Haber Merkezi
Atıksu arıtma tesislerinde yetkin olmayan kişilerin görevlendirilebilmesinin önünü açan ve Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren "Atıksu Arıtma Tesislerinde Çalışan Teknik Personele İlişkin Tebliğ" ve bu kapsamda açılan "Atıksu Arıtma Tesisi Sorumlusu Eğitimleri" konulu yasaya çevre mühendislerinden tepkiler geldi.
Konuya dair açıklama yapan Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) Mersin Şube Yönetim Kurulu; “Dünyada ve ülkemizde giderek artan çevre sorunları, bu sorunlara karşı geliştirilmeye çalışılan çözümler ve insanlığın doğada yarattığı tahribatın bertaraf edilmesi yönü ile Çevre Mühendisliği bölümü ve Çevre Mühendisleri yaşamsal bir öneme sahiptir. Ancak, tüm bu gerçeklere rağmen ülkemizde Çevre Mühendisliği, çevre yönetim ve planlaması ile ilgili çalışma alanlarında hak kayıpları yaşanmaya devam etmektedir.
23.05.2019 tarih ve 30782 sayılı Resmî Gazete ‘de yayımlanarak yürürlüğe giren ‘Atıksu Arıtma Tesislerinde Çalışan Teknik Personele İlişkin Tebliğ’ ve bu kapsamda açılan ‘Atıksu Arıtma Tesisi Sorumlusu Eğitimleri’ Çevre Mühendisliği çalışma alanlarına yeni bir ihlali içeriyor. ‘Atıksu Arıtma Tesislerinde Çalışan Teknik Personele İlişkin Tebliğ’ Çevre Mühendisliği‘nin temel konularından atıksu arıtma tesisi işletimini, Bakanlıkça düzenlenecek sertifikalı eğitimle gerekli koşulları sağlayan tüm lisans mezunlarının yapabileceği bir meslek alanına çeviriyor.
“MESLEKİ HAK KAYIPLARINA NEDEN OLUYOR!”
Ülkemizin doğal varlıklarının ve sağlıklı bir çevrede yaşam hakkımızın sağlanması ve korunması ile yükümlü Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yapılan uygulama, meslek alanı çatışması yaratmasının yanı sıra, kirletici etkisi olan tesislerde yetkin olmayan kişilerin tesis sorumlusu olması ile doğal varlıklarımızı ve yaşamımızı, geri dönüşü olmayacak çevresel riskler ile karşı karşıya bırakmaktadır. Ülkemizde Çevre Mühendisleri hem nitelik hem de sayı olarak bu çalışmaları yürütecek yeterliliğe sahip uzmanlık disiplini olup, farklı meslek disiplinlerinin yetkilendirilmesine gerek bulunmamaktadır. Bakanlıkça gün geçtikçe sayıları artarak yayımlanan benzer mevzuatlarla, birkaç gün veya saatlik eğitimlerle diğer meslek gruplarının Çevre Mühendisliği ile eşdeğer tutulması kabul edilemez. Biz çevre mühendisleri önemsediğimiz ve üzerinde akademik ve teknik çalışmalar sürdürdüğümüz çalışma alanlarımız ile ilgili Çevre ve Şehircilik Bakanlığının üniversiteler de eğitimin akademik düzlemde iyileştirilmesi ve saha çalışmalarında Çevre Mühendislerinin etkin olması yönünde çalışmalar içinde olması gerekirken Çevre Mühendisliği diplomaların değersizleştirilmesi ve yok sayılması üzerine hareket etme yolunu seçmesini mesleki hak kayıplarına neden olmaktadır.
“HUKUKSAL SÜREÇ BAŞLATACAĞIZ!”
Çevre Mühendisliğinin mesleki varoluşunun ana gerekçesi olan ‘doğal varlıklarımızın ve ülkemiz kaynaklarının korunabilmesi ve sürdürülebilir yönetiminin sağlanmasına yönelik çevre yönetim süreçlerinin, kamu ve toplum yararı doğrultusunda gerçekleştirilebilmesinde ve mesleki uzmanlık alanlarımızla ilgili tüm konularda, sadece ‘Çevre Mühendisi’ tanımı ve Çevre Mühendisi bulundurma zorunluluğunun getirilmesi yolunda mesleki mücadelemizin kararlılıkla devam edeceği ve konu ile ilgili hukuksal sürecin başlatılacağı kamuoyuna saygıyla duyurulur” sözlerine yer verdi.