Haber Merkezi
Mersin Barosu Tarım ve Orman Bakanlığı 7.Bölge Müdürlüğü aracılığıyla Mersin Bölgesinde 39 yaban keçisinin avlattırılmasına yönelik 01.06.2021 tarihinde açılan ihalenin yürütmesinin durdurulup iptali için dava açtı.
İlgili bakanlık tarafından açılan ihale Çamlıyayla Cehennem Deresi, Tarsus Kadıncık Vadisi, Hopur, Topaşır, Mut Kesteldağı, Gülnar Azıtepe, Silifke Kırtıl, Cılbayır, Hisar-Gedik Dağı ve Seyranlık kesiminde ki 39 yaban keçisinin avlanmasını kapsıyor.
“BU OLAYA DUYARSIZ KALMADIK”
Mersin Baro Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, yaban hayatının korunması yönünde yapılan sözleşmeler, atılan imzalar bir tarafa bırakılarak, maalesef devlet eliyle, yapılan ihaleyle bu canlıların yaşamlarının elinden alınmasına aracılık yapıldığına dikkat çekti. Mersin Barosu Hayvan Hakları Komisyonu olarak bu olaya duyarsız kalmadıklarını belirten Başkan Yeşilboğaz, “Türkiye bir yandan yaban hayatı koruma, özellikle fauna türü canlıların yaşam haklarının ve türlerinin korunması yönünde sözleşmelere imza atarken, işlemler yapmaya çalışırken, bir yandan da bu hayvanların para karşılığı canlarının alınmasına, yaşamlarına son verilmesine aracılık etmesini asla kabul etmiyoruz. Bu nedenle 1 Haziran'da yapılacak olan bu canlıların öldürülmesine ilişkin ihalenin yürütmesinin durdurulması ve iptalinin istemiyle dava açmış bulunmaktayız” dedi.
“ÖNEMLİ KAZANIMLAR ELDE ETTİK”
Son günlerde Mersin genelindeki çevre konularında hukukta çok önemli kazanımlar elde ettiklerine işaret eden Başkan Yeşilboğaz, “Doğanın, yaşamın korunması adına çok güzel kararlar verildi. Burada da aynı hassasiyeti göstererek, yaban hayvanlarının yaşamlarına devam etmesine yönelik olumlu bir karar alacağımıza inanıyoruz. Biz doğal yaşamın, yaban hayatın korunmasına Hayvan Hakları Merkezimiz ile birlikte Mersin Barosu olarak saygılıyız ve bunun korunması için elimizden geleni yapacağız” ifadesini kullandı.
“CİNAYETİN SPOR OLARAK KABULÜ MÜMKÜN DEĞİL”
Dava dilekçesinde şu görüşlere yer verildi: “Şu an yaşanmakta olan Covid-19 krizi dahi, büyük ölçüde insanoğlunun yaban hayatına müdahale etmesinden hatta ondan beslenmesinden kaynaklanmaktadır. Reelde insanoğlunun avlanarak beslenme ihtiyacını karşılaması gibi bir gereklilik bulunmadığı gibi, avcılığın bir spor olarak kabulü de mümkün değildir. Nasıl ki insanoğlu bir spor dalı için kendi canını ortaya koymuyor ya da koyamıyorsa, başka bir canlının canının ortaya konduğu bir cinayetin de spor olarak kabulü mümkün değildir.”
“ÇOK SAYIDA YABANİ HAYVANIN ÖLDÜRÜLMESİ SOYKIRIMDIR, YANİ SUÇTUR”
Söz konusu yaban keçilerinin avlanması, gerek evrensel ilkelere gerekse Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere aykırıdır. 15 Ekim 1978’de Paris’te ilan edilen “Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesinin” 1. Maddesinde: “Bütün hayvanlar yaşam önünde eşit doğarlar ve aynı var olma hakkına sahiptirler; 2. Maddesinde “Bütün hayvanlar saygı görme hakkına sahiptir. İnsanlar bu hakkı çiğneyerek onları sömüremezler. Bilgilerini hayvanların hizmetine sunmakla görevlidirler.
Bütün hayvanların insanca gözetilme, bakılma ve korunma hakları vardır; 3. Maddesinde “Hiçbir hayvana kötü davranılamaz, ona karşı acımasız ve zalimce eylem yapılamaz. Bir hayvanın öldürülmesi zorunlu olursa, bu bir anda, acı çektirmeden ve korkutmadan yapılmalıdır”; 4. Maddesinde “Yabani türden olan bütün hayvanlar, kendi özel doğal çevrelerinde karada, havada ve suda yaşama ve üreme hakkına sahiptir. Eğitim amaçlı olsa bile özgürlükten yoksun kılmanın her çeşidi bu hakka aykırıdır”; 11. Maddesinde “Zorunluluk olmaksızın bir hayvanın öldürülmesi yaşama karşı suçtur.”; 12. Maddesinde “Çok sayıda yabani hayvanın öldürülmesi demek olan her davranış bir soykırım, yani bir suçtur.”; 14.maddesinde “Hayvanları koruma ve savunma kuralları, hükûmet düzeyinde temsil olunmalıdır.
Hayvan hakları da insan hakları gibi yasayla korunmaktadır.” denilmektedir. Sayın mahkemeye arz ettiğimiz bu maddelerden de anlaşılacağı üzere, kamu gücü kullanılarak gerçekleştirilecek bu avlar hayvanların birden fazla hakkının ama en önemlisi de yaşama hakkının ihlaline sebep olmaktadır. Oysa yukarıda bahse konu ettiğimiz Bildirgenin 14. Maddesi erki ve kamu gücünü hayvanların yaşama hakkının teminatı olarak görmektedir. Ülkemizde ise bu erk ve kamu gücü yaban hayvanlarının öldürülmesi için kullanılmaktadır. Bu durum bile bir kamu kurumunun varoluş sebepleriyle çelişmektedir.
Diğer yandan, Türkiye’nin de taraf olduğu “Avrupa’nın Yaban Hayatı Ve Yaşama Ortamlarını Koruma Sözleşmesinde”, Tarım ve Orman Bakanlığının öldürtmekte olduğu yaban keçileri, “Kesin Koruma Altına Alınan Fauna Türleri” başlığı altındadır. Türkiye’nin taraf olduğu bu sözleşmenin gerekliliklerini yerine getirerek, kesin koruma statüsündeki yaban keçilerini korumak için tedbirler almak yerine, spor ya da turizm adı altında bu hayvanların öldürülmesi için kamu gücünü kullanması hukuka aykırı olduğu gibi, vicdanları da sızlatmaktadır.”