HEDİYE EROĞLU

Mersin’in Akdeniz ilçesi Kazanlı Mahallesi’nde geçen yıl gündeme gelen çocuğa cinsel istismar iddiası sonrası başlatılan yargılama süreci, delil yetersizliği gerekçesiyle şahsın suçsuz bulunmasıyla sonuçlandı.

İddiaya göre; 8 yaşındaki G.K., 5 Mart'ta oyun oynadığı sırada, komşuları olduğu iddia edilen K.K. isimli şahıs tarafından sahilde balık yemeye davet edildi. İddiaya göre şüpheli, çocuğa burada istismar girişiminde bulundu. Çocuğun bağırmasıyla bölgeye giden babası ve ağabeyi çocuğu kurtarırken, şüpheli şahıs ise kendini eve kilitledi. Bölgeye gelen polisler tarafından evden zorla çıkartılan şahıs, karakola götürüldü. Ailenin şikayeti üzerine savcılığa sevk edilen şahıs, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Daha sonra mahalle meydanında bir araya gelen vatandaşlar, olayın şüphelisinin tutuklanmasını istedi. Çocuğun ailesinin de katıldığı eylemde tepkilerini dile getiren vatandaşlar, çocuk istismarcılarının gerekli cezayı almasını talep etti.

Ancak dün Mersin 3. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen son duruşmada tutuksuz yargılanması nedeniyle tepkilere neden olan K.K. isimli şahıs, delil yetersizliğinden suçsuz bulundu.

DELİL YETERSİZLİĞİ VE ÇELİŞKİLİ İFADE KARMAŞASI

Küçük G.K’nin avukatı Dilara Oğuz, konuyla ilgili gazetemize yaptığı açıklamada karara tepki gösterdi.

Tüm delilleri mahkemeye sunduklarını ki bunların içerisinde en önemlisinin çocuk ile pedagog görüşmeleri ve çocuğun olaya dair çizdiği resimler olduğunu aktaran Oğuz, “Ancak ne yazık ki mahkemede hakim çocuğun beyanlarında çelişki olduğunu belirtti. Çocuğun olayın ne kadar sürdüğünü anlattığı zaman diliminde tutarsızlık olduğunu kaydetti. Oysa pedagog çocuğun yaşı itibariyle zaman merhumu olamayacağını yani bunun çelişki olarak kabul edilmemesi gerektiğini beliriyor.Ancak buna rağmen hakim çelişkili olduğunu ileri sürdü.

SAVCI CEZA ALMASINI DAHİ İSTEMEDEN BERAAT TALEP ETTİ

Ayrıca hakim çocuklarının yanında durmak ve ona inandıklarını göstermek için ‘olayı gördüm, çocuğun çığlıklarını duydum’ gibi ifadeler veren aile yakınlarının beyanlarının da çelişkili olduğunu savundu. Ancak olayı gördüğünü beyan eden baba Ahmet Kıvılcım yurtdışında olduğu için dinlenemedi. İstenilse dinlenebilirdi. Teknoloji çağındayız. Ancak bu gündeme dahi gelmedi. Savcı direk şahsın beratını talep etti, ceza almasını dahi talep etmedi.

“ÇOCUĞUN BEYANI ESAS ALINMALI”

Delilsiz yetersizliği deniliyor ancak bu tarz dosyalarda delil bulmamız çok zor. Çocuğun beyanı esas almamız gerekiyor ki Yargıtay kararlarında ilk günden son güne kadar çocuğun aynı tarz beyanlarda bulunması halinde de çocuğun beyanının esas olduğu vurgulanır.

Bu yaştaki bir çocuk olayı anlatırken kurgulayamayacağı, akıl edemeyeceği detaylar anlatıyorsa konu daha iyi irdelenmelidir ki bu dosya da böyle oldu. Bu detayları küçücük bir çocuk nasıl bilebilir” diye konuştu.

“BABA DİNLENMEDİ, İTİRAZ EDECEĞİZ”

Avukat Oğuz, 7 günlük yasal süre içerisinde karara itiraz ederek, olayın görgü tanığı olan baba Ahmet Kıvılcım’ın dinlenmesi talebiyle dosyayı bir üst mahkemeye taşıyacaklarını açıkladı. Ayrıca çocuğun beyanlarında çelişki olmadığına dair de savunma yapacağını söyleyen Dilara Oğuz, “Ben karara itiraz edeceğim. Babanın dinlenmesini isteyerek, eksik hususun olduğunu, çelişkili beyanların çocuğun yaş grubuna göre çok da çelişkili olmadığını belirterek konuyu istinafa taşıyacağım.

Ne yapsın bu çocuklar yaka kamerası takarak mı gezsinler? Çocuklarımıza inanmamız gerekiyor. Bu yaşta ki çocuk neden yalan söylesin?” dedi.