GİZEM EKİCİ
KESK Mersin Şubeler Platformu’nun 3 aydır kesintisiz sürdürdüğü KHK eylemleri devam ediyor. Bugün Özgür Çocuk Parkı’nda bir araya gelen KESK bileşenleri ve destek verenler, 13 Kasım’dan buyana kesintisiz devam eden eylemlerinde olduğu gibi yine “Biz kazanacağız, geri döneceğiz” mesajı verdiler.
AKP OHAL’İ FIRSATA ÇEVİRDİ
KESK Mersin Şubeler Platformu adına burada yapılan basın açıklamasını okuyan BES Mersin Şube Başkanı Murat Doğan, çalışma hakkının; her insanın insan onuruna yakışır bir hayat idame ettirebileceği iş ve gelire sahip olma hakkını ifade ettiğini söyledi. “Anayasamızın 70. Maddesinde kamu hizmetine girme hakkı olarak tanımlanmış, güvence altına alınmıştır” diyen Doğan, uluslararası mevzuat açısından da İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin 23. ve 24. Maddelerinde, Avrupa Gözden Geçirilmiş Sosyal Şartında, ILO temel sözleşmelerinde ve ülkemizin de taraf olduğu daha birçok uluslararası hukuk metinlerinde açık, net ifadelerle düzenlendiğini kaydetti.
Doğan, ancak AKP hükümetinin OHAL’i fırsata çevirerek on binlerce kamu emekçisinin çalışma hakkını herhangi bir yargısal süreç iletmeden, savunma almadan ve somut belge bilgiye dayanmadan ve evrensel güvenceleri ihlal ederek ellerinden aldığını ve ihraç ettiğini vurguladı.
KOMİSYON 23 OCAK’TA 5 YILINI DOLDURACAK
KHK’lar eliyle ve Resmi Gazete’de isimlerinin yayınlanmasıyla on binlerce kamu emekçisinin ihraç edildiğini belirten Murat Doğan, “İktidarın ihraçlara ilişkin tüm itiraz yollarını kapatması içeride ve dışarıda itirazların yükselmesine neden olunca ve AİHM’e on binlerce başvuru yapılınca hızla bir oyalama mekanizmasına ihtiyaç duyuldu.
OHAL İşlemlerini İnceleme Komisyonu, 23 Ocak 2017 günü 685 sayılı OHAL KHK’si ile iki yıllık süre içinde kamudan ihraç edilmiş yüz binlerce kamu emekçisinin ihraç başvurularını değerlendirmek ve karar altına almakla görevlendirilmişti. 23 Ocak 2022 itibariyle OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu beşinci yılını doldurmuş olacaktır.
YÜZDE 87 RET, YÜZDE 13 KABUL ALDI
Kısa süre önce OHAL Komisyonu’nun 2021 yılı faaliyet raporu yayınlandı. Rapora göre toplam 125 bin 678 kamu görevlisi ihraç edilmiş olup bunlardan 123 bin 78 kişi işlemin iptali için komisyona başvuru yapmıştır. Komisyon 5 yıldan sonra 117 bin 828 dosyayı karara bağlamış olup 5 bin 250 dosyanın incelemesi devam etmektedir.
Komisyon 101 bin 987 başvuruyu ret etmiş, 15 bin 841 dosya hakkında ise göreve iade kararı vermiştir. Yani dosyalardan yüzde 87’si için ret, yüzde 13’ü için ise kabul kararı vermiştir.
4 BİN 816 KESK’Lİ HUKUKSUZCA İHRAÇ EDİLMİŞLERDİR
15 Temmuz darbe girişiminden bu yana KESK’e bağlı sendika üyelerimizden 4 bin 239’u OHAL KHK’ları, 98’i 375 sayılı KHK’nın ek 35. Maddesi ve 479’u Yüksek Disiplin Kurulu kararlarıyla olmak üzere toplam 4 bin 816 KESK’li hukuksuzca ihraç edilmişlerdir.
OHAL KHK’ları eliyle ihraç edilen 4.239 KESK’li işlemin iptali için komisyona başvurmuştur. Komisyon aradan 5 yıl geçmesine rağmen hala 1.495 dosyayı karara bağlamamıştır. Karara bağlanan başvurulardan 1.604’ü RET, 1.140’ı KABUL edilmiştir.
Ne acıdır ki, tam sayısı bilinmemekle birlikte en az 15 kişi yaşamlarını yitirdikten sonra ‘gidemeyecekleri’ işlerine iade edilmişlerdir. Hepsini saygıyla anıyoruz.
Aralarında Eğitim Sen Adana Şubesi üyesi, Çukurova Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim üyelerinden, Barış İçin Akademisyenler imzacısı, ‘görülen lüzum üzerine’ denilerek dönemin bitmesine üç hafta kala görevine son verilen Dr. Mehmet Fatih Tıraş ve Diyarbakır Çocuk Hastanesi'nde çalışırken KHK'yla görevinden ihraç edilen SES üyesi Fatma Demirel’in de olduğu 100’den fazla insanımız ihraç sonrası yaşadıkları ağır sorunlar nedeniyle içine girdikleri çıkmazdan kurtulamayarak intihar etmişlerdir.
“KOMİSYONUN RET’LERİNİ REDDEDİYORUZ! ONLAR GİDECEK, BİZ GERİ DÖNECEĞİZ”
RET edilen başvurulardan 344’ü Barış Akademisyenlerine ait olup 50 dosya ise karara bağlanmayı beklenmektedir. Bu 50 dosya hakkında da ret kararı verecekleri anlaşılıyor.
Anayasa Mahkemesi’nin kararına rağmen Barış Akademisyenlerine ilişkin OHAL Komisyonu’nun iktidarın talimatı ile aldığı anlaşılan RET kararları açıkça suçtur. Anayasa Mahkemesi’nin kararı tanınmayan Komisyon iktidarın suçuna ortak olmuştur.
Bir kez daha belirtmek isteriz ki, Barış Akademisyenleri yüz akımızdır ve emekçilerin de temel talebi olan barışı sahiplenmeye, düşünce özgürlüğünü savunmaya devam edeceğiz. Komisyonun ret’lerini reddediyoruz! Onlar gidecek, biz geri döneceğiz.
“RET EDİLEN BAŞVURULAR İÇİN İSTİNAF MAHKEMESİNE BAŞVURULAR YAPILMAKTA”
Öte yandan, Komisyonun verdiği ret kararlarına itirazlar için iktidar tarafından özel olarak oluşturulan idare mahkemelerinin şu ana kadar verdiği kararlar hukuki sürecin temel hak ve özgürlükler, hukuk normları esasında işletildiğine dair umut vaat etmemektedir. İdare Mahkemelerine başvuruları ret edilen 1.286 KESK’li için başvuru yapılmıştır.
Bu başvurulardan şu ana kadar 333’ü ret, 15’i kabul olmak üzere 348’si karara bağlanmıştır. Görüldüğü üzere karara bağlanan dosyalardan %96’sı ret şeklindedir. Ret edilen başvurular için İstinaf Mahkemesine başvurular yapılmaktadır.
İktidarın OHAL’i fiilen devam ettirme uygulamalarından biri de 7145 sayılı Kanun’un 26. maddesiyle 375 sayılı KHK’ye eklenen geçici 35. Madde eliyle devam ettirilen ihraçlardır. Uygulama en çok da iktidarın sendikal hak ve özgürlükler karşıtı politikalarını eleştiren, tutum alan KESK’lileri hedef almaktadır.
Geçici 35. Madde eliyle şu ana kadar 98 KESK’li bakanlıklar oluru ile ihraç edilmişlerdir. Son olarak EĞİTİM SEN Diyarbakır üyelerinden 21’i bu şekilde işlerinden edilmiş, okul ve öğrencilerinden uzaklaştırılmışlardır.
“YASAKLAMALAR, ZULÜM, FAŞİZAN BASKI VE UYGULAMALAR İKTİDARIN ÖMRÜNÜ KISALTMAKTAN BAŞKA BİR İŞE YARAMAYACAK”
Yasaklamalar, zulüm, faşizan baskı ve uygulamalar iktidarın siyasal ömrünü kısaltmaktan başka bir işe yaramayacaktır. İşçi sınıfının, emekçilerin yüzyıllardır bin bir türlü bedel ödeyerek elde ettiği hak ve özgürlüklerin hangi gerekçe ile olursa olsun ortadan kaldırılmasına yönelik girişimlere karşı fiili ve meşru mücadele hakkımızı sonuna kadar kullanacağız.
Bu anti demokratik uygulamalara karşı fiili, meşru ve demokratik direnişimizi ve hukuki mücadelemizi her ne pahasına olursa olsun, tüm zorlukları göğüsleyerek sürdüreceğiz.
Bu vesileyle bir kez daha çağrıda bulunmak istiyoruz; Hukuka ve uluslararası sözleşmelere aykırı, etkin olmayan, denetlenemeyen, kendisini anayasa ve yasalar üstü gören, hükümetin bir organı gibi çalışan ve idari bir mekanizma olan OHAL Komisyonu derhal lağvedilmelidir. Ret kararları iptal edilmeli, haklarında memuriyeti engelleyen herhangi bir kesinleşmiş yargı kararı bulunmayan, hukuken suç olmayan gerekçelerle ihraç edilen tüm kamu görevlileri bütün haklarıyla birlikte görevlerine iade edilmedir.
Özel yetkilendirilmiş idare mahkemelerinde devam eden dosyalar, bu mahkemelerin ret etmesi üzerine istinaf’a ve Danıştay’a giden dosyalar geri çekilmelidir.
Hukuksuz ihraçlardan dolayı mağdur olan tüm kamu emekçilerinin maddi, manevi hak kayıpları karşılanmalıdır.
375 sayılı KHK’ye eklenen geçici 35. Madde eliyle yapılan ihraç uygulaması derhal sona erdirilmelidir. İş güvencesi iktidarın sopası haline getirilmemeli, sendikal örgütlenme önündeki engeller kaldırılmalıdır.
İktidar başta örgütlenme, düşünce ve ifade özgürlüğü hakkı olmak üzere temel hak ve özgürlüklere yönelik baskı politikalarına son vermeli, ceza ve soruşturmaları durdurmalıdır. Biz kazanacağız, geri döneceğiz!” diye konuştu.