“BU GİDİŞATI DURDURMAK MÜMKÜN”


 

Tarsus’ta Emek ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde; “Bu gidişatı durdurmak mümkün” diyerek, “Talebimiz net: barış, demokrasi, özgürlük, güvenceli iş, insan onuruna yaraşır koşullar sağlanmalı, toplumsal cinsiyet eşitsizliğine son verilmelidir!” çağrısı yaptı.

GİZEM EKİCİ

 

Tarsus Emek ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde, PTT önünden HEM’e yürüyüp, burada bir basın açıklaması yaparak, “Yurtta barış, dünyada barış” çağrısı yaptı.

Platform bileşenlerinin geniş güvenlik çemberi altında yaptığı basın açıklamasında ellerinde pankart ve dövizlerle siyasilere seslenen emek ve demokrasi bileşenleri, halklarının barış içinde yaşayacağı bir dünyaya olan inancını bir kez daha meydanlardan haykırdı.

 

1 EYLÜL, MİLYONLARIN ÖLDÜĞÜ SAVAŞIN BAŞLADIĞI GÜN

Burada platform adına basın açıklamasını okuyan Eğitim-Sen Tarsus Şube Başkanı Yasemin Yücel okuduğu metinde, “Biz Tarsus’ta örgütlü Emek ve Demokrasi bileşenleri olarak 1 Eylül Dünya Barış Gününde, Ülkemizde, Ortadoğu’da ve Dünya’da savaşların son bulup, insanlığın barışa duyduğu özlemi buradan bir kez daha haykırmak istiyoruz. Halklarının barış içinde yaşayacağı bir dünyaya olan inancımızla hepinizi selamlıyoruz.

Hitler’in ordularının Polonya’ya saldırısını başlattığı gündür 1 Eylül. İkinci Dünya Büyük Emperyalist Paylaşım Savaşı öncesinde, dönemin iktidarları silahlanmada ileride olduklarının, ırklarının üstünlüğünün müjdesini veriyorlardı! Sonuç mu? Geride en az elli iki milyon ölü, milyonlarca engelli, yerle bir edilmiş kentler, yeri belirsiz gömülü halde tonlarca patlamamış mühimmat ile büyük bir acı ve gözyaşı bırakıldı!

 

SON ÖRNEK AFANİSTAN

Aradan 82 yıl geçti… İnsanlık tarihinde milyonlarca cana, doğa katliamına, tarifsiz acılara yol açan savaş, çatışma örneklerine rağmen silah harcamaları sürekli arttı, yeni nükleer silah denemelerinin ardı arkası kesilmedi. Ülkeler arası silahlanma yarışı uzayda gerçekleştirilen yeni silah denemeleri ile daha tehlikeli bir hal aldı. Sadece dünyayı değil galaksimizi tehdit eden bu çılgınlığın arka planında her zamanki gibi sınırsız kar güdüsü, sömürü çarkı ve sınıfsal hegemonik güç savaşları yatmakta.

Emperyalist, gerici güçler sermayenin sınırsız ve koşulsuz dolaşımı için kan dökmeye, işgale ve büyük bedeller ödenerek elde edilmiş temel hak ve özgürlükleri ayaklar altına almaya devam ediyorlar. Bunun son örneği şu an Afganistan’da yaşanıyor.

20 yıldır işgal ettiği, kendi kaderini belirleme iradesini yok saydığı Afganistan’ı apar topar terk eden emperyalist ABD bu kez de yeni işbirlikçisi gerici Taliban güçlerini yerine bırakmıştır. Aralarında AKP iktidarının da bulunduğu benzer zihniyete sahip ülkelerin iktidarları Taliban’ı tanıma yarışına girdiler. Uluslararası bu güçlerden destek bulan Taliban’ın ilk işi ise IŞİD’ten de bildiğimiz kadınların haklarına yönelik saldırı, kadınlara kölelik koşullarında yaşam dayatması, çocuk yaşta evlilik, taciz ve tecavüzlerin normalleştirilmesi olmuştur” dedi.

 

HALK, EMPERYALİST GERİCİ GÜÇLERİN UMURUNDA DEĞİL

Emperyalist, gerici güçlerin kendi politikalarının neden olduğu mültecilik, göçmenlik üzerinden halklar arasındaki milliyet, din, dil, etnik kimlik farklılıklarını düşmanlaştırma politikalarına, savaşlara gerekçe haline getirdiğine vurgu yapan Yücel, açlığa, susuzluğa, sefalete sürüklenen milyonların göç yollarında yitip giden yüz binler, her geçen gün derinleşen gelir adaletsizliğinin umurlarında olmadığını söyledi.

Başkan Yücel açıklamalarını şöyle sürdürdü; “En son Ankara Altındağ’da yaşanan olaylarda da görüldüğü üzere mülteciliğe yol açan politikalara yönelmesi gereken öfkeyi savaşların mağdurlarına yönelterek bir yandan da yeni çatışmaların fitilini ateşliyor, böylece iktidarlarını pekiştiriyorlar.

 

OYALAMA, İNKAR VE ÇÖZÜMSÜZLÜK…

Öte yandan Bölgenin kadim sorunları Kürt ve Filistin sorunları konusunda da emperyalistler ve iktidarlar rant ve paylaşım çerçevesinde oyalama, inkar ve çözümsüzlük politikalarında ısrar ediyor, çatışmaları derinleştiriyorlar.

Ekmeğimize, geleceğimize, aşımıza, ormanımıza, suyumuza göz dikenler, halkların bir arada yaşama iradesini de iktidarları için en büyük tehdit olarak görüyorlar.

Yitip giden hayatların yanı sıra doğa tahribatının dünyanın geleceğini tehdit eder düzeye ulaşmasının son kanıtı olan pandemiye, yaşanan orman yangınları ve sel felaketleri gibi açık göstergelere rağmen doğa talanı, HES’ler, canlıların yaşam alanlarının ortadan kaldırılması, sera gazlarının kullanımı vb. devam ediyor. Sermaye ve rant için yaşama dair ne varsa ortadan kaldırılması zerre kadar umurlarında değil!

 

“BU GİDİŞATI DURDURMAK MÜMKÜN”

Bu gidişatı durdurmak mümkün! Bunun yolu emperyalizme, gericiliğe, ırkçılığa, savaş politikalarına karşı eşitlik, özgürlük, laiklik ve barış mücadelesinden geçiyor.

Talebimiz net: barış, demokrasi, özgürlük, güvenceli iş, insan onuruna yaraşır koşullar sağlanmalı, toplumsal cinsiyet eşitsizliğine son verilmelidir! Hepimizin barışın iyileştirici gücüne ihtiyacı var! Barış mücadelesinin en çok da yaşadığımız Ortadoğu coğrafyasında ve ülkemizde yükseltilmesine ve süreklileştirilmesine ihtiyaç var. Bu amaçla atılacak her adım bizleri barışa olduğu kadar insan olma erdemine de yakınlaştıracaktır.

Birlikte, ortak, örgütlü ve kararlı bir mücadele ile barışı bu topraklarda kökleşmiş bir ağaç haline getireceğimize olan inancımız her zamankinden daha güçlüdür. İşte bugün bir kez daha, yurtta barış, dünyada barış diyoruz. Yaşasın barış diyoruz. Yaşasın halkların kardeşliği diyoruz”.


   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!


  HABERCİ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  HABERCİ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 




  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER
 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinhaberci.com © Copyright 2016-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA