Mersin’de işçiler artan hayat pahalılığına karşı sokağa inerek hükümeti istifaya çağırdı. İşçiler “Artık yeter, geçinmek istiyoruz” diye haykırdı.
Hediye Eroğlu
Mersin’de DİSK’e bağlı Genel Sendikası üyesi işçiler artan hayat pahalılığına tepki göstermek için sendika binası önünde basın açıklaması yaptı. Çeşitli pankartların açıldığı basın açıklamasında işçiler zaman zaman hükümet istifa sloganları attı. Emek ve Demokrasi Platformu bileşenlerininde de destek verdiği basın açıklamasında konuşan Genel İş Sendikası Mersin Şube Başkanı Kemal Göksoy, 1 Ekim'den beri geçinmeleri için alınması gereken önlemleri iş yeri iş yeri, meydan meydan anlattıklarını söyledi.
Milyonlarca işçi, emekçi emekli, geçinemeyenler, barınamayanlar, iş bulamayanlar adına haykırdıklarını anlatan Göksoy, “Ekonomik krizin ve pandeminin ağır yükü altında kara kışa girerken geçinebilmek için ülkeyi yönetenleri önlemler almaya çağırıyoruz. Tum bu çağrılarımıza ve somut taleplerimize yanıt verilmedi. Üstüne üstlük yaşadığımız döviz krizi ile geçinmek giderek daha imkansız hale geliyor. Ülkeyi yönetenler "dövizden size ne diyorlar. Bizim aklımızla dalga geçmeyin! Biz Türk Lirası kazanıyoruz, ancak döviz kuru arttıkça iğneden ipliğe her şeye zam geliyor. Türk Lirası değer kaybettikçe her gün daha da yoksullaşıyoruz”şeklinde konuştu.
“DÖVİZ GARANTİLİ İHALELERLE YAŞAMIYORUZ”
Ayrıcalıklı 3-5 müteahhit şirketi gibi doviz üzerinden geçiş garantili ihalelerle yaşamadıklarını anlatan Göksoy, “Doviz arttıkça milyarlarımıza milyarlar katmıyoruz. Aksine Türk Lirası değer kaybettikçe, emeğimiz ucuzluyor, satın alma gücümüz azalıyor. Ülkeyi yönetenler Türk Lirasının değer kaybetmesi ile övünüp buna Kurtuluş Savaşı diyorlar. Oysa paramız değer kaybettikçe ülke daha yoksul ve daha bağımlı hale geliyor. Asgari ücretin Avrupa'da en düşük olduğu ikinci ülke, Arnavutluk'tan sonra Türkiye idi. Ama ekonominin kitabını yazanlar bu ünvanı da kimseye kaptırmadılar. TL'nin hızla değer kaybetmesi ile Avrupa’nın en düşük asgari ücreti bugün artık Türkiye'de.”ifadelerini kullandı.
“BU HALK SATILIK DEĞİL”
Türk Lirası değer kaybedince ücretler azalacak, rekabet gücümüz artacak yabancı sermaye Türkiye'ye akacak" denildiğini belirten Göksoy şöyle devam etti: “Yok öyle yağma! Bu ülke, bu halk, bu ülkenin işçi sınıfı satılık değildir. Uluslararası pazarlarda kelepire satılığa çıkarılacak şahsa ait bir mal değildir.
Türk Lirasını ucuzlatarak, işçi sınıfını yoksullaştırarak rekabet gücü kazanmaya, yabanci sermaye çekmeye çalıştığını kendi ağzıyla itiraf eden bir iktidarı uyarmak görevinizdir. Bugün ülkemize, emeğimize sahip çıkmak yurtseverliğin gereğidir. TL'nin ve emeğin değersizleştirilmesi politikasından derhal vazgeçilmelidir. TL'nin değersizleşmesi nedeniyle yaşanan tüm kayıplar asgari ücret artışıyla telafi edilmeli, bu artışta isciler büyümeden de pay almalıdır.”
“1000 TL ARTIŞ YAPILMALI”
Asgari ücretin ve tüm ücretlerin asgari ücret tutan kadar bölümünde vergi ve kesintiler kaldırılarak tüm ücretlere bin lira iyileştirme yapilmasını isteyen Göksoy şunları söyledi: “
İşçi sınıfının yaşadığı gelir kaybını telafi etmesinin en önemli yolu, sendika ve grev hakkidir. Bu hakların kullanımının önündeki tüm yasal ve filli engeller kaldırılmalıdır. Diğer isçi konfederasyonlarını ve tüm emek ve demokrasi güçlerini emeğimizi, geçimimizi ve memleketimizi savunmak için, üretimden gelen gücün kullanımı da dahil olmak üzere demokratik her türlü yöntemle ortak mücadeleye çağırıyoruz. Yoksulluğa ve emeğimizin ucuzlatılmasına teslim olmayalım. Kara kışı işçi baharına çevirelim. Bu ülke, bu halk, bu ülkenin isçi sınıfı satılık değildir!”