HEDİYE EROĞLU
Sık sık ekolojik yıkımla anılan Anamur’dan bu defa güzel haber geldi. Özellikle balık çiftliklerinin kuşatması altında bulunan ilçede, bu alandaki mücadeleye dair önemli bir kazanım elde edildi.
Anamur’da kurulmak istenen 7 balık çiftliği ile ilgili Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca verilen “ÇED Olumlu” kararlarına karşı iki yıl önce açılan davalar kapsamında bölgede yapılan keşifler sonucu bilirkişi raporları aleyhte geldi.
ÇED olumlu kararının iptali için Mersin Çevre ve Doğa Derneği’ne (MERÇED) tarafından açılan davada ret kararı veren Mersin 1.İdare Mahkemesi'nin kararına yapılan itiraz Danıştay 6. Dairesi tarafından esastan bozuldu.
Mersin İdare Mahkemeleri nezdinde açılan davalardaki ret kararları, Danıştay 6. Dairesi tarafından bozularak, dosyalar, yeniden keşif ve bilirkişi yapılmak üzere ilgili mahkemelere iade edildi.
MÜCADELE ADINA ÖNEMLİ KAZANIM
MERÇED Anamur Temsilcisi Şeyda Afyoncu, “Raporlar yetersizdi. İtiraz ettik ama mahkeme kabul etmedi. Fakat Danıştay bizi haklı buldu” diyerek, kazanımlarının mücadele adına önemli olduğunu söyledi.
Bu hukuk mücadelelerinin uzun sürebildiğini ancak bilimsel veriler ışığında haklılıklarını ortaya koyarak kirli yatırımları engelleme çabasında olduklarını söyleyen Afyoncu, Mersin halkını desteğe çağırdı.
BİLİRKİŞİ HEYETİNDE Kİ UZMANLAR YETERSİZ
Öte yandan Danıştay’ın davaya ilişkin kararında, ÇED raporunda tüm çiftliklerin tüm üretim kapasiteleri dikkate alınmak suretiyle kümülatif etki değerlendirmesine ilişkin olarak yapılması gereken inceleme ve hesaplamaların yapılmadığının belirtildiğini ortaya koydu.
Ayrıca, dava konusu proje alanı çevresinde sit alanları bulunduğu savunmasının incelemesine yönelik bilirkişi heyetinde coğrafya ve harita mühendisliği uzmanlık alanlarından ilgili kişilerin olması gerektiği ancak bunlara yer verilediği de belirtildi.
“KÜMÜLATİF ETKİ DEĞERLENDİRMESİ RAPORU HAZIRLANMADI”
Yine mevzuat hükümleri uyarınca, gerçekleştirilmesi planlanan projelerin kümülatif etkilerinin belirlenmesinin zorunlu olduğuna değinilen kararda, “Nitekim Anayasa mahkemesinin ÇED Olumlu kararıyla ilgili yapılan başvuru üzerine verildiği 29/09/2020 tarihli, 2016/13031 Başvuru numara kararında da 25/11/2014 tarihli 29186 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmenliğinin EK-3 Bölüm 3, (a) bendi uyarınca kümülatif etkilerin belirlenmesi hükmünde olayda uygulamama sebebinin yargı kararanında açıklanmamasının gerekçeli karar ihlaline yol açtığı vurgulanmıştır.
Uyuşmazlıkta; ÇED Raporu kapsamında, proje alanında kurulması planlanan balık çiftliklerine ilişkin ayrı bir kümülatif etki değerlendirmesi raporu hazırlanmadığı ancak raporunda, alanda kurulan Balık Çiftliklerine ilişkin olarak, daha önce Mülga Gıda, Tarım ve Hayvan Bakanlığınca kümülatif etki değerlendirmesi raporu hazırlanmış olduğunu belirtildiği ve bu rapora atıfta bulunularak, işletmelerden kaynaklanan ilecek katı madde, fosfor ve azot atıkları ile yem ve dışkı dağılım mesafeleri ve tesisler arası mesafeler yönünden değerlendirmeler yapıldığı görülmüştür.
“YENİ BİR BİLİRKİŞİ RAPORU ALINACAK”
Bu durum karşısında Mahkemece Mülga Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca yapılmış olan söz konusu kümülatif etki değerlendirilmesi raporunun bir örneüi dosyaya getirilme süratiyle, bu rapordaki hesaplama ve değerlendirmeleri yeterli ve sağlıklı olarak yapılıp yapılmadığı ve bu rapordaki verilere istisnadan ÇED Raporunun yukarıda belirlenen sayfalarında yer verilen değerlendirmelerin, alanda kurulması planlanan tüm Balık Çiftliklerinin aynı anda faaliyette bulunması halinde kümülatif etkilerinin bütün yönüyle ortaya konularak değerlendirilmesi ve bu etkilerin bertarfı için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi açısında yeterli olup olmadığı hususlarının hazırlatılacak bilirkişi raporunda açık olarak tespit edilmesi gerekmektedir.
Bu durumda İdare Mahkemesince, Çevre Mühendisliği, harita Mühendisliği, Biyoloji, Coğrafya ve Su Ürünleri Bilim Dallarında seçilecek uzmanlardan oluşturulacak yeni bilirkişi heyetiyle, mahallinde yeniden keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak, Proje alanının özellikleri ve tarafların iddiaların değerlendirilmek ve yukarıda yer verilen hususlarda ayrıca açıklığa kavuşturulmak üzere yeni bir bilirkişi raporu alınarak uyuşmazlığın esası hakkında yeniden bir karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır” denildi