HEDİYE EROĞLU
Mersin Büyükşehir Belediyesi’nde başkanlık koltuğunu 31 Mart’ta devralan Vahap Seçer’e mali işler ve hesap işleri ile ilgili Sayıştay’dan uyarı geldi.
Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin 2019 Yılı Sayıştay Denetim Raporu açıklandı. Raporda; bilançoda yer alan maddi duran varlıklar hesap grubunun tam, doğru ve gerçeğe uygun tutarları göstermemesi, kısa ve uzun vadeli iç mali borçlara ait faiz gider tahakkuklarının hatalı muhasebeleştirilmesi ve vadeli mevduat faiz gelirlerinin net tutarlar üzerinden muhasebeleştirilmesi tespitleri dikkat çekti!
“MADDİ VARLIKLAR, TAM, DOĞRU VE GERÇEĞE UYGUN TUTARLARI GÖSTERMİYOR”
Raporun, “Bilançoda Yer Alan Maddi Duran Varlıklar Hesap Grubunun Tam, Doğru ve Gerçeğe Uygun Tutarları Göstermemesi” ile ilgili başlığına dair şu açıklama yapıldı; “İdarenin 2019 mali yılı bilançosunun ‘25- Maddi Duran Varlıklar’ hesap grubunda yer alan varlıkların net defter değerlerinin, tam doğru ve gerçeğe uygun tutarları göstermediği tespit edilmiştir. Net Defter Değeri, varlığın ilgili muhasebe hesabına kayıtlı değerinden, birikmiş tükenme ve amortisman paylarının düşülmesi suretiyle hesaplanmaktadır. İdarenin 2019 mali yılı bilançosunda, maddi duran varlıklar hesap grubunda yer alan varlıkların, ekonomik sınıflandırma açısından, kayıtlı defter değerleri ile birikmiş tükenme ve amortisman karşılıklarının detaylı karşılaştırılması sonucunda, bazı varlıklar kalemlerine hiç
amortisman ayrılmadığı, bazı varlık kalemlerine ise kayıtlı defter değerinin üzerinde
amortisman ayrıldığı görülmüştür.
Maddi duran varlıklar hesap grubunda izlenen taşınır ve taşınmaz malların kayıt ve takip
edildiği bilişim sistemi ile muhasebe sistemi arasında entegrasyonun olmadığı; bu sebeple,
hesap grubuna kayıtlı varlıkların giriş, çıkış, değerleme, kıymet artış ve azalışları ile harcama
birimleri arasındaki geçişlerinin, muhasebe sisteminde zamanında tam ve doğru olarak
izlenemediği anlaşılmaktadır.
İdarenin sahip olduğu ve muhasebe sisteminde maddi duran varlıklar hesap grubunda
izlenen, taşınır ve taşınmaz mallarının tam, doğru ve gerçeğe uygun olarak raporlanabilmesi
için, iş akış süreçleri ve yönetmeliklerle belirlenen muhasebe politikaları da göz önünde
bulundurularak, bilişim sistemleri ile muhasebe sistemlerinin entegrasyonu sağlanmalı, manuel muhasebe kayıtlarından mümkün olduğu sürece kaçınılmalıdır.
Diğer taraftan, maddi duran varlıklar hesap grubunda izlenen varlıkların, defter
değerlerinin, birikmiş amortisman ve tükenme paylarının tam olarak bilinmemesi nedeniyle, bu varlıkların muhasebe kayıtlarından çıkış işlemleri ile harcama birimleri arasında el değiştirmesi halinde yapılması gereken muhasebe kayıtları sağlıklı bir şekilde tutulamamakta, Faaliyet Sonuçları Hesapları (gelir ve gider hesapları) ile ilişkilendirilmesi gereken tutarlar da doğru raporlanamamaktadır.
Sonuç olarak, idarenin 2019 Bilançosunda yer alan Maddi Duran Varlıklar Hesap Grubu
raporlama tarihi itibarıyla tam, doğru ve gerçeğe uygun tutarları yansıtamamaktadır”..
İÇ MALİ BORÇLARA AİT FAİZ GİDER TAHAKKUKLARINDA HATA VAR!
Raporun, “Kısa ve Uzun Vadeli İç Mali Borçlara Ait Faiz Gider Tahakkuklarının
Hatalı Muhasebeleştirilmesi” ile ilgili bölümünde de şu ifadelere yer verildi; “İdarece bankalardan temin edilen krediler için ödenecek faizlerin muhasebeleştirilmesi işleminde, işlemiş (tahakkuk etmiş) faiz yerine, bankaca ödeme planına göre hesaplanan ve idareye bildirilen toplam faiz tutarlarının, vade yapısına göre 381 veya 481 Gider Tahakkukları Hesabına kaydedilerek aktifleştirildiği ve bu tutarın dönemsellik ilkesine aykırı olarak, kayıtlara alındığı yılın faaliyet sonuç hesaplarına doğrudan tek seferde gider olarak kaydedildiği görülmüştür.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliğinin, 381 ve 481 no.lu kısa ve uzun vadeli Gider Tahakkukları Hesaplarının, “Hesabın İşleyişine İlişkin İşlemler” başlıklı ilgili maddelerinde, uzun veya kısa vadeli yabancı kaynaklar ana hesap grubu içinde yer alan, iç ve dış malî borçlara ilişkin olarak ay sonlarında tahakkuk ettirilen ve ödenecek olan işlemiş faiz tutarlarının bu hesaplara kaydedileceği belirtilmiştir. Ancak uygulamada, işlemiş yani tahakkuk etmiş faiz tutarları yerine, ödenmesi planlanan vadeye göre bankaca hesaplanan toplam faiz tutarının, 381 ve/veya 481 Gider Tahakkukları Hesabına kaydedildiği anlaşılmıştır. Bunun doğal sonucu olarak, bilançonun Kısa ve Uzun Vadeli İç Mali Borçlar hesap grupları fiktif olarak fazla raporlanmaktadır.
Ayrıca işlemiş faiz yerine, ödeme planına göre hesaplanan toplam faiz giderinin tek seferde faaliyet sonuç hesapları ile ilişkilendirilmesi sonucunda, muhasebenin temel kavramlarından dönemsellik ilkesine aykırı olarak, faiz giderlerinin ilgili olduğu yıl yerine, muhasebeleştirildiği yılın faaliyet sonuçlarında gösterilmesine, yılları Faaliyet Sonuçları
Tablolarının, yanlış ve hatalı raporlanmasına sebebiyet vermektedir.
Diğer taraftan, idare açısından bir yükümlülük veya taahhüt olan ancak, tahakkuk etmemiş faiz giderlerinin muhasebeleştirilmesinde kullanılacak muhasebe hesabına, detaylı hesap planlarında yer verilmediği ve bu sebeple uygulayıcıların hatalı işlem gerçekleştirmesine
neden olduğu değerlendirilmektedir.
Sonuç olarak kısa ve uzun vadeli iç mali borçlara ait faiz gider tahakkuklarının hatalı
muhasebeleştirilmesi sonucu, mali tablolardan bilançoda yer alan Kısa ve Uzun Vadeli İç Mali Borçlar Hesap Grupları ile Faaliyet Sonuçları Tablosunda yer alan Faiz Giderleri tam, doğru ve gerçeğe uygun değerleri gösterememektedir.
İdarece taahhüt altına girilen ancak tahakkuk etmemiş faiz tutarlarının muhasebeleştirilmesi için, detaylı hesap planında karakteristiğine uygun hesaplarda muhasebeleştirilmesi gerektiği değerlendirilmektedir”.
VADELİ MEVDUAT FAİZ GELİRLERİNİN NET TUTARLAR ÜZERİNDEN MUHASEBELEŞTİRİLMESİNE UYARI
Son olarak raporun, “Vadeli Mevduat Faiz Gelirlerinin Net Tutarlar Üzerinden
Muhasebeleştirilmesi” ile ilgili bölümünde ise şu ifadelere yer verdi; “İdarenin vadeli mevduat hesaplarından elde ettiği faiz gelirlerini net tutarlar üzerinden muhasebeleştirildiği görülmüştür.
Genel Yönetim Muhasebe Yönetmeliği’nin “Gayri safilik ilkesi” başlıklı 39’uncu
maddesine göre; gelir ve giderler, herhangi bir düzenleme veya standart ile aksi
kararlaştırılmadıkça netleştirilmeden kaydedilmelidir.
Aynı Yönetmelik’in “Faaliyet Sonuçları Tablosu ilkesi” başlıklı 6’ncı maddesinin (1)
numaralı fıkrasının (a) bendinde ise, kamu idarelerinin faaliyetlerine ilişkin gelir ve gider
işlemlerinin, tahakkuk esasına dayalı olarak gelir ve gider hesaplarında izleneceği; gelir ve
gider hesaplarının, bütçe ile ilgili olsun veya olmasın, genel kabul görmüş muhasebe ilkeleri
gereği tahakkuk eden her türlü gelir ve giderin kaydına mahsus olduğu belirtilmiştir.
Yönetmelik’in düzenlemesine göre, tahakkuk eden faiz gelirlerinin stopaj kesintisi
yapılmadan önceki brüt tutar üzerinden 600-Gelirler Hesabında, buna ilişkin olarak stopaj
yapılan vergi ve benzeri giderlerin de 630-Giderler Hesabında muhasebeleştirilmesi
gerekmektedir.
İdarenin hesap ve işlemlerinin incelenmesi neticesinde; bankalardaki vadeli mevduat
hesaplarından elde edilen faiz gelirlerinin net tutarlar üzerinden muhasebeleştirildiği tespit
edilmiştir.
Vadeli mevduat hesaplarından elde edilen faiz gelirlerinin, net faiz tutarları yerine elde
edilen brüt tutarlar üzerinden muhasebeleştirilmesi sağlanmalıdır”.