniyoruz: Biz bu ülkede milyonlarca öğrencinin sorunlarını dile getirmek ve çözüme kavuşturmak için sorumluluk almaya hazırız.
Düzenlediğimiz basın açıklamasının sonuna gelirken sıra arkadaşlarımıza seslenmek istiyoruz: Yeryüzündeki bütün yolculuklar tek bir adımla başlar. Şimdi bu adımı atmanın, geleceğimizi kurtarmak için harekete geçmenin tam zamanı. Bugünden başlayarak haklarımız için bir araya gelelim, mücadeleyi büyütelim. Düşünelim, yaratalım, savunalım: Geleceğimizi hep birlikte kurtaralım!”