Haber Merkezi
Barolar 17 maddelik Hayvan Hakları Yasası için TBMM’ye çağrı yaptı. Aralarında Mersin Barosu’nun da olduğu çok sayıda Baro, ortak metin yayınladı.
Yayınlanan metin şu şekilde;
“‘Doğuştan gelen haklara sahip, hissedebilen, duyguları olan canlılar’ olan hayvanlar için her yasama döneminde çıkarılacağı söylenen Hayvan Hakları Kanunu’na ve ilgili mevzuata ilişkin en önemli taleplerimizi kamuoyuna duyuruyor, herkesi bu taleplere sahip çıkmaya davet ediyoruz.
Hayvanların eşya kapsamından çıkarılması, hayvanlar üzerindeki sömürü, zulüm ve şiddete son verilmesi için meclis bir an önce görevini yerine getirmelidir.
HAYVANLARIN YAŞAM HAKKI ANAYASA’DA DÜZENLENMELİDİR.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda hayvanlar ‘doğuştan gelen haklara sahip, hissedebilen, duyguları olan bireyler’ olarak tanımlanmalıdır. ‘Doğal hayatı ve hayvanları korumak’ devletin yükümlülüğü olarak düzenlenmeli ve 56. madde bu kapsamda genişletilmelidir.
HAYVAN HAKKI İHLALLERİ, TÜRK CEZA KANUNU KAPSAMINA ALINARAK YAPTIRIMA TABİ TUTULMALIDIR.
Mevzuatta türcülüğe sebep olan her türlü tanım ve ayrıma ve bu kapsamda sahipli -sahipsiz hayvan, deney hayvanı, ev ve süs hayvanı gibi ayrımlara son verilmelidir.
İnsanlara karşı işlenen ve TCK’da tanımlanan kötü muamele, işkence, yaralama, cinsel istismar, cinsel saldırı ve öldürme suçları hayvanlar için de tanımlanmalı; ayrıca dövüştürme, güreştirme, bir hayvan neslini yok etme suçları da hayvanlar için özel hükümler olarak yasaya eklenmelidir.
Acımasız ve zalimce işlenmesi, hamile, engelli, yaşlı ya da yavru hayvana karşı işlenmesi ve görevi gereği hayvanlara bakmak ve korumakla yükümlü kişiler tarafından işlenmesi durumları dikkate alınarak; suçun nitelikli halleri düzenlenmelidir.
Hayvana yönelik şiddet fiillerinin taksirli halleri de ceza kapsamına alınmalıdır.
Cezaların alt sınırı belirlenirken, denetimli serbestlik ve infaz hükümleri göz önünde bulundurularak, toplum vicdanını rahatlatacak cezalar öngörülmelidir. Verilecek cezaların, adli para cezasına çevrilmemesi, ertelenmemesi, hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve seçenek yaptırımlara çevirme hükümlerinin uygulanmaması hususunda gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Cezaların alt sınırı en az 3 yıldan başlatılarak failler hakkında takdiri indirim uygulanmamalıdır.
Hayvan hakkı ihlallerinde görevi kötüye kullanma suçu bakımından fail hakkında soruşturma izni aranmamalı, cumhuriyet savcıları resen yetkili kılınmalı, savcılıklarda hayvan hakkı ihlalleri soruşturma büroları kurulmalıdır.
Hayvanlara kötü muamele ve işkence eden, cinsel istismar ve cinsel saldırıda bulunan; hayvanları kasten yaralayan ve öldüren şahıslar hakkında psikolojik/psikiyatrik tedavi alınması şeklinde adli kontrol tedbiri uygulanmalı ve bu şahısların tedavi görmesi sağlanmalıdır.
Motorlu taşıtlarla hayvana çarpan kişilerin, taksir durumları değerlendirilerek ehliyetlerine geçici süreli el koyulmalıdır.
Çarpmış olduğu hayvanı ölüme terk edenler hakkında, ceza yasasında düzenlenecek olan hayvan öldürme fiilinin ihmali davranışla gerçekleştirilmiş olduğu kabul edilerek; verilecek ceza, oluşan netice kapsamına göre belirlenmelidir.
5199 SAYILI KANUN'UN 6. MADDESİ DEĞİŞTİRİLMEMELİ KAMU KURUMLARININ KANUNDAN DOĞAN YÜKÜMLÜLÜĞÜNÜ YERİNE GETİRMELERİ SAĞLANMALIDIR.
Belediyelerin gerçekleştirdiği hayvan hakkı ihlallerinin caydırıcı yaptırımlara tabi tutulması ve belediyelerin bakımevlerinin devamlı olarak denetlenmesi sağlanmalıdır.
5199 Sayılı Kanun’un 6. Maddesi değiştirilmemeli ve bu madde başta olmak üzere, kanun ve yönetmelikten kaynaklı görev ve yükümlülüklerini yerine getirmeyen belediyelere caydırıcı yaptırımlar uygulanmalı; belediyelere bu ihlali gerçekleştiren, görevi gereği hayvana bakmak ve hayvanı korumakla yükümlü olan şahıslara rücu hakkı tanınmalıdır.
Her belediyenin tedavi ve kısırlaştırma merkezleri kurması, bakımevlerindeki şartlarını iyileştirmesi, 7/24 ambulans, veteriner hekim, tekniker ve teknik donanım bulundurması gerekmektedir.
Bakımevlerindeki hayvanların bakım ve tedavileri için yaptırımlardan elde edilen gelirlerden bir fon oluşturulmalıdır.
Bakımevlerinde 7/24 kamera kaydı alınarak çevrimiçi canlı izlenme sağlanmalı, gönüllülerin bakımevine girişlerinin engellenmemesi konusunda uyarılar yapılmalı ve şeffaflık sağlanmalıdır.
Belediyelerin bakımevi kurmamalarına sebebiyet veren ve hayvanların ölümüne yol açan mobil kısırlaştırma yasaklanmalıdır. Her belediye bünyesinde tedavi ve kısırlaştırma merkezleri kurulmalıdır.
HAVAİ FİŞEK GÖSTERİLERİ İSTİSNA OLMAKSIZIN YASAKLANMALIDIR.
Havai fişek gösterileri, gürültü kirliliğinin yanı sıra, kimyasal ve zehirli gazların havaya karışmasıyla birlikte canlıların sağlığını ve yaşam alanlarını olumsuz etkilemekte, özellikle kuşlar olmak üzere birçok canlının ölümüne neden olmaktadır. Bu nedenle; havai fişek gösterileri kesin olarak yasaklanmalı, bu yasağı ihlal edenler hakkında yaptırım uygulanmalıdır.
CANLI HAYVAN TİCARETİ YAŞAM HAKKI İHLALİDİR.
Pet-shop, üretim çiftlikleri ve canlı hayvan ticareti tamamen yasaklanmalıdır. Hayvanların barınaklardan yuvalandırılmaları teşvik edilmeli ve yuvalandırma yapılacak kişilere kanunla düzenlenecek yuvalandırma prosedürü uygulanmalıdır.
Yuvalandırma yapılacak kişilerin hayvan sağlığı ve bakımı konusunda eğitimden geçmesi sağlanmalı, hayvanları terk edenler hakkında caydırıcı yaptırımlar uygulanmalıdır.
HİÇBİR KÖPEK IRKI DOĞUŞTAN SALDIRGAN DEĞİLDİR.
Yasaklı ırklar kavramı kanundan çıkarılmalı, mizaç testi gibi bilimsel araştırmalar yapılarak hayvanların rehabilitasyonu sağlanmalı, yalnızca yasaklı/tehlikeli ırk olduğu söylenerek hiçbir tehlike arz etmediği halde el konulan köpeklerin ailelerine geri verilmesi sağlanmalıdır. Köpekleri ömür boyu kafeslere hapsetmek yerine, onları saldırgan hale getiren şahıslar hakkında yaptırımlar uygulanmalıdır.
AVCILIK BİR SPOR TÜRÜ DEĞİL, CİNAYETTİR.
Avcılık ve av turizmi tamamen yasaklanmalı ve bu konudaki yasalar mevzuatımızdan çıkarılmalıdır.
HAYVANLARIN ESARETİ, EĞLENCE KONUSU DEĞİLDİR.
Hayvanat bahçeleri, yunus parkları, sirkler gibi hayvanların esaret altında tutulduğu, sömürüldüğü yerler yasaklanmalı; mevcutlar, iyileştirme merkezine dönüştürülerek bu tesislerdeki hayvanlar ömürleri boyunca koruma altına alınmalıdır.
HAYVANLARIN TÜYLERİNDEN, POSTLARINDAN ELDE EDİLEN KÜRK, YASTIK VE BENZERİ ÜRETİMLER YAŞAM HAKKI VE VÜCUT BÜTÜNLÜĞÜ İHLALİ OLUP KANUNLA YASAKLANMALIDIR.
Kazların tüyleri, bazı hayvanların kürkleri, ipek, deri, benzeri ürünler için hayvanların vücut bütünlüğünü bozan veya yaşamlarına son verenler hakkında cezai yaptırım uygulanmalı ve bu zulümler tamamen yasaklanmalıdır.
HAYVAN DENEYLERİ, MEŞRULAŞTIRILMAYA ÇALIŞILAN BİR İŞKENCEDİR.
Günümüz teknolojisinde hayvanlar üzerinde deney yapılması zorunluluk arz etmediğinden, konuyla ilgili yasal mevzuat gözden geçirilerek deneysel araştırmalar sürdüren merkezlerin alternatif yöntemlere geçmeleri sağlanmalıdır.
Etik eğitim hakkı mevzuat ile düzenlenerek; özellikle üniversitelerin veterinerlik fakültesi gibi eğitim merkezlerinde, öğrencilerin derslerde birer ders malzemesi gibi canlı hayvanları kesmeye zorlanmamaları, derslerde canlı hayvanların kullanılmaması, her alanda bilimsel alternatif yöntemlerin uygulanması sağlanmalıdır.
ATLI FAYTONLAR BAŞTA OLMAK ÜZERE, ZULÜM VE SÖMÜRÜ İÇEREN TAŞIMACILIK FAALİYETLERİNE SON VERİLMELİDİR.
HAYVAN HACZİNİ MÜMKÜN KILAN YASALAR YENİDEN DÜZENLENMELİDİR.
Hissedebilen canlı varlıklar olan hayvanların, haczi kabil mal kapsamında kabul edilmesinin önemli sorunlara ve yaşam hakkı ihlallerine yol açtığı gözetilerek yeni düzenleme yapılmalıdır.
YÖNETİM PLANLARINDA VE KİRA SÖZLEŞMELERİNDE YER ALAN “EVCİL HAYVAN BESLENEMEZ” MADDELERİ GEÇERSİZ KILINMALIDIR.
ŞEHİR PLANLAMA PROJELERİ GİBİ PROJELERİN HAZIRLANMASINDA, HAYVANLAR DA DÜŞÜNÜLEREK HAREKET EDİLMELİDİR.
Projelerin hazırlık aşamasında bölgede yaşayan hayvan popülasyonu yetkili kişilerce incelenerek, yapılacak projenin canlılara zarar vermeyecek şekilde planlanmasının gerekliliği ilgili yasada düzenlenmeli, bu hükme uymadan gerçekleştirilen projelerin sahipleri hakkında gerekli yaptırımlar uygulanmalıdır.
YAYINLAR VE EĞİTİMLER ARACILIĞIYLA VATANDAŞIN HAYVAN HAKLARI KONUSUNDA BİLİNÇLENDİRİLMESİ SAĞLANMALIDIR.
Uzmanlar tarafından okullarda hayvan hakları dersleri verilmeli, 5199 sayılı Yasa'nın 20. maddesinde düzenlenen eğitici yayın kuralının uygulanması sağlanmalı, kurala uymayan kanallara yaptırım uygulanarak buradan elde edilecek gelirlerin belediyelerin hayvanların bakımına ilişkin bütçelerine aktarılması sağlanmalıdır.
TARIM FAALİYETLERİNDE HAYVANLAR YARARINA YAPILACAK DÜZENLEMELER
Tarımsal faaliyetlerin yürütüldüğü bölgelerde ekin ve mahsullerin korunmasında bölgede bulunan toprak yapısına, hayvanların içme sularına, beslenme alanlarına ve ekosisteme zarar veren tarımsal metotların yasaklanması, sebep veren zirai ilaç ve haşeratla zehirle mücadele yerine hayvanların yaşam hakları gözetici doğal yöntemlerin geliştirilebilmesi konusunda ilgili kurumlarda daimi araştırmalar yapılması, projelerin çiftçiler bilinçlendirilerek hayata geçirilmesi sağlanmalıdır.
ŞEHİR İÇİNDE BARINMA VE BESLENME ALANLARININ HAYVAN TÜR VE POPÜLASYONUNA UYGUN ŞEKİLDE DÜZENLENMESİ
Tüm il ve ilçelerde hayvan türleri için açlık, susuzluk ya da sıcak soğuk iklim şartları gibi yaşamlarını tehdit eden nedenlerden dolayı yerel yönetimlere yerleşim yeri içindeki hayvan türleri ve popülasyonları dikkate alınarak ihtiyacı karşılayacak yeterlilikte korunaklı su ve beslenme noktaları konulması zorunlu tutulması ve sürekli takiplerinin yapılması konusunda hayvan gönüllüleriyle işbirliği sağlanmalıdır.”