HEDİYE EROĞLU
Kırsal yerleşmeleri büyükşehirlerin ikinci konut alanlarına dönüştüreceğine inanılan “Plansız Alanlar İmar Yönetmeliği”ndeki değişikler Mersin’in de kabusu oldu!
TMMOB Şehir Plancıları Odası ile Ziraat Mühendisleri Odası’nın yargıya taşıdığı düzenlemenin iptali için mimar ve mühendisler yoğun mesai harcarken, yönetmeliğin Mersin’deki olası yansımalarını değerlendiren uzmanlar, neden korkulması gerektiğini gazetemize anlattı.
KIRSALDA KONUT BASKISI ARTACAK
Şehir Plancıları Odası Mersin İl Temsilcisi Uğur İnce, yönetmelikte yapılan değişikliklerin 11 Temmuz 2021 tarihli Resmi Gazete`de yayımlanarak yürürlüğe girdiğini anımsatarak, ülkemizdeki köy ve mezralar ile birlikte kırsal alanlarının bütününü doğrudan etkileyen yönetmelik değişikliğinin, içeriği itibariyle gelecekte geri dönülemez sorunların oluşmasına neden olacağını savundu.
“Yönetmelik değişikliği öncesinde var olan ‘köy nüfusuna kayıtlı ve köyde sürekli oturanlar’la ilgili tüm ibarelerin yönetmelik genelindeki muhtelif maddelerden kaldırıldığı görülmektedir” diyen İnce, “Önceki yönetmeliğin genelini düzenleyen ve köy halkı için önemli avantajlar sağlayan; yerleşik alan ve civarı tespitleri, yapı yapma ve izinlendirme gibi önemli düzenlemelerde ‘köy nüfusuna kayıtlı ve köyde sürekli oturanlar’ ile ilgili ibarelerin kaldırılması, günümüzde kentlerden köylere yönelen konut baskısını artıracaktır. Bununla birlikte bu düzenleme kırsal yerleşmelerin demografik ve sosyal niteliklerini önemli ölçüde değiştirecek, büyük oranda tarımsal üretimden uzaklaşmış olan kırsal yerleşmeleri büyükşehirlerin ikinci konut alanlarına dönüştürebilecektir” dedi.
TARIMSAL ARAZİLER TAHRİP EDİLECEK
Yönetmeliğin 4. maddesinde köy yerleşik alanı civarı sınırları için tespit edilebilecek azami mesafenin 100 metreden 300 metreye çıkarıldığını işaret eden Uğur İnce, 300 metrelik mesafe ile belirlenecek alanın, köy yerleşik (meskun) alanların etrafında çok geniş ilave yerleşme alanları yaratacağının açık olduğunu kaydetti.
“Günümüzde kırsal yerleşmelerde nüfus önemli ölçüde azalmıştır ve nüfus gelişimi bulunmamaktadır” diyen İnce, bu bakımdan halen kırsal yerleşmelerde, köy halkının yerleşme alanı ihtiyacının önemli ölçüde bulunmadığını ifade etti. Söz konusu düzenleme ile ilave edilmesi öngörülen yerleşme alanlarının halen büyük oranda tarımsal üretim amaçlı kullanıldığını dile getiren İnce, “ Bu düzenleme tarım arazilerinin korunması ve kullanılması bakımından önemli sakıncalar yaratmakla birlikte kentsel alanlardan köylere yönelik ikinci konut baskısını artıracak ve kırsal arazilerin tahrip edilmesine neden olacaktır.
“İKİNCİ KONUT BASKISI İLE YASA DIŞI YAPILAŞMAYI ARTIRACAK”
Yönetmeliğin 43. maddesi ile dağınık yerleşimlerin olduğu yerlerde, arası en çok 200 metre olan 2 ve daha fazla binayı içerecek şekilde ‘Dağınık Yerleşik Alan’ belirlenme imkânı sağlandığı, bu alanlarda da köy yerleşik alanı kuralları geçerli hale getirildiği görülmektedir. Bu maddede bahsedilen dağınık yerleşmelerin bir köy niteliği olmadığı, ülkemizdeki coğrafi koşullar dikkate alındığında 2 veya daha fazla binayı içerecek çok fazla yapı ve küçük yapı grubunun bu kapsam altına girebileceği, bu alanlarda yerleşik alan kurallarının geçerli hale getirilmesi ile çoğunlukla tarımsal üretim için kullanılan alanların tahrip olabileceği açıktır. Söz konusu düzenleme, kentlerden kırsal alanlara yönelen ikinci konut baskısı ile yasa dışı yapılaşmayı artıracaktır.
“KÖYLERİN KIRSAL YERLEŞME KARAKTERİSTİKLERİNİ ORTADAN KALDIRACAK”
Yönetmeliğin 50. maddesinde köy yerleşik alanları ve kırsal yerleşik alanlarda, bir parsel üzerinde birden fazla bağımsız birim yapılması ve yine bir parsel üzerinde üç adet yapı yapılabilmesine ilişkin düzenlemeler yapılmıştır. Ülkemizde bazı kırsal yerleşmelerde aynı parsel üzerinde birden fazla bağımsız birim yapılması ihtiyaç olarak görülmektedir. Ancak bu yönetmelik ile alansal kapsamları çok genişletilen köy yerleşik alanları ve civarı sınırları içinde yer alacak bir parselde 3 adet yapı yapılması, bir parselde aynı yapıda birden fazla bağımsız birimin tesis edilmesi, köylerin kırsal yerleşme karakteristiklerini ortadan kaldıracak ve bu kırsal yerleşmeleri büyükşehirlerin ikinci konut alanlarına dönüştürecektir” diye konuştu.
MERSİN İÇİN BÜYÜK TEHDİT
Mersin kentinin iklimsel özellikleri bakımından kırsal alanlarda bir çok bölgede planlı yapılaşma sonucu mahallelerden oluştuğunu da dile getiren Şehir Plancıları Odası Mersin İl Temsilcisi Uğur İnce, özellikle yaz aylarında kırsal nüfusta büyük oranda artış yaşandığını anımsattı. “Plansız Alanlar İmar Yönetmeliğinde yapılan değişiklik, kırsal alanlarda plansız yapılaşmanın önünü açmaktadır” diyen İnce,bunun Mersin için önemli bir tehdit olduğunu ifade etti.
“İNSANLAR İHTİYAÇLARINI BERABERİNDE GETİRECEK”
Bu alanlarda yapı yoğunluğunun artmasının hem tarımsal anlamda arazilerin tahribatına hem de orada ikamet edecek insanların bir çok ihtiyacı beraberinde getireceğini söyleyen İnce, “Plansız yapılaşma sonucu oluşacak bölgelerde düzenleme ortaklık payın kesintisi söz konusu olmayacaktır. Bu sebeple bu bölgelerde gelecekte artan insan yoğunluğu ile birlikte teknik altyapı alanları eksikliği oluşacaktır. Yapılar İnşa edilecek ancak belediyeler buraya düzenleme ortaklık payı uygulanmayacağı için içme suyu hattı, su deposu, atık bertaraf tesisleri, sosyal ve teknik altyapı hizmeti götüremeyecek ve ya hizmet götürülmesi için çok büyük bütçeler gerekecektir. Kentimizde daha önceden kırsal alanlarda yaşanan problemlerin temeli maalesef plansız yapılaşma ve imar barışı kisfesi altında yapılan yanlış uygulamalardır.
Tüm bu sebeplerle, kırsal yerleşimlerimizi yapılaşmaya açmayı hedefleyen ilgili Yönetmelik değişikliklerinin iptali için TMMOB Şehir Plancıları Odası Genel Merkezi yargı yoluna başvurmuştur. Şehir Plancıları Odası Mersin İl Temsilciliği olarak ta kentimizde yer alan kırsal bölgelerde ki yaşam alanlarımızı koruma mücadelesine kararlılıkla devam edeceğimizi bilgilerinize sunarız”..