ALİ ŞANLI
Mersin’de uzun yıllar alt yapı denince ilk akla gelen ilk kulüp olan ve yetiştirdiği sayısız yetenekli futbolcusunu üst liglere göndererek hem kent sporuna hem de Türk futboluna hizmet eden Camspor, eski günlerine dönüyor.
Mavi Beyazlı ekip efsane başkanı Murat Arıkaner, As başkan Serhat Yıldırım ve Camspor’un gizli kahramanı Celal Tatar hocası ile tümüyle kendi imkanlarıyla büyük başarıya imza atmaya hazırlanıyor.
Özellikle As başkan Serhat Yıldırım, Mavi Beyazlı aileye katılması ile başarı merdivenlerini emin adımlarla tırmanarak takımına Mersin’in yeniden markası olma yolunda hız kazandırdı. İlk defa Bölgesel Amatör Lig kapısına dayanan Mersin ekibi play-off’larda alacağı başarı ile üst lige çıkmanın hesabını yapıyor.
“AMACIMIZ; MERSİNLİ GENÇLERİNİN OYNAYACAĞI BİR KULÜP YARATMAK”
As Başkan Serhat Yıldırım, şampiyonluk sürecinin 2011 yılında Murat ve Celil Hoca ile tanışması ile başladığını söyleyerek, “Murat Erkaner başkanımız ilk günden beri bana tamamen güvendi, kapılarını açtı. Sonra Celal Tatar hocamız ile önemli işler yaptık.
Camspor, tamamen kendi yetiştirdiği futbolcularla şampiyon oldu. Amacımız bu geleneği sürdürmek” dedi.
Bütçeleri kısıtlı olduğu için yeni transfer yapmadıklarını, lige başladıkları kadro ile yola devam ettiklerini söyleyen Yıldırım, “Zaten bizim amacımız genç oyuncu alıp kent sporuna kazandırmak” diyerek, kenti bu inanca sahip çıkmaya çağırdı.
BAL Ligi’ne çıkmaları halinde ilk olarak ligde kalmayı hedefleyeceklerini de dile getiren Yıldırım, “Özellikle Mersinli gençlerinin oynayacağı bir kulüp yaratmak istiyoruz. Var olan tesisimizi geliştirerek BAL’da oynanacak kaliteye getireceğiz. Tüm projelerimiz hazır. Projeler hayata geçtiğinde bazıları nasıl kulüp yönetilir, nasıl kendi imkanları ile ayakta durulur görecek” dedi.
“BELEDİYE TAKIMLARI LİGDE OLMAMALI”
Mavi Beyazlı kulübün gizli kahramanı, teknik direktörü Celal Tatar ise özelikle belediye takımlarının üst liglerde mücadele etmelerini doğru bulmadığının altını çizdi. Tatar, “Biz hiçbir oyuncuyu transfer etmiyor, altyapımızdan yetişmeyen oyuncuyla liglere girmiyoruz. Böyle olduğu için onlar şampiyon oldular biz 8-10 yıl şampiyon olamadık. Ne zaman ki bu dengeler değişmeye başladı, gençlik kulüpleri öne çıkmaya başladı değerimiz anlaşıldı. Bugün bile Play-off’a baktığımızda devlet destekli takımların bizden 7, 8 kat fazla para harcadığını görüyoruz. Gençlik kulübü ile bir devlet takımının baş etmesi beklenemez. Devletin mazotu, devletin sigortası, devletin parası, devletin eşofmanı ve devletin sigortalı antrenörleri ile karşımıza geliyorlar. Bu ülkede futbolun ilerlememesinin en büyük nedeni bu. Devletin ve müesseselerin ya bu liglerden çekilmeleri lazım ya da müesseseler ligi, resmi kuruluşlar ligi olması lazım. Gençlik kulüplerinin ayakta kalabilmesi, başarılı olabilmeleri, oyuncu yetiştirebilmeleri için müessese takımlarına ne hak veriliyorsa gençlik kulüplerine de aynı hakların verilmesi lazım” dedi.