HEDİYE EROĞLU
Mersin Kadın Platformu, İstanbul Sözleşmesi'nin kaldırılmasına karşı Çarşamba günleri Özgecan Aslan (Barış) Meydanı'nda gerçekleştirdiği eylemlerine hız kesmeden devam ediyor.
Resmi olarak 1 Temmuz’da Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çıkacak olmasını protesto eden kadınlar halaylar çekip, şarkılar söyleyerek, “Hayatlarımızdan, haklarımızdan, arzularımızdan, eşitlikten, dayanışmadan, özgürlükten, sokaklardan vazgeçmiyoruz” sloganı ile iktidara tepki gösterdi.
“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ BİZİMDİR VAZGEÇMİYORUZ, İNADIMIZI SÜRDÜRECEĞİZ”
Kadın örgütlerinin sözleşmeden çıkışa tepki olarak 19 Haziran’da İstanbul’da yapacağı miting öncesi Mersin Kadın Platformu üyeleri, mitinge destek çağrısı yaptı.
Konuyla ilgili basın açıklamasını okuyan Ayşegül Temur, 19 Mart gecesi tek adam tarafından fesh edildiği açıklanan İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmediklerini haykırmak için başlattıkları nöbet eyleminin 10’uncusunu yaptıklarını söyledi.
Aynı zamanda 1 Temmuz’a giderken 19 Haziran’da gerçekleştirilecek Büyük Kadın Buluşmaları ile 1 Temmuz’u selamladıklarını söyleyen Temur, “Biz kadınlar aylardır İstanbul Sözleşmesi için mücadele ediyoruz. 10 haftadır her çarşamba yine burada toplanıp hayatlarımız ve haklarımıza dair sözler söyledik. İstanbul Sözleşmesinin yürürlüğe girdiği günden beri sözleşmeyi etkin ve eksiksiz uygulatmak için sokaklarda ve meydanlardaydık. Bugün ise 1 Temmuz Büyük Kadın Eylemliliklerine giderken hem çarşamba nöbetlerimizin 10.sunu büyük bir coşku ile kutlayıp hem de İstanbul Sözleşmesi bizimdir vazgeçmiyoruz inadımızı sürdüreceğiz.
İSTANBUL SÖZLEŞMESİNİN FESH EDİLDİĞİ GÜNDEN BU YANA ÜLKEDE NELER OLDU?
Gelin isterseniz İstanbul Sözleşmesinin fesh edildiği günden bu yana ülkede neler olmuş bir bakalım; İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararı alınmasından bu yana en az 50 kadın öldürüldü. Soruyoruz? Failler nerede? Failler evlerimizde. Yatak odalarımızda. Sokaklarda, üniversitelerde ve İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararı alan eril zihniyette.
Peki yine soruyoruz? Kadınları öldüren, taciz eden, üzerimizde tahakküm kuran failler bu gücü nereden alıyorlar?
Bu soruya da biz cevap verelim. Failler, bir kadın eylemine onlarca polis yığan devletin söz konusu kadınları korumak olunca ağır aksak ilerleyen ve faillerin sırtına sıvazlayan tavırlarından güç alıyor. Failler, Yeldana Kahraman'a , Gülistan Doku'ya, Nadira Kadirova'ya, Rabia Naz'a ne olduğunu açıklamayan ve failli meçhul kadın cinayetleri olmamıştır diye İç İşleri Bakanından güç alıyor.
Feray’ın, Nadira’nın, Yeldana’nın, İpekin, Gülistan’ın, Rabia Naz’ın ‘faili meçhul’ değil ama failleri korunuyor. Failler, her gün televizyonda ve sosyal medyada kadına yönelik şiddeti normalleştiren ve şiddeti yeniden üreten kadın düşmanı politikalarınızdan güç alıyor.
FAİLLER NEREDEN GÜÇ ALIYOR?
Failler, bu ülkenin şiddeti tolere ederek normalleştiren aile ve sosyal hizmetler bakanından güç alıyor. Failler mafya-çete-devlet iktidarının kadınları diline dolayan ve hayatlarımıza kast eden eril düzeninden güç alıyor.
Failler mecliste, failler sokakta, failler korunup kollanıyor. İşte bu failleri koruyan iktidar İstanbul Sözleşmesi’ni fesh etmeye kalkıyor. Kadın katillerini, çocuk istismarcılarını koruyanlar, İstanbul Sözleşmesi’ni savunan kadınların önüne polis barikatları dikiyor, gözaltına alıyor, yargılıyor, para cezaları ile susturmaya çalışıyor. Ne yaparlarsa yapsınlar susmuyoruz.
Peki failleri koruyan erkek adalet kimleri mi yargılıyor? Yaşamlarına sahip çıkan kadınları yargılıyor! Her gün homofobik saldırılara karşı direnen LGBT+ ları yargılıyor. Mafya çete düzeninin soygunlarıyla yoksullaştırdığı halkı yargılıyor. Adaletsizliğin , eşitsizliğin önünde barikat oluşturan kadın mücadelesini yargılıyor, cezalandırıyor” diye konuştu.
KADINLARA KESİLEN CEZA 100 BİN TL’Yİ AŞTI
Mersin Kadın Platformu üyesi olan kadınlara kesilen para cezalarının 100 bin TL’yi aştığını da anımsatan Temur, ama yinede meydanlarda olduklarını söyledi.
“Ne yaparsanız yapın kadınlara engel olamayacaksınız. Hayatlarımızdan, haklarımızdan ve birbirimizden vazgeçmeyeceğiz” diyen Ayşegül Temur, sözlerini şöyle tamamladı; “Bugün burada oluşumuz da bunun en büyük kanıtıdır. 10 haftadır her hafta haklarımıza, taleplerimize ve İstanbul Sözleşmesine dair konuştuk. Konuşmaya da devam edeceğiz. Bu cumartesi günü İstanbul başta olmak üzere bir çok kentte 1 temmuza giden süreci inşa edeceğiz. 1 Temmuz günü de haklarımız ve hayatımız için bir arada olacağız.
Hayat bizim, karar bizim, İstanbul Sözleşmesi bizim! Vazgeçmiyoruz. 1 Temmuz’a kadar sokakta, bulunduğumuz her yerde Sözleşmeyi anlatıyoruz. 1 Temmuz’da itaatsizliğimizle hayatı durduruyoruz. Sokakta buluşuyoruz.
Sizler savaşı savunurken, bizler hep barışı savunacağız! Sizler suç liderleri cemaatlerle küçük hesaplar yaparken bizler dayanışmamızı büyüteceğiz! Sizler iktidar hırsı ile halklara yalan söylerken, bizler yeni capcanlı sınıfsız sömürüsüz bir hayatı öreceğiz! Sizler tarihin karanlık sayfaların gömüleceksiniz, bizler çocuklarımıza bu karanlık günleri ve sizleri daha güzel bir hayatın içinden anlatacağız! Sizler gideceksiniz, bizler kalacağız! Hayatlarımızdan ve haklarımızdan vazgeçmeyeceğiz! yaşasın kadın dayanışması!”.