HEDİYE EROĞLU
İstanbul’da yaşayan azınlıklara yönelik saldırıların düzenlendiği ve "tarihi utanç" olarak nitelendirilen 6-7 Eylül'de yaşanan pogromun 66’ıncı yıl dönümü Türkiye genelinde olduğu gibi Mersin’de de, unutulmadı.
Mersin Emek ve Demokrasi Platformu, İnsan Hakları Derneği (İHD) Mersin Şubesi’nde yaptığı basın açıklaması ile yaşanan acılardan ders alınması çağrısı yaptı.
RUM AZINLIK HEDEF ALINDI
Platform adına açıklamayı okuyan Mersin Tabip Odası Başkanı Dr. Mehmet Antmen, 6-7 Eylül olaylarının, İstanbul'da yaşayan Rum azınlığa karşı 1955 yılında gerçekleştiğini anımsattı. “Olaylarda 5 binden fazla taşınmaz tahrip edilmiş, milyonlarca dolarlık mal sokaklara saçılıp, yağmalanmış; 4 bin 214 ev, bin 4 işyeri, 73 kilise, bir sinagog, iki manastır, 26 okul ile aralarında fabrika, otel, bar gibi yerlerin bulunduğu 5 bin 317 mekân saldırıya uğramıştır” diyen Antmen, 400 civarında kadının tecavüze uğradığın ve 30 civarında Rum vatandaşın ise öldürüldüğünü vurguladı.
“DERİN DEVLETİN BİRLİKTE YÜRÜTTÜĞÜ BİR ORGANİZASYON”
Atatürk'ün Selanik’te doğduğu evin bombalandığını iddia eden yalan haberlerle tetiklenen olaylarda sonradan yakalanan bir Türk konsolosluk yetkilisinin, bombayı olayları kışkırtmak için kurguladıklarını itiraf ettiğini hatırlatan Antmen, “1988-1990 yılları arasında MGK Genel Sekreterliği yapan Orgeneral Sabri Yirmibeşoğlu’nun itiraf ettiği gibi derin devletin birlikte yürüttüğü bir organizasyon olarak yaşama geçirilmiştir.
“MUHALEFETİ BASKI ALTINA ALMAK İÇİN HER YOL MUBAH GÖRÜLDÜ”
Aslında 66 yıl öncesine bakıldığında daha sonra meydana gelen Maraş, Sivas, Çorum olayları, 6-7 Eylül’den 40 yıl önce gerçekleştirilen Ermeni katliamı da benzer nedenlerle bizzat devlet tarafından organize edilmiş ama her seferinde devlet kendisini aklamaya ve suçu bir başka odağa yüklemeye çalışmıştır.
6-7 Eylül olaylarında da Demokrat Parti iktidarının tezgahları sonucunda komünistler suçlanmış, aralarında Aziz Nesin, Nihat Sargın, Kemal Tahir, Asım Bezirci, Hasan İzzettin Dinamo ve Hulusi Dosdoğru'nun bulunduğu yaşayan fişlenmiş komünistler ile ölmüş dört komünist hakkında dava açılmıştır. Dava beraatle sonuçlanmış ve tutukluların çoğu Aralık 1955'te serbest bırakılmıştır. 1956 yılında muhalefeti baskı altına almak için Basın ve Toplantı Yasası'na getirilen kısıtlamalar da büyük ölçüde 6-7 Eylül olaylarıyla gerekçelendirilmiştir. Yanı 66 yıl öncesine bakıldığında bugünkü politikaların o gün de geçerli olduğu ve iktidarların muhalefeti baskı altına almak için her yolu mubah gördüğü bir yol izlenmiştir” dedi.
HÜKÜMETLERİN BAKIŞ AÇISI AYNI!..
66 yıl önce uygulanan kontrgerilla olaylarına hükümetlerin bakışının bugünkünden çok farklı olmadığını belirten Mehmet Antmen, Atatürk'ün Selanik'teki evine bomba attığı iddia edilen Selanik Üniversitesi Siyasal Bilgileri öğrencisi Oktay Engin’in daha sonra gıyabında mahkûm edildiğini, ancak 22 Şubat 1992 - 18 Eylül 1993 tarihleri arasında Nevşehir Valiliği'ne getirildiğini işaret etti.
“Bu topraklarda ne yazık ki bu tür acılar hep yaşandı ve yaşanmaya da devam ediyor” diyen Antmen, “İktidara gelen hükümetlerin insan hakları, demokrasi, özgürlük, eşitlik ve bir arada yaşam ilkelerine inanmamaları, iktidara gelene değin demokrasi havarisi kesilmelerine rağmen iktidar olduktan sonra bu iktidarı kaybetmemek için her türlü anti demokratik yöntemi uyguladıkları, kendisi gibi düşünmeyen tüm muhalifleri düşman, vatan haini olarak ilan eden anlayışlarının sonucudur.
“DERS ALMALIYIZ”
Oysa insanlık tarihi bu tür anti demokratik uygulamalar ile hiçbir diktatörün iktidarını sonsuza değin sürdüremediğini, tüm diktatörlerin kendi hazırladığı anti demokratik uygulamalar ile kendi sonlarını hazırladığı örneklerle doludur. Bu nedenlerle 66 yıl önce yaşananlardan ve sonrasında tekrarlanan katliamlardan ne kadar ders aldığımız çok önemlidir.
Mersin Emek ve Demokrasi Platformu olarak bu acı tarihimizden ders almamız ve günümüzde bu tür acı olayların yaşanmaması için demokrasi dışında bir seçeneğimiz olmadığını, bu anlamda özgür ve demokratik bir Türkiye mücadelemize devam edeceğimizi kamuoyunun bilgilerine sunuyoruz” dedi.