HEDİYE EROĞLU – AYŞENUR ÖNAL
Türkiye Mimar ve Mühendis Odaları Birliği (TMMOB) İl Koordinasyon Kurulu (İKK) Genel Sekreteri ve Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Mersin Şube Başkanı Seyfettin Atar, Mercan TV’de yayınlanan Arka Plan Programı’na konuk oldu.
Yıllardır hak ettiği yatırımları alamayan ve kirli sanayi yatırımlarının adresi haline getirilmek istenen Mersin’in önünü kesilmesine mimar ve mühendislerden tepki geldi. TMMOB İKK Genel Sekreter Seyfettin Atar, özellikle imar planlarına dikkat çekti.
Kentin önünün tıkanmaması için çağrı yapan Atar, “Hiç kimsenin veya hiçbir grubun çıkarına işlem yapılmamalı” dedi.
“BİZ HER ZAMAN DOĞRUDAN YANAYIZ”
SORU: Mimar ve mühendislerin nasıl tanımlarsınız ülke için önemi nedir? 2020 yılı nasıl geçti?
S. ATAR: Türk Mühendis Mimarlar Birliği 1954 yılında kurulmuş, yaklaşık 500 bin üyesi olan, 24 tane meslek örgütünün bir araya gelmesiyle 24 meslek odasını bir arada tutan bir meslek örgütüdür. Mersin'de ise TMMOB’a bağlı aktif olarak şu anda 18 meslek odamız, 20 bine yakın üyemiz var. Amacımız ülkenin ve üyenin çıkarlarını korumaktır.
2020’de dünyayı etkileyen en büyük sorun koronavirüs ve pandemi süreci oldu. Bu süreçte mühendis mimar ve şehir plancıları olarak mevcut sıkıntılarımızın üzerine gelen ek sıkıntılar oldu. ama bunu anlayışla karşıladık ve süreci en hızlı nasıl atlatırız diye katkı koymaya çalıştık. İnanıyoruz ki bir ülkede krizin boyutu daha büyük olurdu. Üyelerimizle ekonomiye zarar vermeden atlatmaya çalıştık.
Ama pandemiden önce de TMMOB olarak ülkede bir sıkıntı daha önceden de vardı. Bu sıkıntı temel anlamda mühendis, imar ve şehir plancıların kanunen verilmiş olan haklarının bazılarının geriye çekilmesi söz konusuydu. Örneğin yapı ruhsatlarında imza yetkilerinin alınması, sosyal güvenlik kurumu ile imzalanmış protokol kapsamında en az ücretlerin tek taraflı fes edilme hakkı, kentteki denetim mekanizmasının içerisinden çıkarılması ve odaların özellikle denetimlerden çıkartılarak maddi imkansızlıklara zemin oluşturulması gibi pek çok sıkıntı yaşandı. Bu durumda odalarda ekonomik sıkıntının öne çıkmasına neden oldu.
Ama TMMOB’da ana tema gönüllülük esası ile çalışmaktır. Şartlar ne kadar zor olursa olsun bu bize ayrıca bir şevk veriyor, mücadeleyi dirençli kılıyor ve bizim üzerine daha çok gitmemize neden oluyor. Çünkü biz her zaman doğrudan yanayız.
Ayrıca ülkenin içinde bulunduğu ekonomik krizden kaynaklı yeni mezun meslektaşlarımızın işsizlikten dorudan etkilenmesi de söz konusu oldu. Özgüvenlerini kaybettiler. Asgari ücrete mahkum edildiler.
PANDEMİYE HAZIRLIKSIZ YAKALANDIK
SORU: Uyarılarınızın sonu değil midir pandemi? Doğaya verilen zararın…
S. ATAR: Sosyal yaşam alanlarımızın imarını kurallara uygun yapmış olsaydık, pandemi sürecinde yaşanan sosyal mesafe, uzaktan eğitim gibi tedbir ve kısıtlamalara rağmen bu kriz daha rahat atlatılabilirdi. Hazırlıksız yakalandık. Etkileri bu kadar derin olmazdı. Ama bizim gibi pek çok ülkede de benzer durumlar yaşandı. Bu kadar mimar mühendisin olduğu bir ülkede imkanlarımız varken bunun öngörüsünü yapamamanın acısını yaşadık.
“YENİ BİR DÜNYA MÜMKÜN”
SORU: Dünyayı, insanlığı, medeniyeti şekillendiren mimar ve mühendisler. Bu anlamda size düşen görev artık çok daha önemli ve ön planda. Ne söylemek istersiniz?
S. ATAR: Yeni bir dünya inşa etmek mümkün. Bu da uzmanı ile bilimle olur. Her şey planlı, programlı yapılmalı. Bu yeni dünya içerisinde bu noktanın ön planda tutulması, gönüllülük esası ile çalışan TMMOB üyeleri bu sürece dahil olsa geri dönüşler çok iyi olacak. Karar vericiler inşallah geçmişteki alışkanlıklarından vazgeçer.
PANDEMİ, İNSAN SAĞLIĞININ ÖNEMİNİ ORTAYA ÇIKARDI
SORU: Mersin’de önemli kirli sanayi yatırımları gündemde. İnsan sağlığının önemi daha iyi anlaşılmışken bu yatırımlara ilişkin ne söyleme istersiniz?
S. ATAR: Pandemi çok kötü bir deneyim olmasına rağmen insan sağlığının ne kadar önemli olduğunu ortaya çıkardı. Bu süreçten herkes her şeyi bir kenara bıraktı ve sağlığı ile ilgili ayakta kalmanın mücadelesin verdi. Şimdi yaşam alanları, ekolojik dengenin korunması o yüzden çok önemli. Her şey aslında yaşam için olmalı. Zaten dünyada yaşam için oluşmuş. Eğer biz buna zarar verir,hırslarımıza kapılırsak yaşayamayız.
İnsan yaşamının konforunu arttırmak için kullanılan teknolojik gelişmelerde birinci faktör, insan yaşamına zarar vermeyen olmalıdır. Bir projenin ne kadar iyi olduğunu anlamak için insan konforunu ne kadar iyileştirdiğine ve zararına bakarsınız. Zararların seviyeleri de önemlidir. Proje yapılacağı zaman yeri, coğrafi ve iklimsel imkanları ile ulaşım kriterleri öne çıkar.
POLİPROPİLEN İÇİN TMMOB’NİN GÖRÜŞÜ ALINMADI
Bölgemiz için Akdeniz’in incisi Mersin denilirken, Akdeniz Türkiye’ni incisiyken, iklimi hiçbir yerde bulunmazken, tarımsal anlamda çok çeşitli bir yapıya sahipken, turizm potansiyeli dolu dizgin gidecek bir kapasitede olmasına rağmen biz tüm bunları bırakıp burayı ağır sanayi bölgesi haline getiriyoruz. Sanayi vazgeçilmezimiz tamam ama bunların yapım aşamasında bu kriterlere bakarak ihtiyacım var mı, yok mu? Beni ne kadar etkileyecek? Yapılması zorunlu ise nereye yapılmalıdır? En az zarar verecek yerlere yapılmalı bu tür projeler.
Ama hayretler içerisindeyim. Kentimizde turizmde öncelikli bölge ilan edilen hatta Serbest Bölge’nin büyüme alanı olarak gözüken ama konteyner limanı için ayrılmış olan Karaduvar bölgesine, farklı statülerde özel kriterlerle, kentte karşı duruş varken Polipropilen’i getiren kara vericilerin görüşleri dinlemesi gerekiyordu. Polipropilen yatırım çok kısa sürede altyapısının nasıl oluştuğundan haberimiz yokken kente iliştirildi. TMMOB’nin bu tesis ile ilgili görüşü alınmadı.
“TMMOB’UN; TÜRKİYE’DE BİR KENARDA DURMASI BU ÜLKE İÇİN LÜKSTÜR”
SORU: Kent geleceğini şekillendirmede TMMOB ile bütünleşebiliyor mu?
S. ATAR: Bunun sıkıntısını yaşıyoruz. Biz gönüllülük esası ile danışmanlık hizmeti veren bir yapıyız. Kent için ülke için insanlık için çalışıyoruz, bilirkişilik hizmet veriyoruz. Bunu hiçbir karşılık beklemeden veriyoruz. Odalarımızın tamamı bu kent için yapılması gereken bir talep olduğunda hiçbir zaman geride durmaz. İmar planlarından diğer tesislere kadar üretim süreçlerinde muhakkak olmak isteriz ama proje aşamasında. Görüşlerimizi veririz. Biz bununla ilgili gönüllü varız. Hem Mersin’de, hem ülkede. Bizim aslında bu işi yapmakta zorunluluğu olduğumuzu da biliyoruz çünkü biz bu ülkenin çocuklarıyız.
TMMOB’un; Türkiye’de bir kenarda durması bu ülke için lükstür. TMMOB bu süreçlerde daha etkin kullanılabilir. TMMOB görüşleri, hazırlayacağı teknik raporlar ile bu süreçler daha kaliteli olabilir. Bizden faydalanın, yararlanın. Bu süreç böyle geldi ama böyle gitmesin. Projeleri gelin hep beraber yapalım.
Ama son iki dönemdir kent ile ilgili belediyelerimiz ile güzel projelerde bir aradayız. Başkanlarımız teknik konularda bizden görüş alıyor. Çünkü hedef aynı; bu kentin daha iyi bir noktaya getirilmesi. Bize bu fırsatlar yaratıldığında koşulsuz şartsız bu kentin projelerine özveri içerisinde ve onur duyaraktan destek oluyoruz.
“KENTİN ÖNÜNÜ TIKAMAYIN”
SORU: İmar planları çıkmadığı için tüm sektörlerdeki işleyiş neredeyse durdu. TMMOB içerisinde ciddi bir talep var, bir çok meslek odası planları bekliyor. Ne söylemek istersiniz?
S ATAR: imar planları bir kentin gelecek vizyonu, anayasasıdır. Bu planlar yol haritasıdır. Bu planlar en doğru planlar olmalı ve ona göre çıkmalıdır. Birde sıfır hata var diyorsanız orada üretim yoktur. Ama bir yerde hata var ise ama oranı da önemli, orada bir şeyler yapılmış ki hata doğmuştur. Hatalar düzeltilmeli ve yola devam edilmelidir.
Bu kentte yapılacak olan projelerin hiçbirinin önünün kesilmemesi gerekiyor. Bu siyasi bir çekişme olarak olmamalı. Bir proje bu kentin ihtiyacı var ise belediye meclislerinde oy birliği ile çıkmalı ve yol verilmelidir. Kimsenin tıkamaya hakkı yoktur.
“HİÇ KİMSENİN VEYA HİÇBİR GRUBUN ÇIKARINA İŞLEM YAPILMAMALI”
SORU: Planlama eksiğimiz bizi bu günlere getirmedi mi?
S. ATAR: Daha önceki 1/100 bin ölçekli Çevre Düzeni Planımız, Mersin ve Karaman’dı. Sonra Mersin-Adana oldu. sonra 1/100 binlik planların yapım şekilleri değişti. 20 yıldır bu işi çözmeye çalışıyoruz. Sonradan tekrar itiraz edildiğinde ilk başta planın tamamı gider dendi, sonradan sadece lokal olarak itiraz edin denildi. Bu planlardan asla taviz verilmemeli, gelecek için öngörülen yaşam şartları birinci öncelikli olmalı. Hiç kimsenin veya hiçbir grubun çıkarına işlem yapılmamalı. Bu kentin projeleri de el birliği ile bir an önce haklın kullanımına açılması gerektiğini düşünüyorum.
Artık dünya yeni bir süreç yaşıyor. Gelişmişlikte artık azalttığınız karbon ayak iziniz konuşuluyor. Bizim bunları bir an önce aşıp, daha teknolojik, enerji verimliliğin daha ön planda tutan, kaynaklarımızı daha tasarruflu kullanan yöntemlere bir an önce geçmeliyiz. Yeni bir dünya yaratmak gerekiyor. Seçilmişlerin bu kent için yapılmış veya yapılacak projelerine baktığımızda bu kent hep talipsizlik yaşamıştır. Bunun sebebi ne? Farklı sebepleri var; proje var para yok, proje var engellemeler oluyor, merkezi hükümet destek vermiyor gibi fraklılıklar var. Kentimizin önünü kimse tıkamasın. Gelişmelere açık olsun. Bu kent için taş taş üstüne koyan herkesin yanında olacağız, bunlara destek vereceğiz.