GİZEM EKİCİ

Eğitim-Sen öncülüğünde 26 siyasi parti, sivil toplum kuruluşu ve emek örgütü tarafından oluşturulan Mersin Eğitim İzleme Kurulu tarafından hazırlanan; “Mersin’de Uzaktan Eğitim Sonuç Raporu” açıklandı.

Raporu kamuoyuyla paylaşan Eğitim-Sen Şube Sekreteri Semih Gündoğdu, COVID-19 salgınını dünya çapında kontrol altına alınmaya çalışılırken sağlık, eğitim ve çalışma yaşamı başta olmak üzere toplumsal alanları olumsuz etkilemeyi de sürdürdüğünü işaret etti.

“Türkiye’de örgün eğitim sistemi içinde 18 milyondan fazla öğrenci, bir milyonun üzerinde eğitim emekçisi süreci, acilen ve hazırlıksız olarak geçilen ‘uzaktan eğitim’ uygulamaları ile devam ettirmeye çalışmaktadır” diyen Gündoğdu, “Ancak 2020 Mart ayında başlatılan ve ancak uzaktan eğitimden çok ‘uzaktan öğretim’ olarak adlandırılabilecek bu süreçte, aradan geçen bir yıla yaklaşan zaman dilimi içinde geliştirme çalışmalarının yetersiz kaldığı, Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) gerekli önlemleri alamadığı, sürecin sağlıklı ve verimli yürütülmesine dair etkili önlem ve çalışmaları uygulamaya koyamadığı görülmektedir. Alınan önlemlerin de öğrenci, öğretmen ve velilerden çok, özel okulları korumayı hedeflediği izlenimi oluşmaktadır.

Bu araştırma Mersin Eğitim İzleme Kurulu tarafından Mersin özelinde, ‘Uzaktan Eğitim Uygulamalarının Niteliği ve Erişilebilirliği’ne ilişkin veri sağlamak amacıyla yapılmıştır” dedi.

BU SESE KULAK VERİLMELİ!

Raporun sonuç ve öneriler bölümünde yetkililere yapılması gerekenler ile ilgili şu çağrılarda bulunuldu;  “2020-2021 eğitim öğretim yılının ilk yarısı sonu itibariyle halen eğitim-öğretim kurumlarının fiziki ve altyapı sorunlarının devam etmesi, okulların fiziki yapısının pandemi koşullarına göre düzenlenmesinde eksiklikler olması, öğretmen ve yardımcı personel kadrosu düzeyinin ve eğitim bütçesinin yüz yüze eğitimin başlaması için yeterli olup olmadığı, en önemli tartışma konuları olarak öne çıkmaktadır.

EĞİTİMCİLERE AŞI MUAMMASI SONA ERMELİ

Başlatılan aşı çalışmasında sıranın ne zaman öğrencilere ve eğitim emekçilerine geleceği ise tam bir muammadır. Bir yıla yakın süredir yapıldığı haliyle uygulanacak uzaktan eğitim, verimsiz ve başarısız olacağından enerjinin boşa harcanması anlamına gelecektir. Tüm sorunların çözümünün ilk şartı olarak ortak aklın devreye sokulmasının gerekli olduğunu tekrar söylüyoruz. MEB’in bu çerçevede acilen; öğretmenler, konunun uzmanları, sendikalar ve ilgili kitle örgütleriyle bir masa etrafında bir araya gelerek tüm boyutlarıyla uzaktan eğitime ilişkin eksiklikleri ve aksaklıkları ortaya koyması ve gerekli adımları atması bir zorunluluktur.

İŞTE ÇÖZÜMLER

Uzaktan eğitimde sorunlu alanlara ilişkin atılması gereken adımlar ve çözüm önerileri şöyle sıralanabilir.

Ders içerikleri tüm farklılıklar dikkate alınarak yeniden oluşturulmalıdır. Özellikle göçmen ailelerin çocukları, anadili Türkçe olmayan öğrenciler, özel eğitim gereksinimi olan öğrenciler başta olmak üzere, tüm kesimlerin özellikleri dikkate alınarak içerikler ve kullanılacak materyaller yeniden oluşturulmalıdır.

VERİLER AÇIK HALE GETİRİLSİN

EBA platformu daha kullanışlı bir tasarıma kavuşturulmalı ve Öğrenme Yönetim Sistemi (ÖYS) olarak kullanılmaya devam edilecekse; öğrencinin devamsızlığı, yaptığı ödevler, girdiği sınavlar ve başarı grafikleri gibi veriler; öğretmen, veli ve öğrenciye açık hale getirilmelidir.

Uzaktan eğitimde görev alacak öğretmenler gerçek anlamda uygulamalı bir eğitimden geçirilmeli, canlı uzaktan eğitim ortamı ile yüz yüze sınıf ortamındaki eğitim arasındaki farklar somutlaştırılmalı, uzaktan eğitim öğrencilerinin güdülenme yol ve yöntemleri hakkında yeterli ve düzenli bilgi verilmeli, gerektiğinde yönlendirilmelidir.

CANLI DERS TEK TARAFLI VİDEOYA DÖNÜŞTÜ

Yüz yüze sınıf temelli eğitimde var olan sosyalleşme, akran öğrenmeleri, eğitsel faaliyetler gibi eğitim unsurları ve öğrenci psikolojisi uzaktan eğitimde de göz önünde bulundurulmalı ve bunlara uygun yol ve yöntemler aranmalıdır.

Canlı uzaktan eğitimde öğrencilerin güvenlikle ilgili sorunu çözülememiş ve bu nedenle MEB tarafından ses ve kameraların kapatılmasının önerilmesiyle canlı ders tek taraflı videoya dönüşmüş, etkileşim yok edilmiştir. Oysa öğrenciyi derste tutan, canlı derslerin en önemli ögesi karşılıklı etkileşimdir.

MÜFREDAT YENİLENMELİ

Uzaktan eğitimde; planlama, içerik hazırlama, öğretim tasarımı, teknoloji kullanımı, süreç ve değerlendirme, yüz yüze eğitimden tümüyle farklılaşmaktadır. MEB öğretmenleri uzaktan eğitime hazırlanabilmeleri için her yönden desteklemelidir. Bu nedenle, uzaktan eğitimde görev alan öğretmenlere ek ödeme yapılmasının motivasyonu arttıracağı ve uzaktan eğitim için özendirici olacağı da göz önünde tutulmalıdır.  Uzaktan eğitim koşullarında müfredat ve ders içerikleri tüm farklılıklar dikkate alınarak yeniden oluşturulmalıdır.

EĞİTİME ERİŞEMELEN ÖĞRENCİLER VAR

Eğitime erişemeyen öğrencilerin içinde bulunduğu koşullar dikkate alınmalı, bu öğrencilere yönelik özel çalışmalar yapılmalı, ders içerikleri ve kullanılacak materyal yeniden düzenlenmelidir.

Pandemi sürecinden ‘okullaşma oranında en az kayıpla’ çıkılması için önlemler, bugünden alınmalı, pandemi koşullarının hafiflemesi ya da bitmesi beklenmemelidir.

Uzaktan eğitim yatırımları için MEB bütçesine ilave pay aktarılması ve tüm kullanıcılara ücretsiz internet, ihtiyacı olan öğrenci ve öğretmenlere bilgisayar, grafik tablet gibi teknolojiler temin edilmelidir.

Sayısal grup dersleri için grafik tablet gibi, alan/branşa özgü olmazsa olmaz teknolojiler ile öğretmen için edinilmesi ekonomik açıdan zor teknolojiler MEB tarafından öğretmenlere sağlanmalı ya da edinilmesi için destek sunulmalıdır.

“MEB’İN ASIL SORUMLULUĞU, ÖZEL OKUL İŞLETMECİLERİNE DEĞİL”

MEB asıl sorumluluğunun, özel okul işletmecilerine değil, topluma karşı olduğunu hatırlamalı, içinde bulunduğumuz olağan dışı dönemin çıktılarının onlarca yıl sonra ortaya çıkacak sonuçlarını öngörmeye çalışmalıdır.

MEB ‘günü kurtarmaya dönük’, ‘iki ileri bir geri’ kararlar almaktan vazgeçmeli, kamusal ciddiyet ve sorumlulukla ve şeffaflıkla hareket etmeli, alınan her karar, atılan her adım ve aşamada aklın ve bilimin gösterdiği yoldan ayrılmamalıdır. Bu amaçla yapılan akademik araştırma sonuçlarını dikkate almalı, kendi yaptığı araştırmaları düzenli olarak eğitim kamuoyuyla paylaşmalıdır.

MEB eğitim hakkında söyleyecek sözü olan her kesime kulak vermenin asli sorumluluklarından biri olduğunu unutmamalıdır”.