Hediye Eroğlu
Mersin’de Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu (KESK) Bileşenleri her hafta sonu olduğu gibi yine KHK’lı ihraçların görevlerine iade edilmesi için eylemi yaptı. Özgür Çocuk Parkı’nda yapılan eylemde KESK Mersin Şubeler Platformu adına basın açıklamasını BES Şube Başkanı Murat Doğan okudu.
AKP hükümetinin OHAL’i fırsata çevirerek on binlerce kamu emekçisinin çalışma hakkını herhangi bir yargısal süreç işletmeden, savunma almadan ve somut belge, bilgiye dayanmadan ve evrensel güvenceleri ihlal ederek ellerinden aldığını ve ihraç ettiğini ifade eden Doğan, “Bilindiği üzere; KHK’lar eliyle ve Resmi Gazete’de isimlerinin yayınlanmasıyla on binlerce kamu emekçisi ihraç edildi. İktidarın ihraçlara ilişkin tüm itiraz yollarını kapatması içeride ve dışarıda itirazların yükselmesine neden olunca ve AİHM’e on binlerce başvuru yapılınca hızla bir oyalama mekanizmasına ihtiyaç duyuldu ve OHAL İşlemlerini İnceleme Komisyonunu görevlendirdi” dedi.
“GEÇİKEN ADALET ADALET DEĞİLDİR”
OHAL KHK’ları eliyle ihraç edilen 4 bin 239 KESK’linin işlemin iptali için komisyona başvurduğunu anlatan Doğan, “Komisyon aradan 5 yıl geçmesine rağmen hala 1.493 dosyayı karara bağlamamıştır. Karara bağlanan başvurulardan 1.606’sı ret, 1.140’ı kabul edilmiştir. Ne acıdır ki, aralarında şube yöneticilerimizin de bulunduğu en az 17 arkadaşımız hayatlarını kaybettikten sonra “gidemeyecekleri” görevlerine komisyon kararıyla iade edilmişlerdir. Bir kez daha haykırıyoruz ki, geciken adalet adalet değildir. 100’den fazla insanımız ise ihraç sonrası yaşadıkları ağır sorunlar nedeniyle içine girdikleri çıkmazdan kurtulamayarak intihar etmişlerdir” ifadelerini kullandı.
Ret edilen başvurulardan 344’ü Barış Akademisyenlerine ait olduğunu, 50 dosyanın ise karara bağlanmayı beklediğini anlatan Doğan, “Anayasa Mahkemesi’nin kararına rağmen Barış Akademisyenlerine ilişkin OHAL Komisyonu’nun iktidarın talimatı ile aldığı anlaşılan RED kararları açıkça suçtur. Anayasa Mahkemesi’nin kararını tanımayan Komisyon, iktidarın suçuna ortak olmuştur. Öte yandan, Komisyonun verdiği ret kararlarına itirazlar için iktidar tarafından özel olarak oluşturulan idare mahkemelerinin şu ana kadar verdiği kararlarda da hukuk normlarının işletildiğine dair umut vermemektedir. İşçi sınıfının, emekçilerin yüzyıllardır bin bir türlü bedel ödeyerek elde ettiği hak ve özgürlüklerin hangi gerekçe ile olursa olsun ortadan kaldırılmasına yönelik girişimlere karşı fiili ve meşru mücadele hakkımızı sonuna kadar kullanacağız” diye konuştu.
“NE PAHASINA OLURSA OLSUN MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ”
Anti demokratik uygulamalara karşı fiili, meşru ve demokratik direnişlerini ve hukuki mücadelelerini her ne pahasına olursa olsun, tüm zorlukları göğüsleyerek sürdüreceklerini vurgulayan Doğan şunları söyledi: “375 sayılı KHK’ye eklenen geçici 35. Madde eliyle yapılan ihraç uygulaması derhal sona erdirilmelidir. İş güvencesi iktidarın sopası haline getirilmemeli, sendikal örgütlenme önündeki engeller kaldırılmalıdır.
Bu vesileyle bir kez daha çağrıda bulunmak istiyoruz; Hukuka ve uluslararası sözleşmelere aykırı, etkin olmayan, denetlenemeyen, kendisini anayasa ve yasalar üstü gören, hükümetin bir organı gibi çalışan ve idari bir mekanizma olan OHAL Komisyonu derhal lağvedilmelidir. Ret kararları iptal edilmeli, haklarında memuriyeti engelleyen herhangi bir kesinleşmiş yargı kararı bulunmayan, hukuken suç olmayan gerekçelerle ihraç edilen tüm kamu görevlileri bütün haklarıyla birlikte görevlerine iade edilmedir.
“MANEVİ MADDİ KAYIPLAR KARŞILANMALI”
Hukuksuz ihraçlardan dolayı mağdur olan tüm kamu emekçilerinin maddi, manevi hak kayıpları karşılanmalıdır. İktidar başta örgütlenme, düşünce ve ifade özgürlüğü hakkı olmak üzere temel hak ve özgürlüklere yönelik baskı politikalarına son vermeli, ceza ve soruşturmaları durdurmalıdır.
Son arkadaşımız görevine iade edilinceye ve bu zulüm bitinceye kadar mücadelemizi devam ettireceğimizi buradan bir kez daha haykırıyoruz.”