Haber Merkezi
Mersin Kadın Platformu’nun, iktidarın İstanbul Sözleşmesinden çekilme kararına ilişkin tepki amaçlı hayata geçirdiği Nöbet Eylemi’nde 5’inci hafta geride kaldı. Özgecan Aslan Meydanında bir araya gelen kadınlar, sloganlar atarak ses yükselttiler.
Platform adına basın açıklamasını okuyan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Mersin Şube EŞ Başkanı Özge Göncü, bir ayı aşkın süredir hayata ve İstanbul Sözleşmesine sahip çıkmak için nöbette olduklarını söyledi.
“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ BİZİMDİR”
İstanbul Sözleşmesinden geri çekilme kararını da, hukuksuz yöntemi de tanımadıkları için nöbet tuttuklarını aktaran Göncü, “Yılmadan, usanmadan: aklınızdan bile geçirmeyin, İstanbul Sözleşmesi bizimdir! Demeye devam ediyoruz.
Sokakta mücadelemizle kazandığımız haklarımızdan öyle sizin kafanıza esti diye vazgeçecek değiliz. Toplumun yarısından fazlasını oluşturan kadınlar ve LGBTİ+ların iradesini, kararlılığını yok sayamazsınız.
Bir süredir artık MIŞ gibi yapmak zorunda bile hissetmediğiniz DEMOKRASİCİLİK oyununuzda belli ki alıştınız halkın iradesini yok saymalara.
Ancak size buradan bir kez daha sesleniyoruz: biz kadınlar ve LGBTİ+lar bu konuda kararlıyız ve geri adım atmayacağız: sözleşmeden çıkma kararından bir an önce vazgeçin, zararın neresinden dönseniz kardır!” dedi
MERSİN EMNİYETİNE CEZA TEPKİSİ
İstanbul Sözleşmesi’nin kadınlar ve LGBTİ+ ların eşit yurttaşlık haklarının teminatı olduğunun altını çizen Göncü, sözleşmenin en temel yurttaşlık hakkı olan yaşam hakkını sağlaması için devletleri göreve çağırdığını ve sorumlu tuttuğunu anımsattı.
“Bunu her fırsatta, her mecrada sesli söylemekten çekinmeyen Mersin Kadın Platformuna Mersin Emniyeti sistematik olarak kestiği para cezalarıyla ekonomik şiddet uygulamaya devam ediyor” diyen Özge Göncü, “Daha kadınların ve LGBTİ+ ların can güvenliğini sağlayamayan güvenlik birimleri sağlığımızı pek bir düşündükleri için olsa gerek, hıfzıssıhhayı bahane ederek sistematik cezalar kesiyor. 128 bini geçen para cezaları ile kadınların mücadelesini durdurabileceğini düşünüyor! Siz öldürülen kız kardeşlerimizin hesabını verin, yasaları uygulayın, sağlığımızı biz düşünürüz! Biliyorsunuz sizin sayenizde değil, size rağmen hayattayız!
İstediğiniz kadar para cezası kesin, istediğiniz kadar sorumluluk almayın, istediğiniz kadar emir kulu olmaya ve kafanızı kuma gömmeye devam edin: biz yine de hayatlarımıza, haklarımıza, bedenlerimize ve birbirimize sahip çıkmaya devam edeceğiz!” dedi
“SUSMUYORUZ, KORKMUYORUZ, İTAAT ETMİYORUZ”
Eşit yurttaşlık hakkı sağlanana, öldürülen kadınların hesabı verilene, kadına yönelik şiddetin suç olduğunu her bir yurttaş kavrayana, resmi kurumlar ve güvenlik güçleri işlerini layıkıyla yapana kadar hesap sormaya devam edeceklerini vurgulayan Özge Göncü, “Çünkü kadın cinayetleri politiktir ve siz de artık doğru politikaları oluşturup uygulayana kadar biz kadınlar: susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz. Sadece birbirimize değil: hayatlarını yok saydığınız tüm kadınlara, istismar ettiğiniz çocuklara, talan ettiğiniz doğaya sahip çıkmaya devam edeceğiz!
İkizdere’de kesmeye kalktığınız ağaçlar da biziz, bu talan zihniyetine peşkeş çekmeyip direnen kadınlar da biziz, ölmemek için kendini savunan Melek İpek de biziz. Biz hepimiz birbirimizin çaresiyiz! Çünkü biz hepimiz hayatta kalanız!
“UNUTMAYIN Kİ KADINLAR DURURSA, DÜNYA DURUR!”
Mücadelemizle hiçbir alanda geri adım atmıyor: korkmadan, usanmadan yanlışsınız! Düzeltin! diyoruz. Artık kaçarınız yok eşit yurttaşlık bir lütuf değil, hakkımız diyoruz.
Birbirimize, bedenimize ve tabii ki emeğimize sahip çıkıyoruz! Yüzyıllardır yok sayıp sömürmeye çalıştığınız emeğimize.
Dünyanın bakım emeğini, çocuk ve yaşlıların, evin idamesini kadınlara yüzyıllardır yıktığınız yetmiyormuş gibi bir de pandemide daha da artan ev içi emek ve şiddete karşın hayatta kalmaya çalışıyoruz. Ama bizler emeğimizin kıymetini biliyor, ona sahip çıkıyoruz. Görünmeyen emeğin sesini yükseltiyor ve tekrar hatırlatıyoruz: Unutmayın ki kadınlar durursa, dünya durur!
Kapitalizmin ana damarı olan patriyarkayı sarsmaya devam ediyor ve hatırlatıyoruz: ev içi, ev dışı, sokakta, ofiste, çarkta, plazada, okulda, hastanede, mecliste: dil, din, ırk, cinsiyet, cinsel yönelim fark etmeksizin eşit bir dünya için kolları sıvayıp sorumluluk alma vakti: eşit yurttaşlık eşit çalışma koşulları ve eşit ücretten başlar! Sınıfı bölen feminizm değil patriyarkadır! Yaşasın 1 Mayıs! Yaşasın kadın dayanışması” diye konuştu.