HEDİYE EROĞLU

Tarsus’ta Emek ve Demokrasi Güçleri tarafından 5 Mart’ta Cumhuriyet Alanı’nda gerçekleşen “Geçinemiyoruz” mitingi öncesinde, Cetvel Köprü başından başlayarak, Cumhuriyet Meydanı’na yürüyerek gidildiği iddiası ile ilgili, aralarında tertip komitesi üyeleri ve katılımcı kurum temsilcileri ile vatandaşların da yer aldığı 21 kişi hakkında yasal işlem başlatıldı.

Tarsus Emek ve Demokrasi Güçleri bileşenlerinin temsilcileri Eğitim-Sen Tarsus Şubesi’nde düzenledikleri basın toplantısı ile soruşturmaya tepki gösterdi. Tüm katılımcılar adına açıklamayı CHP Tarsus İlçe Başkan Yardımcısı Murat Çeliker yaptı.

“FAHİŞ ZAMLARIN GERİ ALINMASI İÇİN MİTİNG YAPTIK”

“Yapılmaya çalışılan tüm baskı uygulamalarına rağmen, hak mücadelemize sonuna kadar devam edeceğiz” diyen Çeliker, Tarsus Emek ve Demokrasi bileşenleri olarak halkın katılımlarıyla, insanların her geçen gün alım güçlerinin azalmasına neden olan, başta elektrik, akaryakıt, doğalgaz ve temel gıda malzemeleri basta olmak üzere, onlarca temel ürüne yapılan fahiş zamların geri alınması için 5 Mart’ta Tarsus’ta ‘Geçinemiyoruz’ mitingi gerçekleştirdiklerini anımsattı.

“EMNİYET YÜRÜTMEDİ”

Tamamen yasal çerçevede Tertip Komitesi Tarsus Kaymakamlığı’na günler öncesinde başvuru yaparak, Cumhuriyet Meydanı’nda yapılacak mitingimiz öncesinde Cetvel Köprü başında toplanarak yürüyüş yapılacağı bildirilmiştir.

Fakat, İlçe Emniyet Müdürlüğü mensupları hiçbir taşkınlığa mahal vermeyecek, en demokratik hak olan yürüyüş hakkımızı kullanamayacağımızı, Aznakay Parkı önünde yürüyüş saatinde bildirmişler, kamera görüntülerinde de Emniyet Mensubunun yazılı bir belge sunmaksızın yürüyemeyeceğimizi bildirdiği görülmektedir.

KAYMAKAMLIĞA YASAKÇI TUTUM TEPKİSİ

Tarsus Kaymakamlığı’nın yasakçı tutumu ve polis güçlerinin zor kullanma niyet ve arzusu; zamların geri alınması için toplanmak isteyen halkın anayasal haklarının gasp edilmesine yol açmıştır. Yasalara, anayasaya ve uluslararası sözleşmelere göre ülkemizde toplantı, gösteri ve yürüyüş yapmak izne tabi değildir.  İzinsiz eylem, izinsiz toplantı, izinsiz gösteri olarak sıklıkla basın yayın organlarında ve kolluk amirlerinin açıklamalarında ifade edilen bu kavram yanlıştır.

'Geçinemiyoruz, faturalarımızı ödeyemiyoruz' diye çağrı yaparak sokakta açıklama yapan, protesto yürüyüşü yapan kurum ve kişilerin hiçbir makamdan izin almasına gerek yoktur.

Yalnızca güvenliğin sağlanması, demokratik hak ve özgürlüklerin sağlıklı şekilde kullanılması için mülki amirliğe bildirim yapılır.

“SUÇ İŞLEDİLER”

5 Mart yürüyüşünü engelleyen ve izinsiz olduğu gerekçesiyle  adeta bizler hakkında savcılık soruşturması açılması için iftira atan kamu görevlileri suç işlemişlerdir. 

Ülke çapında gündem yaratan, demokratik ve barışçıl Tarsus yürüyüşünün zor kullanma tehdidi ile  engellenmesinden sorumlu olan görevliler hakkında da yasal haklarımızı kullanacağız.

Tarsus, kültürel, sosyal ve siyasal açıdan çoğulcu ve demokratik bir yapıya sahiptir. Temel hak ve özgürlüklerin anayasa ve yasalara aykırı şekilde mülki amir ve kolluk güçlerince yasaklanması şehrin ruhuna kültürüne yakışmamaktadır.

“SLOGAN ATMADAN, TRAFİĞİ ENGELLEMEDEN YÜRÜDÜK”

Tertip komitesi olarak da yürüyüş yapılması konusunda kolluk güçlerinin olası bir şiddete başvurma ihtimalini düşünerek Aznakay parkı önünden kaldırım üzerinden ve slogan atmaksızın Atatürk Caddesi’nden Yarenlik Alanı girişine kadar; trafiği zerre kadar engellemeden geldik.

Ancak yarenlik alanı girişinde trafiğe kapalı ve sadece yaya geçişine izin verilen ve hemen her hafta izin alınmasına gerek bulunmayan yasal yürüyüş ve açık hava toplantılarının yapıldığı Yarenlik Alan üzerinden  miting alanına girişimiz de keyfi olarak engellenerek adeta canımıza kast edercesine , geliş-gidiş ve toplu taşıma araçlarının en yoğun olduğu ve trafik akışının yoğun olduğu istiklal caddesine anlamsız şekilde yönlendirilmemize rağmen, mitingimizin yapılacağı Cumhuriyet Meydanı’na Yarenlik Alanı üzerinden geçerek, coşku içinde mitingimizi gerçekleştirdik” diye konuştu.

“RAHATSIZ OLDULAR”

Tarsus’ta 5 Mart’ta bu gelişmelerin yaşanmasının, Anadolu’nun dokusuyla uyuşmayan ve toplumun geniş kesimlerinin tepkisini çeken tek adam rejiminin tüm uzantılarını rahatsız ettiğini savunan Murat Çeliker, bu yüzden içlerinde tertip komitesi başkanı ve üyelerinin de bulunduğu 21 yurttaşa, Cetvel’den Cumhuriyet Meydanı’na kadar sırf kaldırım üzerinden şiddetsiz şekilde sadece bir yerden bir yere intikal etmek için barışçıl şekilde yürümelerine rağmen yasal işlem başlatıldığını açıkladı.

Anayasa'nın ‘Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı’ kenar başlıklı 34. maddesine anımsatan Çeliker, “Bu madde şöyledir: ‘Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir’.

Anayasa'nın 34. maddesi; fikirlerin silahsız ve saldırısız, başka bir ifade ile barışçıl bir şekilde ortaya konabilmesi için toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkını güvence altına almıştır. Kolektif bir şekilde kullanılan ve düşüncelerini ifade etmek isteyen kişilere şiddeti dışlayan yöntemlerle düşüncelerini açıklama imkanı veren bu hak; çoğulcu demokrasilerin gelişmesinde zorunlu olan farklı düşüncelerin ortaya çıkması, korunması ve yayılmasını güvence altına almaktadır.

ŞAŞIRMADIK”

Dolayısıyla kendine özgü özerk işlevine ve uygulama alanına rağmen -ifade özgürlüğünde olduğu gibi- siyasi ve kamu yararını ilgilendiren meseleler söz konusu olduğunda toplantı hakkına yapılan müdahaleler daha dar yorumlanmalıdır. Tek adam rejiminin, baskıcı, tektipçi bir yapı oluşturmak istemesinin dışa yansıması olan bu davranış, bizleri şaşırtmış mıdır? Elbette ki hayır.

Peki bu yapılanlar, bizleri haklı davamızdan, hak arayışımızdan, ezilen geniş hak kitlerinin sesi olmaktan geri çevirecek midir? Elbette ki hayır…

Sokaklarda huzur içerisinde insanların yürümesini sağlamak kolluğun görevidir. Kolluk sokakta yürüyemeyen, sokağa çıkacak yüzü olmayan  İktidar temsilcilerinin kolluğu değil, halkın kolluğu olmak zorundadır.

 ‘Zamlar Geri Alınsın’ adlı yürüyüş anayasada ve uluslararası sözleşmelerde güvence altına alınmış bir hakkın barışçıl ve demokratik kullanımından ibarettir.

“BİZLER HERHANGİ  BİR SUÇ İŞLEMEDİK, ONLAR İŞLEDİ”

Elektrik, doğalgaz, akaryakıt ve gıda başta olmak üzere temel ihtiyaç maddelerine yapılan fahiş zamlara karşılık milyonlarca çalışanın ücret ve maaşlarının enflasyon oranının altında kalması bizlerin geçinmesini ve insanca yaşamasını imkânsız hale getirdi.

Yurdun her yanında bu konuda yapılan anayasal barışçıl protestolardan birisinin de Tarsus ‘ta yapılmak istenmesine rağmen kolluğun usulsüz şekilde engellediği yürüyüş 2911 sayılı yasaya aykırı değildir.

Bu yürüyüşün engellenmesi demokrasi ve hukuk devleti anlayışıyla bağdaşmamaktadır. Ülke çapında ses getiren bu haklı tepkiler; çoğulcu demokrasinin gereği olan ifade, eleştiri, düşünce, toplanma ve gösteri yürüyüşünde bulunma hakkı ve özgürlüğünün doğal bir sonucudur. Bizler herhangi bir suç işlemedik, görevli memura mukavemet etmedik, kamu malına zarar vermedik. Buna karşılık Tarsus Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı bazı amirler ve görevlilerin ölçüsüzce ve hukuka aykırı olarak yürüyüşü engelleyerek aslında suç işledikleri görüşündeyiz.

“ARTIK YETER, ZAMLAR GERİ ALINSIN”

Enflasyon altında ezilen, maaş ve ücretleri yoksulluk sınırının altında kalan bizlerin bu faturaları ödeme imkanı yoktur. Kış şartlarında geçinemeyenler olarak artık yeter diyoruz. Hakkımız olan enerjinin devletten imtiyaz alan şirketler tarafından yürütülmesine hayır diyoruz. Biz bu ülkenin onurlu yaşam isteyen yurttaşlarıyız. Bu zamların geri alınmasını istiyoruz. Soğuktan donmak istemiyoruz, evlerimizde battaniyeler ile oturmak zorunda değiliz. Ülkenin dört bir yanında geçinemeyen ve faturalarını ödeyemeyen yurttaşların sesi duyulmaktadır. Biz de Tarsus ‘tan sesimizi duyurmak için buradayız ve alanlarda olmaya devam edeceğiz. Sefalet ücretlerine teslim olmak istemeyen işçilerin sesleri ile fahiş zamlara faturalarını yakan yurttaşların öfkesi aynı meydanda buluşmaktadır ve buluşmaya devam edecektir.

1 MAYIS’TA ALANLARDAYIZ

Tarsus halkına çağrımızdır; zamlara karşı duralım, sesimizi duyuralım, zamları hep birlikte geri aldıralım. AKP iktidarını halkın sesini duymaya çağırıyoruz. Zamlar geri alınıncaya kadar Tarsus halkı olarak mücadelelerimizi sürdüreceğiz. Yıllardır söylediğimiz ve 5 Mart’ta Tarsus’ta Cumhuriyet Meydanı’nda söylediğimiz gibi emekçiler ve yoksul halk susmuyor artık, susmayacak. 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nde yine alanlarda tek yürek olacağımızı buradan haykırıyoruz” şeklinde konuştu.