GİZEM EKİCİ
Türk Tabipler Birliği (TTB), sağlıkçıların taleplerini dile getirmek için 23 Kasım’da Ankara’ya “Beyaz Yürüyüş” gerçekleştireceğini duyurdu. TTB Ayrıca 23 Kasım’a kadar yapacakları etkinliklerle hekimlerin sorunlarını dile getirecek.
Konuyla ilgili Mersin Tabip Odası Yönetim Kurulu da, Mersin Şehir Hastanesi T-1 Kule Poliklinik Girişi önünde bir basın açıklaması yaparak, sağlık emekçilerin eyleme destek verme çağrısı yaptı.
“7200 EK GÖSTERGE VE YÜKSELTİLMİŞ ÖZEL HİZMET TAZMİNATI ORANI İSTİYORUZ”
Açıklamayı okuyan Tabip Odası Başkanı Dr. Mehmet Antmen, yaşanabilir ücret, 7200 ek gösterge ve yükseltilmiş özel hizmet tazminatı oranı istediklerini söyleyerek, “Sağlık çalışanları olarak emeğimizin görünmesini, hakkımızın ödenmesini istiyor, ‘ek ödeme değil tek ödeme’ diyoruz.
Toplum sağlığına yönelik politikaların başarısı sağlık emekçilerinin sağlığının, özlük ve ekonomik haklarının geliştirilmesiyle gerçekleşebilir. Hekimlik yapabilmek; çalışma koşullarının yeterliğine, hukuki-insancıl çalışma sürelerine, mesleki bağımsızlığa, bilimsel desteğe, şiddetten uzak bir ortama bağlıdır. Ancak çalışma koşulları ve sağlık sistemi bozukluklarının yanı sıra hekimler için giderek büyüyen bir sorun daha var: ‘Geçinememek.’
EMEKLERİN KARŞILIĞI ALKIŞTAN ÖTEYE GİTMEDİ
Sağlıkta dönüşüm nedeniyle iş yükü artan hekim ve tüm sağlık çalışanları, Mart 2020’den itibaren COVID-19 salgınında daha da artmış bir iş yükü ile karşı karşıya kalmıştır. Daha fazla hastalanmış, daha fazla ölmüş, özveriyle, tüm deneyim ve bilimselliklerini ortaya koyarak; aile sağlığı merkezleri, aciller, pandemi poliklinik/klinik/yoğun bakımlarında, filyasyonda ve aşılamada var gücüyle çalışmaya devam etmiştir. ‘Hakkınız ödenmez’ denmiş ve gerçekten ödenmemiş, emeklerinin karşılığında alkıştan öteye gidilmemiştir. Adaletsiz ve çoğunlukla ödenmeyen ek ödeme yalanları ile süreç geçiştirilmiştir. Ek ödeme adaletsizliği çalışma barışını bozmaktan başka bir işe yaramadığı gibi, ödemeler ne düzgün dağıtılabilmiş, ne de adil olmuştur. Ek ödeme adı altında verilen, geleceğimize hiçbir yansıması olmayan ücretlendirme modeli emek sömürüsünden başka bir şey değildir” dedi.
ENFLASYON ARTIYOR, ZAMLAR BİTMİYOR: “GEÇİNEMİYORUZ”
Son dönemde bu ülkede çarşıda, pazarda, mutfakta artan bir enflasyon varken, her gün yeni zam haberleri ile hayat pahalılığının halkın gündemini işgal ettiğini de işaret eden Dr. Antmen, her yerden “Geçinemiyoruz” sesleri yükseldiğine dikkat çekti.
“Elbette hekimler ve sağlık emekçileri de bu yoksullaşmadan etkilenmekte, insanca yaşayacak ücreti alamamaktadır” diyen Antmen, “Temmuz 2021 TÜRK-İŞ araştırmasının sonucuna göre; aylık gelirde yoksulluk sınırı 9.500 TL’dir. 2021 Temmuz ayı enflasyonu yüzde 18,95 olmasına rağmen bu yıl kamu görevlileri ile memur emeklilerinin aylık ücretlerinde verilen zam oranı yüzde 8,45 düzeyinde kalmıştır. Bağımsız araştırmacılar ve tüketici derneklerinin alternatif enflasyon hesaplarına göre, halkın hissettiği ‘gerçek enflasyon’ yüzde 45’tir. Sabit ek ödeme hariç; mesleğe yeni başlayan pratisyen hekim maaşı yaklaşık 4.900 TL; 30 yıllık uzman hekim maaşı 5.800 TL’dir. Hekim emekli maaşında 2018’de yapılan değişiklikle kısmi bir iyileştirme yapılmış olsa da, emekli olup çalışılırsa bu ödeme kesilmektedir. Üstelik bu düzenlemeye Bağ-Kur ve SSK emeklisi hekimler dâhil edilmemiş, yeni bir eşitsizlik ve hak kaybı yaratılmıştır. Emekli hekimlerin %30’unu oluşturan BAĞ-KUR ve SSK emeklisi hekimlerin aylığı 2.300- 4.000 TL arasında olup, ücretler maalesef açlık sınırının da altında kalmıştır.
“İSTİFA EDİYOR, EMEKLİYE AYRILIYORUZ”
Hekimler salgının iyice ağırlaştırdığı çalışma koşulları, aşındırılan özlük hakları, emek karşılıksız çalışma ve hâlâ devam eden sağlıkta şiddet nedeniyle istifa ve göç etmekte, emekli olmayı seçmektedir. Son 20 ayda Sağlık Bakanlığı bünyesinde çalışmaktayken istifa eden hekim sayısı dokuz bin kişiyi bulmaktadır, buna henüz asistan olduğu halde istifa edenler de dâhildir. Önceki dönemle karşılaştırınca yüzde 20’lik bir artış söz konusudur. Yine son 20 ayda üç bin hekim emekli olmuştur. Önceki döneme göre artış yüzde 40’ı bulmaktadır. Bu meslektaşlarımızın özel sağlık kuruluşlarında çalışmaya devam etmek durumunda olduğu aşikardır.
SAĞLIKÇILAR NE İSTİYOR?
Yoğun emek gerektiren meslek grubu olarak biz hekimler, emeğimizin karşılığı insanca yaşayacak ve emekliliğe yansıyacak güvenceli gelir alamamaktayız. Bu nedenle; Türk Tabipleri Birliği olarak derhal; Hekimlerin maaş ve emekli aylığına etki edecek 7200 Ek Göstergenin uygulanması ve Özel Hizmet Tazminat oranlarının yükseltilmesiyle maaşlarda en az yüzde 150 oranında artış talep ediyoruz.
Tüm sağlık çalışanları maaşında da 3600 ek gösterge uygulanması talebimizi tekrarlıyoruz.
Öneri 1: Devlet memuru hekimler için ek göstergeler; 10 yıl ve üstü, 1. derece doçent eğitim görevlisi için 7200; uzman için 6400; 8. derece pratisyen için 1600 olarak değiştirilmelidir. Yüksek Öğretim Personeli 4 yıl ve üstü profesör doktor için 7200, doçent için 6800 olmalıdır.
Öneri 2: Devlet memuru hekimler için özel hizmet tazminat oranları; doçent eğitim görevlisi için yüzde 700; uzman için yüzde 550; 8. derece pratisyen için bin 360 olarak değiştirilmelidir. Yüksek Öğretim Personeli profesör doktor için %700, doçent için yüzde 625 olmalıdır.
Önerilen değişikliklerle hekimlerin çalışırken maaşı 18 bin TL’den, emeklilikte 10 bin TL’den daha az olmamalıdır.
SAĞLIK EMEKÇİLERİNE YÜRÜYÜŞ ÇAĞRISI
İçinde bulunduğumuz Kasım Ayı boyunca ‘Emek Bizim Söz Bizim’ diyerek başlattığımız eylem sürecinde hekim maaşlarının yeterli düzeye yükseltilmesi amacıyla taleplerimizi bir kez daha duyurmak için buradayız. Ve elbette sonuç almak için mücadelemiz tüm tabip odası yöneticileriyle, meslektaşlarımızla, sağlık emek meslek örgütleriyle birlikte artarak devam edecektir. Haklarımızı alana kadar mücadeleye devam diyor, 23 Kasım Salı günü İstanbul’dan ‘Beyaz Yürüyüş’ü başlatıyoruz. 27 Kasım Cumartesi günü Ankara’da yapacağımız ‘Beyaz Forum’da da mücadele hattımızı birlikte tartışacağımızı bir kere daha duyuruyoruz” şeklinde konuştu.