HEDİYE EROĞLU
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Meclisi olağanüstü toplayarak, 250 milyon TL’lik borçlanma, sendik üyeliğinin iptali ve Mersin Barosu ile işbirliği tekliflerine ilişkin red kararını hukuka aykırı gerekçesiyle yeniden oylatmak istedi!
Yeniden yapılan oylamada ilk olarak Baro ile işbirliği teklifi yeniden oylamada Cumhur İttifakı’nın yeniden red kararı vermesi ile yine kabul edilmedi.
“RED KARARLARI HUKUKA AYKIRI”
Konuyla ilgili açıklama yapan Vahap Seçer, hukuka ayrılık savıyla bu toplantıyı yaptığını söyleyerek, “Hukuka aykırılığın da bazı emareleri, ispatı ya da neden olduğunu sizlere anlatma zorunluluğu olacak.
Baro ile işbirliği, Mahalli İdareler İşverenler Sendikası üyeliğinden ayrılma ve 2020’de bütçe denkliği için bütçeye konan 250 milyon TL’lik borçlanma tarafıma verilmesi reddinin yasalara aykırı olduğunu düşünüyorum. Siyasi değerlendirme sonucu meclis üyelerinin verdiği kara olduğunu düşünüyorum. Bu 3 kararın siyasi ama borçlanma yetkisi talebinin kentin geleceği açısından yanlış bir karar olduğunu, yatırımların engelleyeceğini, hizmeti aksatacağını, belediyenin işlerini sıkıntıya sokacağını düşünerek hukuka aykırı gördüm.
Tabi bu değerlendirmeler hukuk çerçevesinde yaptığım değerlendirmeler. Bu konuda da amir hükümler var.
“MECLİS LEKENMESİN”
Örneğin Danıştay 8. Dairesi’nin bir kararı var ki içtihat oluşturmuş bir karar bu. Meclise sunulan konuların hiçbir gerekçe gösterilmeksizin ki borçlanma reddi ile ilgili komisyondan gelen raporda gerekçe yoktu, gerekçe gösterilmeksizin tamamen belediye başkanına muhalefet yapmak görüşü ile belediye meclisinin feshi istenmiş. Karar da bu yönde çıkmış.
Meclisin hukuka aykırı bir karar almasın istemiyor, tarafsızlığını, bağımsızlığına, meclis üyelerimizin kendi hür iradeleri ile karar verme noktasına bir halel, leke gelmesini arzu etmiyor bunun için ısrar ediyorum.
Madde madde ne yapacağımı anlattım. Bu belediye yönetiminde şeffaflıktır. Bizi denetleyin. Gözünüz bizim üzerimizde olsun. Ama yapacağımız yatırımların engellenmesi, belediye meclislerinde istenen bir durum değildir, yasalarca da amir hükümlerce de garanti altına alınmıştır” dedi.
“MERKEZİ SİYASETİN ETKİSİNDE Mİ KALIYORUZ?”
Daha sonra gündeme geçilerek, ilk olarak Baro ile işbirliği teklifi yeniden oylandı. Konuyla ilgili ilk olarak CHP adına Grup Sözcüsü Selahattin Arslan söz alarak, “Çocuk ve kadın haklarının savunulmasında en küçük bir eksiklik yaşanmasını, hata işlenmesini hiç kimse içine sindirmez” diyerek meclisin hassasiyet göstereceğin inandığını söyledi. “Ancak bu olaya bakarken biraz merkezi siyasetin etkisinde mi kalıyoruz? Buna pek anlam veremiyorum ama biz burada Mersin(de yaşayan insanların haklarını savunmaya ne kadar çok katkı verebilir. Ne kadar çokz kişinin, kurumun desteğini alıp, önünü açabilirsek topluma karşı meclis olarak o kadar çok görevimizi yerine getireceğimizi kanaatindeyim. Dolayısıyla böyle bir imkanın Mersin Barosu avukatları ile imza altına alınarak istismara uğrayan çocuk ve kadınları bir nebze daha çok güvence altına almanın bir zaruret topluma verilecek son derece olumlu bin hizmet olduğu kanaatindeyim. Bunun olumsuz bir yönünün olabileceğini aklıma bile getirmiyorum. Bir eleştiri olacağına inanmıyorum ama eksiklik varsa tamamlayayım. Öneriler olabilir, daha güçlendirici kararlar çıkabilir. Ama mevcut şekliyle bu konuya katkı vermelerinin toplumsal bir görev olduğu kanaatindeyim” dedi.
“NEDEN ‘HAYIR ‘DENİLİYOR?”
CHP’li Meclis Üyesi Bedri Dursun da, “İnsanlar mağdur olduğu uzaman birilerinin yardıma gitmeye çekindiği bir ortamda baronun gönüllü olarak bu işe girmesi çok kıymetli. Yaşamımızda gönüllük çok önemli. Bu kişilerde gönüllü olarak buraya katkı sunmak istiyorlar. Sizde yetki istiyorsunuz bu çok önemli yüce meclis bu konuda olumlu oy kullanmalıdır.
CHP’li Meclis Üyesi Zekeriya Özgür, “Tüm meclis üyesi arkadaşlarımın ‘hayır’ demeyeceklerini umuyorum. Ama ‘hayır’ diyecek arkadaşlar var ise gerekçesini anlatmalarını diliyorum” dedi.
“KADINLARIN BİLİNÇLENDİRİLMESİNDEN NEDEN KORKUYORUZ?”
CHP’li Meclis Üyesi Ünzile Kuru da, geçen meclisteki konuşmalar sonrası bu hususta bilgi eksikliği mi var diye yeniden aydınlatma yaparak, “Burada anlaşılmayan husus mu var? Sadece hukuki bilgilendirme yapılacak ki bunu yapabilecek olan da barodur.
Bazıları ‘bakanlık, milli eğitim’ filan var dedi. Ama Milli Eğitim ile baronun da bir protokolü var ki okullarda bilgilendirmeyi yine baro yaptı.
Ayrıca Türkiye nüfusun yüzde 50’sini kadınlar oluşturuyor ki muhtemelen Mersin nüfusunun yarısın da kadınlar oluşturuyor. Kadınlara karşı sizlerin de sorumlulukları var. red oyu verecek her arkadaşın kendi kızlarının . annelerinin, yeğenlerinin de bulunduğunu dikkate alması gerekir. Kadınların bilinçlendirilmesinden neden korkuyoruz? Önceki kararınızdan döneceğinizden ümit ediyorum” dedi.
“DAHA NE KADAR SEYİRCİ KALACAĞIZ?”
HDP’li Meclis Üyesi Bedriye Kuş, “Geçen hafta umarım düşünülen eksiklik düşünülmez ve telafi edilir. Her arkadaş kadına, çocuklara dair hassasiyetten bahsediyor ama geldiğimiz noktada kadına şiddete, çocuk istismarına göz yumuyoruz. Daha kaç çocuğun istismara maruz kalmasına ya da kadının şiddete uğramasına seyirci kalacağız? Bu gerçekten kabul edilir değildir” dedi.
“MHP’Lİ BAŞKANA YETKİ VERDİNİZ”
Başkan Vahap Seçer, geçen dönem MHP’li başkan görevdeyken, bugün CHP’den milletvekili olan Alpay Antmen’in baro başkanlığı zamanında protokol yapıldığını anımsatarak, “Bu Melis baro ile protokol yapma yetkisini bir önceki dönemin belediye başkanına verdi. o günden bugüne ne değişti? Belediye başkanı değişti.
O dönemde baro başkanlığı yapan arkadaşımız Alpay Antmen şuanda CHP milletvekili.
Elbette belediye başkanı ama bazı anlayışlarda olumsuz yönde değişmeye başlamış. MHP’li bir belediye başkanı, bugün CHP’li milletvekili olan o dönem ki bir baro başkanı böyle bir protokol yapabiliyor ama bugün CHP’li bir belediye başkanı, yeni seçilmiş bir baro başkanı ile meclis aynı meclis, ama reddediliyor.
Bize karşı anlayışın Türkiye’deki siyasal bakış açısı, baroya bakış, bir şeyler değişmiş. Keşke olumlu yönde değişseydi. Belediyeler, kurumlar, meslek odaları, sendikalar, STK’lara dair tüm unsurlar, siyasal partiler işbirliği içinde Türkiye’nin sorunlarını çözmeye gayret edebilseydi, ben bunu arzu ederdim. Öykündüğümüz gelişmiş topumlar böyle. İnşallah bu sancılı süreçte Türkiye’de mutlaka bitecektir. Doğum sancısız olmaz ama doğru yolu eninde sonunda bulacak siyaset, siyasetçiler.
CHP’Lİ DİNSEVER: “KİMDEN ŞÜPHE EDİLİYOR?”
CHP’li Ali Dinsever de, “Aslında geçen toplantıda yeterince tartışıldı ama bugün ben mecliste bir mahcubiyet havası hissediyorum. Geçen sürede bir yerde bir yanlışlık mı var, neden bu kadar arkadaşımız red oyu verdi diye gözden geçirelim dedik. Kadınlar çocuklar, bunların haklarının savunulması, bu kentin 4 bin kişilik hukuk camiası, cumhuriyet ile yaşıt bir baro var.
Gönüllülük bazında bu kentin yerel yönetimi ile kutsal saydığımız çocuk ve kadınları hak bilincine kavuşturmak için gönüllülük esası ile bir çalışma talebi var.
Ama bu mecliste biz gerekçelendiremeden red kararı verdik. Ben baro mensubu olarak kırıldım. Ya acaba bizden mi bir şüphe mi var?
Kadın ve çocukları siyaset üstü görüyoruz, bunda hemfikiriz. Kadın ve çocukları asla politik çıkarlarımıza alet etmeyelim, bu konuda netiz.
Kadın ve çocukların siyasete alet edildiği toplumda gelecek düşünemeyiz, hepimiz netiz.
Peki bu kentin barosu konusunda bir çekincemiz var mı? Bunlar hukukçu arkadaşlar. Baro, hukukun temelinin olduğu yer. Burada mı bir şüphe var, aklıma getirmek istemiyorum.
Peki bu kentin seçilmiş belediye başkanına dair mi bir şüphe var?
Sokakta neden reddettiğimizi anlatabilmemiz lazım. Ben kabul oyu vermiş meclis üyesi olarak dahi meclisin reddini izahını veremiyorum. Neden reddettiklerini açıklasınlar, bizi de bu töhmetten kurtarsınlar.
BAROYU SİYASALLAŞTIRMA TEPKİSİ
Bunun üzerine yeniden söz alan Başkan Atsız Afşın Yılmaz da, “Kadın ve çocuk son zamanlarda hiç bu kadar çok siyasete alet edilmemişti. Herkesin çocuğu, kardeşi var. Burada meselenin kadın ve çocuk olmadığı aslında çok açık. O günden bu güne ne değişti? Sayın başkan ve baro başkanı değişti. Sayın Büyükşehir belediye başkanımız konu kadın ve çocuk, bu konuda faaliyetler yapılıyor. Toroslar’da danışma merkezimize yüzlerce kadın başvurdu. Tüm belediyeler hizmetler veriyorlar. Belediyeler dışında pek çok kurum ve kuruluş destek veriyor. Ve biz bu çalışmalarımızda gönüllü olarak baro üyesi arkadaşlarımızdan destek alıyoruz.
Burada sorun şu; geçen mecliste söylemek istemedim, kişiselleştirmek istemedim ama burada mesele; hakim kanaat; hali hazırdaki baro başkanın marjinal ve baroyu siyasallaştıran bir tutum içinde olduğu. Bunun için araştırmaya gerek yok. Sosyal medyadaki paylaşımlarından ortaya çıkar. Cumhur İttifakı bu konuda bu nedenle soğuk. Yoksa kadın ve çocuklarımıza ilişkin her türlü konuda yine beraberiz, beraber olacağız.
“SİYASET OLMADAN ÇÖZÜM ÜRETEMEYİZ”
Başkan Vahap Seçer ise “Meclis ortamında belediye başkanı baro başkanı ile ilgili bir değerlendirme yaptı. Bir cevap hakkı doğdu baro başkanına ama bizim meclise getirdiğimiz konularda kişiler değil kurumlar bizim için önemlidir. Baro bizim için esastır.
Sayın başkanı görüşü baro başkanı marjinal siyaset yapıyor’ diyerek kendi adına red verme gerekçesini bun bağırıyor. Kadını ve çocuğu asla siyaset alet etmeyiz. Edemeyiz. Ama siyaset olmadan çözüm üretemeyiz. Her konu siyasete alet ediliyor diyerek reddedilir ise benim, sizin burada olma nedeniniz bu….
Çiftçiyi, mamuru, kadını, fakir fukarayı konuşuyoruz istismar ettik değil, samimi olarak daha önce yapılmış olan bir protokolü yeniden hayata geçirmek için meclisten geçirmek istiyoruz.
Şubat’tan buyana komisyonda bekliyordu, hala gündemde yoktu, ben resen meclise getirdim” dedi.
AVUKATLAR KARŞILIKLI ATIŞTI
Başkan Seçer oylamaya geçmek isterken CHP’li Ali Dinsever, Başkan Yılmaz’a tepki göstererek, “Burada olmayan, 3 bin 600hukukçu mensubu olan bir baronunu kendisinin olmadığı toplantıda ‘marjinal’ şekilde nitelendirmede bulunmak, aynı baronun mensubu bir arkadaşımız tarafından yapılmış olması beni kırdı, üzdü. Yakıştıramadım, dil sürçmesi sayalım. Çünkü mevcut baro başkanı 3 bin 600 kişilik hukukçu ailesi tarafından seçimle iş başına gelmiş bir kişidir. Baro seçimleri süresinde yapılmış olsaydı hukukçular kendi iradesini zaten ortaya koyacaktı. Ama başkanı seçilme şeklini burada tartışmak haksızlık olur.
Başkan Atsız Afşın Yılmaz ise “İki avukat tartışıyor durumuna düşmeyelim ama gayet dikkatli, ince düşünülerek seçtiğim bir tabir. Oda ben de uzun yıllar avukatlık yaptık. Ama bu konu bugünün konusu değil, hep tartışılan ama zirve yapmış bir konu. Barolar, fonksiyonları ve siyaset ilişkisi. Bir avukat ve siyasetçi olarak hep bunu tartıştık ve şikayet ettik. Baroya aday olan başkanlara da hep uyarıda bulunduk. Ama bugünün şartlarında çok yükselmiş bir mesele. CHP’li meslektaşlarımızın bir kısmının da bundan rahatsız olduğunu hatta baro seçimlerinde farklı bir pozisyon aldıklarını biliyoruz. Burada kadın çocuk üzerine vurgu yapılınca bu açıklamayı yapmak gereği duydum” dedi.
SİYASİ DÜŞÜNME TEPKİSİ
HDP’li Meclis Üyesi Bedriye Kuş da, “Bizim amacımız tartışma polemik yaratmak değil. Siyasi düşüncemiz ne olursa olsun olayı kişiselleştirmeden olaya ahlaki, vicdani ve insani bakmak gerekiyor” dedi.
ÇOĞUNLUĞA SAHİP CUMHUR İTTİFAKI’NDAN RED
Meclis üyelerinin red kararında ısrarcı olup olmadığını oylayan Vahap Seçer, ısrar edenlerin sayısının 43 olduğunu, üye salt çoğunluğu olan 40’ın üzerinde oy kullanılması ile teklifin reddedildiğini açıkladı.