Haber Merkezi
Doğu Kudüs’ün Eski Şehir bölgesindeki Mescid-i Aksa’nın cemaatine ve zorunlu göç tehdidi nedeniyle gergin günlerin yaşandığı Kudüs’teki Şeyh Cerrah Mahallesi sakinlerine müdahale eden İsrail polisine tepkiler sürüyor.
Son olarak Mersin Tabip Odası Yönetim Kurulu, Filistinlilere yapılan saldırıları kınadı!
Tabip Odası Başkanı Dr. Mehmet Antmen, yaptığı yazılı açıklamada, “Geçtiğimiz günlerde Doğu Kudüs’ün Şeyh Cerrah mahallesinde yaşayan Filistinlilerin evlerinin boşaltmak istenmesi üzerine başlayan gerginlik sonucu çıkan olaylarda İsrail askerleri tarafından Filistin halkına ateş açıldı ve dokuzu çocuk en az 26 Filistinli yaşamını yitirdi, yüzlerce Filistinli de yaralandı.
“YARALILARA HİZMET VEREN SAĞLIK EKİPLERİNE DE SALDIRDILAR”
Filistinlilere yönelik sürdürülen taciz ve saldırı dalgası, Doğu Kudüs’ün İsrail tarafından işgalinin yıl dönümünde güvenlik güçlerinin Mescid-Aksa’da nöbet tutan Filistinlilere göz yaşartıcı kimyasal ajanlar, plastik mermi ve ses bombası kullanarak yaptığı müdahaleyle yeni bir boyut kazandı.
Filistin halkına yapılan haksız saldırı devam ederken, bir yandan da İsrail güvenlik güçleri Filistin Kızılay ekibi gibi yaralılara hizmet veren sağlık ekiplerine de saldırmış ve uluslararası hukuku, en önemlisi en temel insan hakkı olan yaşam hakkını ihlal ederek savaş ve insanlık suçu işlemiştir.
BM’YE, ZULME KARŞI ETKİN VE SAMİMİ TUTUM ALMA ÇAĞRISI
Emperyalist işgalci İsrail devletinin Filistin halkına yaptığı bu saldırıların hiçbir haklı gerekçesi olamaz. Başta ABD olmak üzere emperyalist ülkeler tarafından desteklenen ve kışkırtılan bu saldırılar, 70 yıldır aynı taktiklerle örgütlenmiş ve bugüne değin on binlerce Filistinlinin ölümüne yol açmış, yüzbinlerce Filistinli de yaralanmış, yerlerinden, yurtlarından ayrılmak zorunda kalmışlardır.
Filistin halkının verdiği bu haklı ve meşru mücadele ABD-İsrail emperyalizminin yok etme pratiğiyle engellenemez. Geçmişte olduğu gibi bugün de Doğu Kudüs’te savunmasız halka saldıran ve onları öldüren işgalci İsrail, Filistin topraklarında kendi meşruiyetini sağlayamayacaktır.
Bu vesile ile başta Birleşmiş Milletler olmak üzere uluslararası toplumu da Filistin halkına yönelik zulme karşı etkin ve samimi tutum almaya, barış ve adaleti tesis etmeye çağırıyoruz.
Her zaman söylediğimiz gibi savaş bir halk sağlığı sorunudur ve yaşamdan yana tutum almak, barış ikliminde ısrarcı olmak sorumluluğumuzdur.