AKDENİZ PLASTİK TEHDİDİ ALTINDA!


 

Akdeniz’in plastik çorbasına dönmek üzere olduğunu açıklayan uzmanlar uyardı: “Önümüzdeki 30 yıl içerisinde Akdeniz canlılar açısından yaşanmaz bir ortama dönüşme riskiyle karşı karşıyadır. Buna bir de kurulması planlanan polipropilen petro kimya fabrikalarını da eklersek bölgenin karşı karşıya kaldığı riskin çok daha büyük olacağını söylemek mümkündür”.

Haber Merkezi

 

Çevre Mühendisleri Odası Mersin Şubesi ve Mersin Kent Konseyi ile işbirliğinde, “Akdeniz Havzasında Mikroplastik Tehdidi” baylıklı bir online panel gerçekleştirildi.

Moderatörlüğünü ÇMO Mersin Şube Başkanı Dr. Sinan Can’ın yaptığı panelde, Doç. Dr. Sedat Gündoğdu ve Arş. Gör. Ceyhun Akarsu konuşmacı olarak yer aldı.

 

“AKDENİZ, DÜNYADA PLASTİK KİRLİLİĞİ SEVİYESİ EN YÜKSEK DENİZLERDEN BİRİ”

Panelde ilk olarak Moderatör Dr. Sinan Can, medeniyetlerin beşiği ve olağanüstü bir çevre mirasının merkezi Akdeniz’in, dünyada plastik kirliliği seviyesi en yüksek denizlerden biri haline geldiğini işaret etti. “Akdeniz’in açık sularını, deniz tabanını ve kıyılarını kirleten atıkların yüzde 95’i plastik” diyen Can, “Bu atıkların başlıca kaynağı Türkiye ve İspanya. İtalya, Mısır ve Fransa da bu iki ülkeyi takip ediyor. Çin’den sonra dünyanın ikinci en büyük plastik üreticisi olan Avrupa’da yılda 150 bin ila 500 bin ton makro plastik, 70 bin ila 130 bin ton mikro plastik denize atılıyor. Bu plastiklerin çoğu yolculuğunu Akdeniz’de tamamlayıp deniz hayatına büyük bir tehdit oluşturuyor. Büyük ve küçül ölçekli plastik parçacıkları deniz kaplumbağaları, akdeniz fokları gibi koruma altında veya tehdit altındaki türler de dahil olmak üzere deniz canlılarının yaralanmasına, boğulmasına ve çoğu zaman ölümüne neden olabilmektedir. Mikro plastiklerin etkisi sadece deniz yaşamıyla sınırlı değil. Hava, musluk suyu, şişelenmiş su ve tuz, bal ve alkol gibi gıda ve içeceklere kadar uzanıyor. Her yıl denizlere atılan 10 ila 20 milyon ton plastik atığın deniz ekosistemlerine verdiği zararın ekonomik maliyetinin 13 milyar dolar olduğu tahmin edilmektedir. Çevre kirliliğinin maliyeti önümüzdeki yıllarda önlenemeyecek boyuta ulaşması an meselesidir.Tüm bu bilgiler nezdinde gerçekleştirdiğimiz 'Akdeniz Havzasında Mikroplastik Tehdidi’ konulu panelimizde denizlerimizdeki kirliliğe dikkat çekerek alınması gereken önlemleri dile getirmektir” dedi.

 

AKDENİZ PLASTİK ÇORBASINA DÖNMEK ÜZERE

Doç. Dr. Sedat Gündoğdu da, Akdeniz’in yarı kapalı bir havza olması ve etrafındaki yoğun insan faaliyetleri nedeniyle adeta plastik çorbası haline dönüşmek üzere olduğunu vurguladı. “Yapılan araştırmalar, Akdeniz'in, dünya okyanuslarında yer alan 5 ayrı denizel çöp birikim alanlarına ek olarak altıncı büyük çöp birikim alanı olmaya doğru ilerlediğini ortaya koymaktadır” diyen Gündoğdu, “Akdeniz içerisinde ise en kirli kıyılar Türkiye kıyıları. Gerek Türkiye'nin yetersiz çöp yönetimi, gerekse de diğer doğu Akdeniz Ülkelerinin ürettiği çöpleri denize direk olarak boşaltması ve bu çöplerin de akıntılar yoluyla bizim kıyılarımıza kadar gelmesi kıyılarımızı adeta plastik çöplüğü haline dönüştürmektedir. Bu plastiklerin zamanla parçalanması ve 5 mm'den daha küçük boyutlu olan mikroplastiklere dönüşmesi ise bu problemin boyutunu daha da büyütmektedir. Mikroplastiklerin fark edilmesi de temizlenmesi de neredeyse imkansızdır. Buna ek olarak özellikle ham plastikler olarak bilinen plastik peletlerin de kıyılarımızda ciddi kirlilik yarattığı son yaptığımız çalışmalarda ortaya konulmuştur.

 

“POLİPROPİLEN RİSKİ BÜYÜTÜR”

Bu şekilde devam ettiği müddetçe önümüzdeki 30 yıl içerisinde Akdeniz canlılar açısından yaşanmaz bir ortama dönüşme riskiyle karşı karşıyadır. Buna bir de kurulması planlanan polipropilen petro kimya fabrikalarını da eklersek bölgenin karşı karşıya kaldığı riskin çok daha büyük olacağını söylemek mümkündür. Akdeniz kıyılarımız plastik çöplüğüne dönüşmeden özellikle Akdeniz’i en çok kirleten nehirlerden olan Seyhan ve Ceyhan nehirlerinden plastik çöplerin denize ulaşmasının engellenmesi ve bu nehirlerin etrafındaki gerek tarımsal gerekse de endüstriyel faaliyetlerin denetlenmesi gerekmektedir” diye konuştu.

 

FARKINDALIK ARTIYOR AMA YETERLİ DEĞİL

Arş. Gör. Ceyhun Akarsu ise mikroplastik kirliliği hususunda farkındalığın her geçen gün arttığını ancak yeterli olmadığını kaydetti.

Henüz tam olarak nasıl yönetilmesi gerektiği konusunda bilinmezlik durumunu koruduğunu işaret eden Akarsu, “Diğer kirleticiler gibi belirli bir limitin altında kullanımına izin verilmesindense direkt olarak yasaklama yolunu tercih eden ülkelerde dahi mikroplastik kirliliğinin etkileri görülmeye devam edilmektedir. Bunun en büyük sebebi bu kirleticiye lokal olarak müdahale ediliyor olmasıdır.

Okyanuslar gibi yaşayan ekosistemlerde kirleticilerin sürekli hareket ettiği düşünülürse, her ülkenin birbirinden bağımsız yönetim planı oluşturması yapılan en büyük yanlışlardan biridir. Yapılması gereken ise bu konuda konsorsiyum oluşturulması ve tüm devletlerin ortak hareket etmesidir. Mersin İli'nde de diğer tüm dünya şehirlerinde olduğu üzere mikroplastiklerin birincil kaynağı atıksu arıtma tesisleridir. Günlük hayatımızda yer alan mikroplastik ihtiva eden ürünlerin su ile durulanması ile birlikte kanalizasyon sistemine karışmakta ve sonrasında atıksu arıtma tesislerimiz için arıtılması gereken yeni bir kirlilik yükü haline gelmektedir.

 

MERSİN  KÖRFEZİNE YÜZ MİLYONLARCA MİKROPLASTİK DEŞARJ EDİLİYOR

Mikroplastiklerin büyük bir kısmı atıksu arıtma tesisleri tarafından tutuluyor olsa da, her gün yüz milyonlarcası Berdan, Göksu Nehirleri ve derin deniz deşarjı ile direkt olarak Mersin Körfezi'ne deşarj edilmektedir.

Kasım Özyamanoğlu (Mersin Kent Konseyi Genel Sekreteri); Mersin kent konseyi ve Çevre Mühendisleri Odası Mersin Şubesi işbirliğinde Akdeniz Havzasında Mikroplastik Tehdidi konulu online sunumda Doç. Dr. Gündoğdu ve Arş. Gör. Ceyhun Akarsu hocalarımızın vermiş oldukları bilgilerle yaşadığımız kentinde içinde bulunduğu havzadaki Mikroplastik  tehditlerin çok açık bir şekilde ortaya konulmasıyla bir farkındalık yaratmaya çalıştık.

Mersin Kent Konseyi olarak paydaşlarımızla birlikte yerelde yaşadığımız yerlerin kalitesini yükseltmek ve daha yaşanabilir yerler olması için merkezi ve yerel yönetimler, STK, gönüllüler ile birlikte hareket ederek farkındalık yaratmaktır. Yağmur sularının ayrıştırılması, tek kullanımlık plastikler tüketiminde hassasiyeti, deterjan tüketimi ve su arıtma tesislerinin önemi gibi konularda çarpıcı örneklerle sunumlarla gerçekleştirdik” diye konuştu


   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!


  HABERCİ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  HABERCİ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 




  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER
 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinhaberci.com © Copyright 2016-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA