Haber Merkezi
Kuraklığın yakıcı etkileri ve başta gübre olmak üzere, girdi fiyatlarının anormal artışı tarımsal üretimi olumsuz etkilerken yetersiz teşvikler tepki çekiyor.
Türkiye’nin limon üretiminin yüzde 65’ini karşılayan Mersin’de dalında kilosu 30-40 kuruşa kadar düşen limon dalında kalırken, ihracatına ton başına 100 liralık destek tepki çekti.
Gazeteci yazar tarım ekonomisi uzmanı Ali Ekber Yıldırım, konuyla ilgili Tarım Dünyası sitesinde “Limon ihracatındaki yasağın faturası çiftçiye ödetiliyor” başlıklı kaleme aldığı yazısı ile sorunun detaylarına dikkat çekti.
LİMON NEDEN DALDA KALDI?
Üreticinin limonu bahçede dalında 20-30 kuruşa satamazken, pazarda 5 liraya, marketlerde 7-8 liraya satıldığına dikkat çeken Yıldırım, limonda yaşanan sıkıntının tek bir nedeni olmadığını, bir çok neden sayılabileceğini ancak en önemlisinin yanlış tarım politikası ve yanlış dış ticaret politikasından kaynaklandığını söyledi.
Geçen yıl limon ihracatına 4 ay süreyle getirilen kısıtlamanın faturasının bu yıl çiftçiye ödetildiğini aktaran Yıldırım, yazısında şu ifadelere yer verdi; “Üretimindeki düşüş ve buna bağlı olarak fiyatların yükselmesi nedeniyle 7 Nisan 2020 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Ticaret Bakanlığı Tebliği ile limon ihracatında kısıtlama getirildi. Tebliğ ile limon ihracatı Tarım ve Orman Bakanlığının ön iznine bağlandı.
YASAK İHRACATI VURDU
Koronavirüsün küresel bir salgına dönüşmesi ile birlikte pek çok ülkede limon başta olmak üzere C vitamini içeren ürünlere yoğun talep oldu. Koronavirüse karşı koruyucu olduğu iddia edilince, limon en çok talep edilen ürün oldu. Tam da böyle bir dönemde Türkiye’den limon talep eden alıcılara ‘veremeyiz’ denildi.
Tarım ve Orman Bakanlığı limon miktarını tespit etmek, iç piyasanın ihtiyacı ile ilgili bir çalışma yaptı. Bu çalışmadan sonra, üreticinin elindeki ve depolardaki limon miktarının yeni hasat dönemine kadar iç tüketime ancak yeteceği belirtilerek ihracata fiili yasak getirildi. Ancak, o gün de yazdığımız gibi, bakanlığın yaptığı tespitte yanlışlık vardı. Üreticinin elinde, depolarda ihtiyaçtan daha fazla limon olduğunu yazdık. O dönemde restoranların, otellerin kapalı olması, turizmin tamamen devre dışı kalması, yaklaşık 50 milyon turistin gelmeyeceği hesaba katılmamıştı.
Bu nedenle elinde limon olan ve satamadığı için zarar eden üretici haklı olarak tepki gösterdi. Üreticilerin iddiası, Ağustos ayına kadar Türkiye’nin ihtiyacını karşılayacak ve yaklaşık 60-70 bin ton da ihraç edilebilir limon vardı. Ağustos’ta Mayer çeşidi limonun hasadı başlayacağı için sıkıntı olmayacaktı.
Bakanlık üreticiyi dinlemedi. İhracatın ön izne bağlanması üreticinin elindeki limonun fiyatını düşürdü. Ağustos ayı başında ihracattaki kısıtlama kaldırıldı. Ancak, ihracat pazarları kaybedildi. Bunun faturasını da bu yıl üretici ödüyor.
LİMON NEDEN DALDA KALDI?
İhracata yasak getirildikten sonra üretici büyük zarar uğradı. 13 Mayıs 2020’de “Limonda ihracat yasağının cezası üreticiye kesilmesin” başlığıyla bir yazı yazmıştım. Yukarıda kısa bir özetini paylaştığım gelişmeleri o yazıda ayrıntılı olarak yazdım. Yazdıklarımın hepsi gerçek oldu. Limon ihracatına getirilen yasak ile Türkiye limonda ihracat pazarlarının bir bölümünü kaybetti. Bugün dalından toplama maliyeti kilo başına 35-40 kuruş olan limonu, üretici 20-30 kuruşa satamıyor. Ürün dalda kaldı. Büyük bir rezalet yaşanıyor. Buna da “gıdada millilik” deniliyor.
Üretici limonu bahçede dalında 20-30 kuruşa satamazken, pazarda 5 liraya, marketlerde 7-8 liraya satılıyor. Limonda yaşanan sıkıntının tek bir nedeni yok. Bir çok neden sayılabilir. Ama en önemlisi yanlış tarım politikası ve yanlış dış ticaret politikasından kaynaklanıyor.
ÜRETİM ALANLARI GENİŞLEDİ
Limon üretimi büyük oranda Mersin ve Adana’da gerçekleştiriliyor. Son yıllarda Adana’da, Çukurova’da diğer tarımsal ürünlerden zarar eden çiftçiler limon başta olmak üzere meyveciliğe yöneldi. Ağaç sayısında ciddi artışlar oldu. Bu sene limon da yaşanan sıkıntının temel nedeni aslında yıllardır kendini gösteren bitkisel üretimden zarar eden çiftçinin birkaç yıl üst üste fiyat yüksek diye limon ağacı dikmesi ile başladı. Dikilen ağaçlar şimdi meyve vermeye başladı. Tabi limon da farklı çeşitler var bunlarda üretimle ilgili iklime bağlı olarak bazı sıkıntılar yaşanıyordu ama bu sene herhangi bir sıkıntı yaşanmayınca yani normal üretim olunca limon çiftçinin elinde kaldı.
TÜKETİM DÜŞTÜ
Türkiye İstatistik Kurumu verilerinden ağaç sayılarının son beş yıllık seyri incelendiğinde, 2020 yılında meyve veren ağaç sayısında (11 milyon adet) 2016 yılına göre yüzde 26 oranında, meyve vermeyen ağaç sayısında ise (4,4 milyon adet) yüzde 25,8 oranında artış oldu.
Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre, 2015-2016 sezonunda 751 bin ton olan Türkiye limon üretimi, 2017-2018 sezonunda 1 milyon tonun üzerine çıktı. 2018-2019 sezonunda 1 milyon 100 bin ton oldu. 2019-2020 sezonunda ise 950 bin tona geriledi. 2020 yılında 1 milyon 189 bin ton olarak gerçekleşen üretimin, 2021 yılında 1 milyon 450 bin ton olması bekleniyor. Yıllık üretimim yaklaşık yüzde 55’i ihraç ediliyor. İç piyasada da tüketimde artış var. 2015 yılında 272 bin ton olan tüketim 2018’de 497 bin tona kadar yükseldi. 2020’de turizmdeki daralma nedeniyle tüketimin 400 bin ton seviyelerine düştüğü tahmin ediliyor.
Son yıllarda iklime bağlı ani hava değişiklikleri nedeniyle limon üretiminde mutlaka belli oranda zarar meydana gelir ve üretim azaldığı için fiyatlarda da yükselme olurdu. Fiyatlardaki yükselme limon alanlarının genişlemesinde önemli bir faktör.
RUSYA ALTERNATİF PAZARLARA YÖNELDİ
Türkiye’nin en fazla limon ihraç ettiği ülke Rusya. Geçen sene uygulanan kısıtlama nedeniyle Türkiye limonda bazı pazarları kaybetmeye başladı. Özellikle Rusya, alternatif pazarlara yöneldi.
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve ihracatçı Hakan Sefa Çakır, Rusya Türkiye’nin en fazla limon ihraç ettiği ülke olduğunu ancak bu yasaklama ile birlikte başka pazarlara yöneldiğini söyledi. Çakır: ‘Başta Özbekistan olmak üzere Mısır diğer ülkelerden de Rusya’ya ihracat yapılmaya başlandı ve Türkiye oradaki pazarının bir bölümünü kaybetmiş oldu. Ayrıca, Güney Afrika ar-ge yatırımları ile sezonu iki ay uzatmaya başladı. Normal şartlarda Eylül’e kadar piyasada yer alan Güney Afrika, bu çalışmalarla sezonu kendi açısından Ekim, Kasım ayına kadar uzattı. Türkiye o aradaki boşluğu değerlendiriyordu şimdi bunu da kaybetti’ dedi.
Yani bir yandan rakip ülkeler üretimi, ihracatı planlarken, Türkiye, limon fiyatı arttı diye ihracatta kısıtlama getirdi bu kısıtlama ile birlikte de pazarlar kaybedilince ihracat geçen seneye göre artmış görünse de önceki senelere göre azaldı.
Limon da yaşanan bu sıkıntı önümüzdeki dönemde diğer meyve ürünlerinde de yaşanabilir çünkü kontrolsüz bir dikim var.
“İHRACATTA TON BAŞINA 100 LİRA DESTEK YETERSİZ”
Limon ihracatında Destekleme Fiyat İstikrar Fonu(DFİF)’ndan ton başına 100 lira bir destekleme öngörülüyor. Ancak verilen 100 lira destek ne ihracatçıya ne üreticiye bir yarar sağlamayacak. Çünkü şu anda toplama maliyeti kilo başına 35-40 kuruş. Alıcıların üreticiye verdiği fiyat mayer çeşidi limonunda 25-30 kuruş, enterdonat limonunda 1 lira civarında. Üretici limonu toplasa zarar edecek.
Geçen sene limon fiyatı arttı diye ihracata kısıtlama getiren hükümet bu sene üretici limonunu satamazken fiyat yerlerde sürünürken müdahale etmiyor. Tarım ve Orman Bakanlığı yetkilileri hala geçen seneki ihracat kısıtlamasını savunarak “biz yasak getirmesek limonun kilosu 20 lira olurdu” diyor. Şimdi de limonun kilosu çiftçide 20-30 kuruş o zaman şimdide müdahale edin de çiftçi zarardan kurtulsun. Limon ağaçları kontrolsüz olarak dikilirken seyirci kalan bakanlık, limon ağaçları kesilirken, sökülürken de seyirci kalmaya devam ediyor.
ANAYASA GEREĞİ ÇİFTÇİ DESTEKLENMELİ
Üretici Mehmet Mühür, limondaki ana sıkıntının ihracatta geçen yıl uygulanan yasaklamadan kaynaklandığını belirterek: ‘Yasak gelince toptan alım yapanlar Türkiye’den sebze-meyve alımını durdurdu. Acil ihtiyaç dışında ürün almıyorlar. Dış pazarlarda Türkiye dışlandı. Çünkü “ihtiyacım olduğunda bana ürün vermedin ben başka pazarlardan aldım, şimdi de oradan almaya devam ediyorum’ diyorlar. Dış alımcılar bunu söyleyebilir, ama devlet üreticisini korumak, desteklemek zorunda. Bu anayasa hükmüdür. Anayasamızın 3. bölüm 45. maddesine göre, “devlet, bitkisel ve hayvansal ürünlerin değerlendirilmesi ve gerçek değerlerinin üreticinin eline geçmesi için gereken tedbirleri alır” deniliyor. Bunun gereği yapılmalı.” görüşünü dile getirdi.
Tarımda planlamanın yanlış anlaşıldığını da ileri süren Mehmet Mühür: ‘Dünyada nüfus artıyor ihtiyaçlar artıyor. Elbette buna göre üretimi artırmak gerekiyor. Tarımda planlama, inşaat yapar gibi, ev yapar gibi bir planlama yapılamaz. Ev yaparsınız oda şuraya tuvalet banyo buraya diye planlarsınız. Tarımda böyle bir planlama çok mümkün değil. O sene rekolte fazlaysa devletin dış temsilcilikleri devreye girer bu ürünün pazarlanması konusunda gerekli çalışmalar yapılır’ dedi.
Limon üreticisi Fikret Özer, limonda iki sene önce sıkıntı beklediklerini ancak iklime bağlı değişikliklerin yaşandığı için bu sıkıntının bu yıl ortaya çıktığını söylüyor. Bu yıl hiç bir zarar yaşanmadığı için ürünün çok iyi olduğunu ancak limonun kilosunun mayer cinsi limonda 20-30 kuruş, enterdonat limonda ise 1 lira civarında olduğunu belirten Özer, limonu dalından toplama maliyetinin 35-40 kuruş olduğunu bunun üreticiyi kurtarmadığı için dalında bırakıldığını söyledi. Özer, kilo başına 10 kuruşluk ihracat desteğinin Ekim, Kasım ve Aralık dönemi için uygulanacağını vurgulayarak: “Bunda da yanlışlık var. Üç ay yerine Aralık ayında kiloda 30 kuruş verilse belki bir işe yarardı.” dedi.
Özetle, limonda yaşanan sıkıntının bir çok nedeni var. Ancak en önemlisi geçen yıl ihracatta uygulanan 4 aylık kısıtlama. Bu yanlış uygulamanın faturası ne yazık ki çiftçiye ödetiliyor”.