HEDİYE EROĞLU
CHP, erken seçim çağırısıyla ilk mitingini Mersin'de gerçekleştirdi. “Milletin sesi” adıyla Millet Bahçe Meydanı’nda yapılan mitinge CHP Grup Başkanvekilleri, MYK, milletvekilleri, çevre illerden belediye başkanları tam kadro katıldı.
Yaklaşık 40 bin kişilik alan tamamen dolarken özellikle çevre illerden ve diğer siyasi partilerden katılımlar yoğun oldu.
Kürsüye yaklaşık 400 metre uzaklıktaki arama noktasında yığılmalar yaşanırken alanın yanındaki Millet Bahçesi'ne girişlere izin verilmedi.
Bölgede ve miting alanında geniş güvenlik önlemleri alınırken, çevre elerdeki vatandaşların balkonlarına kullanmalarına çıkmalarına dahi izin verilmedi.
Alanda Türk bayrakları ile CHP bayrakları bulunurken,
Konuşmalardan önce dün Eren Kış-6 Operasyonu kapsamında Tunceli Ovacık kırsalında şehit düşen Jandarma Astsubay Üstçavuş Mersinli Celil Mutlu için saygı duruşunda bulunuldu.
KÜRSÜYE ÖNCE KADINLAR, ÇİFTÇİLER, ESNAF ÇIKTI
Mitingde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdarolu’nun konuşması öncesi Kaleköyü’nden çiftçi Naile Uyanık, PDR mezunu işsiz üniversiteli Ebru Akyürek, esnaf Mesut Tur, iki üniversite mezunu atanamayan öğretmen Cennet Yünlü ve Tece’den kadın çiftçi Elif Yıldırım kısa konuşmalar yaparak yaşadıkları zorlukları anlattılar.
“UMUTSUZLUĞA YER YOK”
Daha sonra kürsüye çıkan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “herkesin şunu çok iyi bilmesini isterim, bizim kitabımızda umutsuzluk yok. Az önce kardeşlerim konuştu. İçim darlanarak izledim. 21. yüzyılın Türkiye’si bunu hak ediyor mu? 20 yıldır bu ülkeyi yönetiyorlar. 2 üniversite bitiren işsiz geziyorsa bu ayıp kime ait? Türkiye’yi bu ayıptan çekip çıkaracağız, bundan emin olmanızı istiyorum. Umutsuzluğa yer yok. Bütün sorunları çözeceğiz. Mersin’de, Türkiye’nin en güzel illerinden birisinde, Torosların eteğinde, yiğitlerin harman olduğu bir yerdeyim” dedi.
“Tayyip istifa” sloganlarının atılması üzerine Kılıçdaroğlu, “Onun istifa etmesine gerek yok, onu göndereceğiz zaten, Edeple, demokrasi kuralları içerisinde göndereceğiz. Demokrasiye inanıyoruz, o yüzden diyoruz; geliyor gelmekte olan ama irileri de gidecek” dedi.
MERSİN KÜÇÜK TÜRKİYE
Mersin’in aynı zamanda küçük bir Türkiye olduğunu aktaran Kemal Kılıçdaroğlu, tüm illerden vatandaşlardan Mersin’de çalıştığını, alın teri döktüğünü söyleyerek, Türkiye’nin yaşadığı sorunları bildiğini kaydetti.
“Milletin sesinden birileri gelsin konuşsun, belki birileri duyar dedik. Ama onlar çünkü sağırlar, görmezler çünkü başka şeyleri görüyorlar. Biz tüm gerçekleri sizlere yani halkımıza anlatmak zorundayız. Ve gerçeklerden yola çıkarak Türkiye’nin sorunlarını çözmek zorundayız” diye konuştu.
“SİZİN DUVARLARINIZ BİZE VIZ GELİR”
TÜİK’e ziyaretine de değinen Kılıçdaroğlu, katılımcıların yuhalaması üzerine, “Yuh çekmeyin dinleyin beni” diyerek, iktidarı eleştirdi. TÜİK’in Saray’dan aldığı talimatla enflasyonu düşük göstermeye çalıştığını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Milyonlarca kişinin aylığını düşük rakamlar üzerinden belirlemeye çalışıyorlar. TÜİK’e göre aylık enflasyon yüzde 3, ancak uzmanlara göre yüzde 9 belirliyor. TÜİK’e göre yıllık enflasyon yüzde 21, uzmanlara göre yüzde 58 diyor.
Tüm emekliler, memurlar, asgari ücretliler bilmeliler; TÜİK’e sizin hakkınızı korumak için gittim. Oradakilere soracaktım siz hangi araştırmalarla bu rakamları buldunuz diye. İlk kez Türkiye Cumhuriyeti tarihinde milletvekilleri bir yere giderken önümüze duvar ördüler. Sanıyorlar ki o duvarı aşmayacağız, sizin duvarlarınız bize vız gelir.
“TÜRKİYE’Yİ SARAY’IN VESAYETİN BERABER, BİRLİKTE, DOSTLARIMIZLA KURTARACAĞIZ”
Hepsini halledeceğim. Vesayet diye bağırıyorlardı, vesayetin ne olduğunu tüm dünya gördü. Saray’ın emrine giren memurlar, devlet memuru değildir artık. Saray’ın emrine girenler devletin memuru değil. Tabi oldukları kanunlar devlet memurları kanunu ama hayatta uyguladıkları yol yöntem sarayın kuralları.
Asgari ücretlinin memurunun, emeklinin, asgari ücretlinin hakkını savunmak hepimizin görevi ve beraber yapacağız.
Ayrıca Mersinliler’in huzurunda tüm vatandaşlara söz veriyorum; Türkiye’yi her türlü vesayetten kurtaracağım. Türkiye’yi Saray’ın vesayetin beraber, birlikte, dostlarımızla kurtaracağız” diye konuştu.
“SANDIK GELDİĞİNDE ESKİ ALIŞKANLIKLARIMIZI BIRAKMALIYIZ”
Daha sonra ağırlıklı olarak ekonomi üzerinden eleştirilerde bulunan Kılıçdaroğlu, “Çiftçiler konuştu, derlerini anlattılar. Limonun dalda kaldığını, satılmadığını söyleyip, hayat pahalılığından söz ettiler. Şu soruyu vicdanı olan herkesin sormasını isterim; çiftçi, alın teri döken bir insan neden zarar eder? Sabahın köründe gidip işini gücünü yapan, ‘ürünüm olduktan sonra çocuk çocuğuma bakacağım’ diye düşünen bir insan neden zarar eder? Bu zararın sorumlusu kim? Bu soruyu vicdanı olan herkesin kendisine sormasını isterim.
Bu ülkenin bereketli toprakları, havası, güneşi, yağmuru, imkanları, çalışkan insanları var. Neden kendi çiftçimizden değil de arpayı, nohudu, havyanı, mercimeği dışarıdan getiririz? Gümrük vergisini neden sıfırlarız? Tüm çiftçi kardeşlerimizin düşünmesi lazım.
Bu soruları şunun için soruyorum, her birimiz kendi vicdanımızda bir muhasebe yapmak zorundayız. Yarın sandık gelecek, vicdanımızı dinleyeceğiz, eski alışkanlıklarımızı bırakacağız. Beraber gideceğiz ve dikta yönetimini al aşağı edeceğiz. Bunun sözünü veriyorum size.
Buranın muz konusunu da çok iyi biliyorum. Mersin önemli bir merkez. Eğer Mersinliyi seviyor, muz yetiştiricilerinin hakkını hukukunu temsil etmek istiyorlarsa muz ithalatını ya durduracaklar ya da vergiyi arttıracaklar. Öncelik kim, bizim insanımız, üreticimiz.
Bu gün Türkiye’de iki Trakya büyüklüğünde alan ekilmiyor çünkü çiftçi, ‘ekersem zarar ederim, mahvoldum’ diyor.
ÇİFTÇİ DESTEKLENMİYOR
Tarım Kanunu’nun 21’inci maddesi; ‘çiftçiye en az milli gelirin yüzde 1’i oranında teşvik verilmeli’ diyor ama 2016’dan beri uygulanmadı. Yapacağız.
‘Doğrudan gelir desteğini arttırdık’ diyorlar. 2016’da aile işletmelerine 5 dönüme kadar dönüm başına 100 TL veriyorlardı. Şimdi 2021’deyiz, hala 100 TL veriyorlar. Siz parayı zaten pul ettiniz, hani nerede teşvik? Bunların hiç birisi yok.
Mersinli bir çiftçi bana şöyle bir mesaj atmış; ‘Sayın cumhurbaşkanı ülkede ekonomide kurtuluş savaşı olduğunu söyleyip çiftçileri savaşa davet ediyor. Çiftçinin silahı gübre, mermisi mazot, savaş uçağı tohum, tankı enerji mühimmat olmadan çiftçi nasıl savaşacağını bilmiyor’. Mühimmatın tamamını elinden aldın, kurtuluş savaşı veriyorum diyorsun ne kurtuluş, ne savaşla bir ilgin yok. Senin tüm hedefin ‘sarayımda, koltuğumda nasıl otururum, servetimi nasıl büyütürüm, nasıl Türkiye’de fakir fukuraya, emekliye zulmederim’. Senin yaptığın sadece bu.
“İLK BİR HAFTADA ÇİFTÇİ BORÇLARININ FAİZİ SİLECEĞİZ”
Çiftçi kardeşlerime söylüyorum bir; Allah’ın izniyle, sizlerin desteğiyle iktidar olacağız. İlk bir hafta içinde çiftçinin bankalara, Tarım Kredi Kooperatiflerine olan borçlarının faizlerini silecek, sıfırlayacağız. Çiftçinin traktörü, hayvanları asla haczedilmeyecek. Ziraat Bankası çiftçi dostu bir banka olacak. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ne diyordu, ‘Çiftçi milletin efendisidir’. Mersin’in umut meydanından söz eriyorum. Çiftçiyi gerçekten bu milletin efendisi yapmak benim boynumun borcu olacaktır” dedi.
ESNAFIN SORUNLARI ÇÖZÜLECEK
Esnaflara da seslene CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Aynı şey esnaflar içinde yapacağız. Bankalardan veya esnaf kefalet kooperatiflerinden aldıkları kredilerin faizlerini sıfırlayacağız. ‘Faize karşıyız’ diyorlar, neden bu faizler var, hangi gerekçe ile bunları silmiyorsun?
Esnafın derdi olunca nereye başvuracağını bilmiyor. Tüm Türkiye şahit olsun Allah’ın izniyle iktidar olduğumuzda ilk yapacağımız işlerden birisi Esnaf Bakanlığı kurmaktır. Esnafında bir bakanlığı olacak esnafın da yüzü gülecek. Halk bankasını bir esnaf bankası yapacağız. Görecekler. Esnafın nereden, ne kadar ucuz kredi aldığını göstereceğiz. Ahi evranın dostlarını, kültürünü yaşatan esnaflara selam olsun, esnafların tüm sorunlarını çözmek, çiftçinin sorunun çözmek gibi benim boynumun borcu olacaktır” şeklinde konuştu.
“YOKSULLUĞU TARİHE GÖMECEĞİZ”
Konuşmasını barış ve temiz siyaset vurgusu yaparak sürdüren Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti; “Ahdım var, bu memlekete barışı, huzuru, sevgiyi getireceğim. Ahdım var ve söz veriyorum bu memlekete demokrasi, adaleti getireceğim.
Mafya düzenini ve mafya ile uyuşturucu baronlarıyla işbirliği yapılan düzeni değiştireceğim. Gencecik evlatlarımızın zehirlenmesine asla izin vermeyeceğim. Siyaseti kirlilikten arındıracağım. Siyaset ahlaklı insanların görevi olacak. Siyaset adamına göre iş bul, ihale takip et, rüşvet, cebini doldur siyasetini kirlilikten arındıracağım.
Bu meydandan söz veriyorum, hiçbir rüşvetçiyi, yolsuzluk yapanı devlet kadroları içinde asla ve asla barındırmayacağım. Saray ve şürekası duysun; rüşvet alanları, uyuşturucu baronları ile kol kola gezenleri, onların uçaklarına binenleri, paralarını alanları, devletin kadroları içinde asla yaşatmayacağım. Hepsinin görevine son vereceğiz. Ve yine söz veriyorum; harcadığımız her kuruşun hesabını millete vereceğiz. Sizin paranızı harcarken bize hesap vermek benim namus borcum olacaktır, bunu yapacağız. Yine söz veriyorum 84 milyonu Londra’daki tefecilere mahkum ettiler, vergilerin büyük bir kısmı oraya gönderiliyor. Üreten, alın teri döken, çalışan bu memleket için çalışan herkesin hakkını, hukukunu koruyacağım, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını Londra’daki bir avuç tefeciye hizmet etmekten kurtaracağım
Umut meydanından Mersinlilere, Türkiye’ye söz veriyorum; bu topraklarda hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek, yoksulluğu tarihe gömeceğiz. Bu ülkede yoksulluk olmayacak, bitireceğiz.
“BU DÜZENİ DEĞİŞTİRMEK KEMAL KARDEŞİNİZİN BOYNUNUN BORCUDUR”
Söz veriyorum; üniversiteyi bitiren milyonlarca gencimizi işsizken, 4-5 yerden maaş alan düzeni bitireceğim. Hakça bir düzen gelecek. Umudumuz olan gençlerimiz KPSS’den 80-95 puan alıyorlar ama sözlüye gelince dayıları, torpili yok, eleniyorlar. Bu düzeni değiştirmek Kemal kardeşinizin boynunun borcudur. Haksızlığı hukuksuzluğu bitireceğim. Gençler size söz verdim, sözümün arkasında da duracağım. Bunu bir yere yazın.
20 yıldır iktidardalar. Yurt sorununu çözemediler. 20 yılda yapamadılar. Söz veriyorum bir yıl içinde Türkiye’de yurt sorunu kalmayacak. Atama bekleyen öğretmenler, engelliler, kadro açığı olan sağlık çalışanları hiç meraklanmayın, bu kardeşiniz kendisini halka vakfetmeyi iyi bilen bir kardeşinizdir. Bizim işiz vatandaşın huzuru, bereketi. Bunu beraber birlikte yapacağız ve tüm dünya bunu görecek.
“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’Nİ BİR NAFTA İÇİNDE TEKRAR YÜRÜRLÜĞE KOYACAĞIZ”
Kadına yönelik şiddet. Sevgili peygamberimiz, ‘cennet anaların ayakları altındadır’ der. 21. yüzyılda kadına şiddet olur mu? Her gün kadın cinayetleri ile karşılaşıyoruz. Cinayet işliyor hapse giriyor ama sonra kravat takıp, takım elbise giyiyor diye ‘hakime saygılı iyi hal indiriminden az ceza evereceğiz’ deniliyor. Bu düzeni değiştireceğiz, onu da değiştireceğiz. Kim suç işlediyse iyi hali bırakacağız. İstanbul Sözleşmesi’ni bir nafta içinde tekrar yürürlüğe koyacağız”.
“YATIRIMLARA BOĞULACAK BU BÖLGE”
Konuşmasının başında Mersin’den olağan üstü güzel, çalışkan insanlarından, Toroslar’dan, Yörükleri’nden, alın terinden, emekten söz ettiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, kenti gelmeyen yatırımları eleştirerek, vaatlerde bulurdu.
“Yatırımların büyük bir kısmı nereye gidiyor batıya, Anadolu’nun içi boşaldı” diyerek, Merkez Türkiye Projesi’nden bahsetti. Bu projeyi büyüttüklerini açıklayan Kemal Kılıçdaroğlu, “Samandağ’dan başlayıp, Mersin’e kadar bu güzel hilali, tüm Akdeniz’in en güçlü ekonomik bölgesi haline getireceğiz. İşsizlik kesinlikle olmayacak. Yatırımlara boğulacak bu bölge. İnsanlar gelip buralarda yatırım yapacak. Kayseri, Nevşehir veya Niğde’de fabrikası olan, demiryolu ile ürününü buraya getirdiği zaman parasını biz ödeyeceğiz. Fabrikanın Kayseri’de Trabzon’da olmasının hiçbir önemi kalmayacak. Yeni bir hamle ile çığır açacağız. Göreceksiniz Akdeniz üzerinde yükselen bir Mersin’i, Akdeniz havzasında yükselen bir Türkiye’yi tüm dünyaya tanıtacağız. Burayı bir üretim üssüne dönüştüreceğiz” dedi.
AKP ve MHP’YE OY VERENLERE ÇAĞRI: “DÖNEM KAVGA, ÇEKİŞME DÖNEMİ DEĞİL, BİRLEŞME, BERABER OLMA DÖNEMİ”
Geçmişte Ak Parti’ye, MHP’ye oy verenlere de seslenen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Dönem kavga, çekişme dönemi değil, birleşme, beraber olma dönemi, sorun memleket, vatan, bayrak, millet sorunudur. Beraber, birlikte olmak zorundayız. Biz sosyal demokratız. Sosyal demokratlık; halktan, garibandan gurabadan, ezilenlerden yana olmak demektir. Bizler Atatürkçüyüz. Bağımsızlık savaşının ne olduğunu biliriz. Kuvvayi Milliye’yi biliriz ve onların çocuklarıyız. Bizler emekten, alın terinden yanayız. Bizler sosyal demokratız: Bizler hiç kimsenin inancını, yaşam tarzını, kimliğin siyasete malzeme etmeyiz. Herkesin inancına, yaşam tarzına saygı duyulması bizim görevimizdir. Biz o insanın iş var mı yok mu, durumu iyi mi, iyi hizmet alıyor mu bunlarla ilgilenecek ve bunları yapacağız. Kutuplaşmaktan, kavgadan yana değiliz. Kucaklaşmadan, beraber, birlik olmaktan yanayız. Türkiye’nin birliği bütünlüğü kalkınması, bölgesinde güçlü bir devlet olarak hiç kimseye karşı boyun eğmeden yürüyebilmesinin yolu beraber, birlikte olmak ve Saray’dan kaçınmaktır.
Bizler ‘yurtta sulh, cihanda sulh’ diyenleriz, kendi ülkemizde de, dünyada ad barıştan, huzurdan yanayız. İktidarda olduğumuzda Suriye, Mısır, İsrail, Libya ve tüm ülkelerle barışacağız, kavga etmeyeceğiz. Göreceksiniz o zaman Mersin’e ki tırlar Ortadoğu’ya nasıl çalışıyor. Mersin’in iş insanları Afrika’ya nasıl ticaret yapıyor? Ro-Ro seferleri nasıl ve niçin açıldı, göreceksiniz o zaman. Sanayici rahatlıkla üretim yapacak ve önünü görecek. Türkiye’yi büyütmenin yolu budur.
“FAKİRLİĞİMİZİ SATMAK İSTİYORLAR”
Türk Lirası’nın döviz karşısında ki değer kaybına da değinen Kılıçdaroğlu, “Türk Lirası’nı pul yaptılar. Türk Lirası, dolar, Avro hatta Bulgaristan’ı parası karşısında bile yerlerde sürünen bir para oldu. Türk Lirası bu ülkenin namusu, şerefidir. Türk Lirası’nı yeniden hak ettiği yere getirmek bizim boynumuzun borcudur.
Bu iktidarın görevi yeni izledikleri politika milleti fakirleştirmek, milleti süründürmek. Bizim fakirliğimizi dolar baronlarına, batının emperyal güçlerine satmak istiyorlar buna izin vermeyeceğiz. Bunu beraber, birlikte dostlarımızla beraber yapacağız. Türkiye’yi hak ettiği yere çıkartacağız” şeklinde konuştu.
“GENÇLER; HAYALLERİNİZ BENİM HEDEFİM OLACAK”
Gençlere de seslenen Kemal Kılıçdaroğlu, “Sevgili gençler demokrat amcanız olarak söylüyorum, bizin hayalleriniz benim hedefim olacaktır. Hiçbir hayalinizi yere düşürmeyeceğim. Tüm gençlere sesleniyorum, umutsuzluğa kapılmayın. Göreceksiniz Türkiye nasıl şaha kalkıyor. 6 ay içinde Türkiye’nin nasıl şaha kalktığını, rahatladığını, bu ülkede yaşayan insanların nasıl sokaklarda başı dik gezdiğin göreceksiniz.
Hiç unutmayın; biz Kuvvayi milleyiciyiz ve ülkemizi, insanlarımızı seviyoruz.
Değişim rüzgarları esiyor artık Türkiye’de buna karşı durmak artık mümkün değildir. Hangi duvarı örelerse örsünler halk varsa her şey bitmiştir. Mersin’de Hakkari’de, Van’da milletin sesi tüm Türkiye’de.
Hiç meraklanmayın göreceksiniz, Erzurum’dan Ardahan’dan Rize’den Trabzon’dan Tekirdağ’dan Edirne’den göreceksiniz. Göreceksiniz Türkiye coğrafyasından halkın şaha kalkmak istediğini hak, adalet, kavga değil kucaklaşmak istediğin göreceksiniz.
Ey saray duy; geliyor gelmekçe olan diyeceğiz, beraber söyleyeceğiz.
Mersin’den, Hakkari’ye, İzmir’e, Trabzon’a, Çankırı’ya, Çorum’a, Yozgat’a, Uşak’a, Denizli’ye, Hamburg, Paris, Almanya, Fransa’ya selam olsun. Geliyor gelmekte olan” diyerek, alandan yükselen “Patates soğan güle güle Erdoğan” sloganları eşliğinde konuşmasını sonlandırdı.