HEDİYE EROĞLU
Türkiye'nin dört bir yanında kadınlar haklarından, hayatlarından ve İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmeyeceklerini haykırmak için sokakları doldurdu.
Mersin’de de Kadın Platformu öncülüğünde düzenlenen eylemde, “İstanbul Sözleşmesi Bizimdir” demek için Kushimoto Sokağında bir araya geldi. Ellerinde taşıdıkları pankart ve dövizlerle sloganlar atarak Özgecan Aslan Meydanına yürümek isteyen kadınlara polis engel olmak istedi. Ancak kadınların ısrarı üzerine yürüyüş gerçekleşirken çevredeki vatandaşlarda alkışlarla ve korna çalarak destek verdiler.
“ÇEKİLME KARARI DEMOKRASİ İÇİN KARA BİR LEKE”
Özgecan Aaslan Meydanında Platform adına yapılan açıklamayı okuyan Çiğdem Serin, “İstanbul Sözleşmesi bizimdir, vazgeçmeyeceğiz! Sözde kararı tanımıyoruz!” dedi.
Geçen hafta hukuka aykırı ve usulsüz bir şekilde “Kadına Yönelik Şiddet ve Ev içi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi” yani bilinen adıyla İstanbul Sözleşmesinden çıkıldığını anımsatan Serin, “Sözleşmeden çıkılmasına gecenin bir yarısı Cumhurbaşkanı Kararı ile salık verildi. Adeta uyku arasında denilecek kadar akıldışı olan bu karar kadınlara yönelik saldırının yanı sıra, sözleşmenin feshedilme şekliyle de demokrasi için kara bir leke olarak tarih sayfalarına yazılacaktır. Sözleşmeden çekilme kararı Anayasa’ya ve uluslararası insan hakları hukukuna aykırıdır. İnsan haklarına aykırı faaliyette bulunmak devletin yetkisini açıkça kötüye kullanmaktır.
“NEDİR İKTİDARIN İSTANBUL SÖZLEŞMESİYLE İLGİLİ DERDİ?”
Sözleşme net bir şekilde: Kadına yönelik her türlü şiddetin önlenmesi, şiddete uğrayanın korunması, şiddet uygulayanın uzaklaştırılması ve cezalandırılmasının sorumluluklarını devletlere yüklüyor.
İktidar bu sorumluluklarını yerine getiremediği gibi, öldürülen kadınlar ve LGBTİ+ ların eşit yurttaşlar olduğunu ve bütün yurttaşların yaşam haklarını korumak iktidarın görevi olduğunu anlamakta zorlanıyor. Yurttaşlarının yaşam hakkını sağlayamadığı gibi katledilen kız kardeşlerimizin hesabı sorulmasın istiyor. Altında kalacağı hesaptan kurtulmak için de sözleşmeyi bahane ediyor.
“AÇIKTAN SORGULAMAYIN, HAVAYI SUYU BULANDIRMAYIN”
Cumhurbaşkanının dünkü açıklamasındaki tavırları ve söyledikleri de burayı işaret ediyor: muhalefete açıktan sorgulamayın, havayı suyu bulandırmayın diyor. Ancak kendisinin de bahsettiği gibi bu konu sizinle ilgili değil, kadınların hayatlarıyla ilgili, ve kadınların hayatlarıyla ilgili hiç bir konuya öyle bahsettiğiniz gibi keyfinizce gibi girip çıkamazsınız!
İstanbul Sözleşmesi kimsenin iki dudağının arasında değildir. Milyonlarca kadının hayatı ve hakları tek bir adam ve onun iktidar bloğunun kararına sığamaz, milyonlarca kadının canı bu iktidar bloğunun beceriksizliğine ve sorumsuzluğuna kurban edilemez.
Tacize, tecavüze, istismara karşı söz üretmeyen iktidar nicedir örf, adet, gelenek bahaneleriyle halkı öne sürerek “Halk istiyorsa sözleşmeden çekiliriz” diyordu.
Halkın yarısı olan biz kadınlar gerekli cevabı geçen haftadan beri tüm ülkede alanlardan taşarak verdik.
‘İstanbul Sözleşmesi yaşatır’ dedik. ‘İstanbul Sözleşmesini uygula’ dedik. ‘Haklarımızdan ve hayatlarımızdan vazgeçmiyoruz’ dedik” diye konuştu.
“ERKEK TEHDİDİ ARTTI”
İstanbul Sözleşmesinin feshedilmesinden bu yana iktidardan güç alan erkeklerin 12 saatte 6 kadını öldürdüğünü de anımsatan Çiğdem Serin, “İstanbul Sözleşmesinin feshedilmesinden bu yana iktidardan güç alan erkekler kadınlar ve LGBTİ+ lar için giderek daha büyük bir tehdit olmaya başladı. Erkekler canlı yayınlarda hayvanlara, kadınlara, LGBTİ+lara şiddet uyguladıkları videoları paylaşma cüretini nereden, hangi zihniyetten alıyor zannediyorsunuz?
Daha iki gün önce Boğaziçi’nde gökkuşağı bayrağı taşıyan gençler gözaltına alındı! Özerk, demokratik, bilimsel üniversite mücadelesi veren üniversiteliler inatla kriminalize ediliyor, hedef gösteriliyor!
Aslında çok da uzaklara bakmaya gerek yok. Dün Mersin Kadın Platformu üyesi 6 kadın arkadaşımıza geçen hafta 20 Martta İstanbul Sözleşmesi Bizim dediğimiz, hayatlarımızdan vazgeçmiyoruz dediğimiz için yine idari para cezası kesildi. Erkek zihniyet bizi para cezalarıyla terbiye etmeye çalışıyor.
“İSTANBUL SÖZLEŞMESİNİ SAVUNMAKTAN VAZGEÇMEYECEĞİZ”
Ne cezalarınız ne de barikatlarınız bizi yıldıramayacak! Haklarımızı, hayatlarımızı ve İstanbul Sözleşmesini savunmaktan vazgeçmeyeceğiz.
Biz kadınlar ve LGBTİ+lar eşitlik istiyoruz. Evde, işte, sokakta korkmadan yaşamak, çalışmak, yürümek istiyoruz. Şiddete uğramaktan, öldürülmekten korkmadan yaşamak istiyoruz. Her kadının ve LGBTİ+nın kendini güvensiz hissettiği bu ülkede, şiddetle etkin bir mücadelenin, daha etkili önlemlerin, koruma mekanizmalarının konuşulması gerekirken, İstanbul Sözleşmesinden çıkma kararı almak iktidar tarafından kurulmak istenen yeni rejimin siyasi bir hamlesidir. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması kadınların ve LGBTİ+ ların kazanımlarına yapılmış en büyük saldırıdır. Hayatlarımıza, eşitlik hakkımıza karşı bir kasttır.
Sözleşmeyi nasıl kazandıysak öyle savunacağız. İstanbul Sözleşmesi Bizimdir, Vazgeçmeyeceğiz!
“SUSMUYORUZ, KORKMUYORUZ, İTAAT ETMİYORUZ!”
İstanbul Sözleşmesi kimsenin kadınlara lütfu değil yılların mücadelesidir.
Bu sözleşmeyi biz kadınlar dişimizle, tırnağımızla, mücadelemiz ile kazandık. Haklarımızı elimizden almanıza, bizleri şiddete ve ölüme mahkûm etmenize izin vermeyeceğiz.
İktidara diyoruz ki; siz istediğiniz kadar çekilin, biz İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmiyoruz. Hayatımızdan, kazanılmış haklarımızdan ve İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçmiyoruz.
Alışsanız iyi olur buradayız ve bu kararı tanımıyoruz!
Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz! Yaşasın kadın dayanışmamız” dedi.