“DEVLET DİL KONUSUNDA SINIRLAYICI OLMAMALI”


 

Mersin’de Eğitim Sen tarafından, Uluslararası Anadili Günü nedeniyle düzenlenen basın açıklamasında devletin dil konusuna sınırlayıcı olarak karışmayı bir kenara bırakarak vatandaşlara anadillerinde ve resmi devlet dilinde bir gelişimi garanti etmesi istendi.

Hediye Eroğlu

 

Mersin’de Eğitim Sen tarafında 21 Şubat Anadil Günü nedeniyle sendika binasında basın toplantısı düzenlendi. Açıklaması Eğitim Sen Eğitim Sekreteri Duygu Taner okudu.

Taner, “Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Genel Kurulu, 17 Kasım 1999 tarihinde aldığı bir kararla 21 Şubat gününü, “Uluslararası Anadili Günü” olarak ilan etmiş ve 2000 yılından bu yana dünyada kültürel çeşitliliği ve çok dilliliği desteklemek amacıyla “Dünya Anadili Günü” olarak kutlanmaya başlamıştır” dedi.

 

“DÜNYADA HER İKİ HAFTADA BİR DİL YOK OLUYOR”

BM verilerine göre dünyada her iki haftada bir dilin içinde geliştiği entelektüel ve kültürel ortamla birlikte yok olduğunu ifade eden Taner, “Dünya üzerinde konuşulan dillerin yüzde 40'ı yok olma tehlikesi altında. UNESCO Dünya Tehlike Altındaki Diller Atlası'na göre Türkiye'de 18 yok olmuş veya yok olma tehlikesi altında olan dil olduğunu gösteriyor. Bunların üçü tamamen yok olmuş durumda. Egemenlerin eğitim politikalarına karşı; çocukların bilişsel, duygusal ve sosyal açıdan güçlenmesi ve içinde bulunduğu toplumu, dünyayı değerlendirebilecek, eleştirebilecek donanım kazanması için güçlü bir mücadele yürütülüyor. Eşitliği, özgürlüğü, demokrasiyi, insan haklarını, çocuk haklarını güçlendirmeyi talep eden, dolayısıyla biz yönetilenlere dayatılan yaşamın ötesinde başka bir hayatı var etmenin peşine düşen, farklılıklarımızla birlikte eşitçe yaşayabileceğimiz bir hayata rehberlik eden bir eğitim politikasının ısrarla savunulması gerekiyor. Şüphesiz bu mücadelenin önemli bir parçasını anadilinde eğitim hakkı oluşturuyor” şeklinde konuştu.

 

“BÜTÜN HALKLAR ANA DİLLERİNİ ÖZGÜRCE KULLANABİLMELİ”

21 Şubat Dünya Anadili Günü’nde milyonlarca çocuk kendi anadilini kullanamadığı, anadilinde eğitim göremediği için başta eğitim süreçleri olmak üzere, toplumsal yaşamın bütün alanlarında mağduriyet yaşamayı sürdürdüğünü anlatan Taner, “Türkiye’de yaşayan bütün halkların dillerini özgürce kullanmalarının önündeki engellerin kaldırılması ve anadilinde eğitimin yasal güvenceye kavuşturulması gerektiğini savunmaktayız. Kamusal, bilimsel, demokratik, laik ve anadilinde eğitim anlayışının ayrılmaz bir parçası olan farklı anadilleri üzerindeki sınırlamalara son verilmeli, her bireyin kendi anadilini öğrenmesi ve eğitim almasının önündeki bütün engeller kaldırılmalı” ifadelerini kullandı.

 

“EĞİTİM SİSTEMİ ÇOK DİLLİ OLARAK YENİDEN DÜZENLENMELİ”

Taner, “21 Şubat Dünya Anadili Günü” nedeniyle taleplerini şöyle sıraladı: “Türkiye’nin çocuk haklarını düzenleyen ilgili uluslararası sözleşmelerdeki maddelere koyduğu çekincelerin kaldırılarak onaylanması gerekmektedir. 1982 Anayasası yerine toplumu bütün dilsel/kültürel çeşitliliği içinde kucaklayacak demokratik bir anayasa hazırlanmalıdır. Yeni anayasanın eğitim ve öğrenim hakkına ilişkin bölümü, insan hakları ve temel özgürlükler ile çocuk hakları konularında düzenlenmiş uluslararası belgeler dikkate alınarak hazırlanmalıdır. Eğitim sisteminin mevzuatı çok dilli, çok kültürlü toplum gerçeği dikkate alınarak yeniden düzenlenmelidir. Devlet, dil konusuna sınırlayıcı olarak karışmayı bir kenara bırakmalı; bunun yanı sıra bütün vatandaşlara anadillerinde ve resmi devlet dilinde bir gelişimi garanti etmelidir.

 

“DİLLERİN KAMUSAL ALANDA KULLANILABİLMESİ İÇİN YASAL DÜZENLEME YAPILMALI”

 Söz konusu dillerin başta eğitim olmak üzere kamusal alanda kullanılabilmesi için gerekli yasal ve idari düzenlemeler yapılmalıdır. Türkiye’de kullanılan anadillerine ilişkin net bir envanter oluşturulmalıdır. İyi bir dil eğitimi için öncelikle öğrencilere nitelikli bir anadili eğitimi verilmelidir. Okul öncesi dönemde sözlü anlatım, okuma, yazılı anlatım çalışmaları ağırlıklı olmak üzere anadili eğitimi örgün bir cetvel içerisinde başlatılmalıdır. Halk eğitim merkezlerinde çok kültürlü, çok dilli eğitim ortamları ve olanakları yaratılmalıdır. Üniversitelerde ülkede kullanılan farklı anadillerine ve kültürlere ilişkin anabilim dalları ve enstitüler kurulmalı ya da kurulanlar dâhil bunların sayısı, niteliği ve etkinlikleri artırılmalıdır.


   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!


  HABERCİ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  HABERCİ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 




  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER
 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinhaberci.com © Copyright 2016-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA