“GEZİYE, EMEĞİMİZE, MESLEĞİMİZE SAHİP ÇIKIYORUZ”


 

​​​​​​​Mersin’de TMMOB üyeleri Gezi davasında aralarında yönetim kurulu üyeleri mimar Mücella Yapıcı’nın da bulunduğu bir çok kişiye verilen ağır hapis cezalarını protesto etmek için adalet nöbeti tutarak “Gezi’ye, emeğimize ve mesleğimize sahip çıkacağız” diye haykırdı.

Hediye Eroğlu

Mersin’de Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği Şubesi üyeleri yönetim kurulu üyeleri mimar Mücella Yapıcı’nın da bulunduğu  bir çok kişiye verilen ağır hapis cezalarını protesto etmek için Mimarlar Odası Mersin Şubesi önünde adalet nöbeti tuttu. “Karanlık gider gezi kalır, hukuksuz tutuklamalara karşı adalet” pankartının açıldığı nöbette TMMOB Mersin İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Seyfettin Atar bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

 Ülke ekonomiden siyasete kadar her alanda büyük bir kriz içerisindeyken, krizin sorumlusu olan iktidarın halkın sorunlarına çözüm üretmek yerine toplumsal muhalefeti susturmaya çalışarak başarısızlığının üstünü örtmeye çalıştığını belirten Atar, “Ülke tarihimizin en kitlesel ve uzun süreli halk hareketlerinden biri olan Gezi Direnişi’ni organize ettikleri gerekçesiyle aralarında;  TMMOB Yönetim Kurulu Üyemiz Mücella Yapıcı, Şehir Plancıları Odamızın İstanbul Şubesi’nin eski başkanı Tayfun Kahraman ve Mimarlar Odamızın Hukuk Müşaviri Can Atalay’ın da bulunduğu arkadaşlarımıza verilen cezalar, iktidarın toplumsal muhalefeti cezalandırma ve sindirme siyasetinin son adımı olmuştur” dedi.

 

“YÜREKLİ VE CEZUR KADINLARDAN KORKUYORLAR”

Yine, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'na da "silahlı terör örgütü propagandası yapmak" , "kamu görevlisine alenen hakaret etme", "Cumhurbaşkanına alenen hakaret etme", "Türkiye Cumhuriyeti Devletini alenen aşağılamak"  ve "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek" suçlarından ceza verildiğini anlatan Atar, “Yargıtay 3.Ceza Dairesi tarafından İstanbul’daki 25 yıllık AKP egemenliğine son veren kadın olan CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'na verilen hukuk dışı siyasi kararla İl Başkanı’nın siyasi hayatı sona erdirilmeye çalışılmış, yürekli ve cesur kadınlardan ne kadar korktukları da  anlaşılmıştır. Hepimiz biliyoruz ki gezi davasından sonra verilen bu karar da sıradan bir hüküm değildir. Bu hüküm kargaşa çıkartma ve güçleri bölme hükmüdür” şeklinde konuştu.

 

“CEZALARIN HUKUKİ DAYANAĞI YOK”

İktidar güdümündeki mahkemenin verdiği cezaların hiçbir hukuki dayanağı ve toplumsal meşruiyetinin bulunmadığını anlatan Atar, “Gezi Direnişi ve bu direnişin parçası olmuş herkes bu tarih karşısında ve toplum vicdanında tertemiz ve lekesizdir. Siyasi iktidarın arkadaşlarımız ve Taksim Dayanışması nezdinde cezalandırmak istediği Gezi Direnişi olduğu kadar, parkına, şehrine, doğasına, tarihine sahip çıkan mühendis, mimar ve şehir plancılarının tümüdür. Siyasi iktidarın cezalandırmak istediği, mesleki bilgisini halktan yanan kullanan kamucu mühendis, mimar, şehir plancılarının mücadelesidir;  TMMOB ve bağlı odalarının onurlu mücadele geleneğidir. İktidar zorbalığına dün boyun eğmedik, bugün de boyun eğmeyeceğiz. Gezi Direnişini, Gezi Davası’nda ceza alan arkadaşlarımızı, uğruna bedeller ödediğimiz değerlerimizi, kamusal faydayı ve meslektaşlarımızın haklarını savunmaya devam edeceğiz.” İfadelerini kullandı.

 

“TÜKENİYORUZ”

Hayat pahalılığı, işsizlik ve yoksulluk toplumun tüm kesimlerini tükenme noktasına getirdiğini vurgulayan Atar şöyle devam etti: “Ürettiğinin, alın terinin karşılığını alamadan çalışan milyonlarca emekçi ev kirası, ulaşım masrafları ve faturalar nedeniyle ay sonunu getiremez oldu. Milyonlarca kişi geçimini sağlayabilmek için borç batağına sürüklenerek adeta bankalar için çalışır hale geldi. Yoksulluk ve geçim sıkıntısı halkın yaşam tarzı haline geldi. Derin ekonomik kriz mühendis, mimar ve şehir plancılarının hayatlarını da etkiliyor. Başta işsiz meslektaşlarımızın olmak üzere kamuda ve özel sektörde her türlü mühendislik, mimarlık ve şehir planlama hizmetlerini, planlama, projelendirme, uygulama, denetleme işlerini yapan meslektaşlarımız giderek daha büyük bir hayat zorluğu ile baş etmeye çalışıyor.

 

“İŞ ALANLARI DARALTILDI”

Uzun yıllardır sistematik olarak uygulanan neoliberal politikalar sonucunda, kamuda çeşitli statülerde çalışan ve farklı ücretler alan mühendis, mimar ve şehir plancılarının ekonomik ve sosyal koşulları, üstlendikleri sorumluluklara ve almış oldukları eğitime uymayan bir düzeye geriletilmiştir. Kamudaki mühendis, mimar ve şehir plancılarının mesleki iş alanları daraltılmıştır. Ücretli çalışan meslektaşlarımızın çalışma koşulları kriz derinleştikçe daha da zorlaşmaktadır. İşten çıkarılma tehdidini her zaman yanı başında hisseden meslektaşlarımız kriz koşullarında ilk gözden çıkarılacaklar listesinde bulunuyor. İşsizlik tehlikesi; düşük ücretlerle esnek, güvencesiz ve sağlıksız koşullarda çalışma mecburiyetinin hatırlatıcısı olarak meslektaşlarımız üzerinde açık bir tehdit oluşturuyor.

 

“MESLEKTAŞLARIMIZ GELECEKLERİN YURT DIŞINDA ARIYOR”

Ücretlerimiz enflasyon karşısında giderek eriyor ve yaşam standardımız dibe doğru çekiliyor. İşsiz kalma, mühendis emeğinin değersizleşmesi ve niteliksiz işlerde istihdam edilme meslektaşlarımızın en önemli sorunu haline gelmiş durumda. Nitelikli bir eğitim alan, köklü üniversitelerden iyi derecelerle mezun olmuş birçok genç meslektaşımız, mesleki, maddi ve sosyal tatminsizlik nedeniyle geleceğini yurt dışında arıyor. Yıkıcı etkisi her defasında daha da artan iktidar uygulamaları, meslek alanlarımızın daraltılmasına, mesleklerimize ve meslektaşlarımıza verilen önemin azalmasına neden oldu. Meslek icra ettiğimiz alanlarda üstlendiğimiz kamusal hizmetler ticarileştirildi, mesleklerimizin toplumsal niteliği aşındırıldı. Yaşadığımız sorunlar, ülkemizde emeğiyle geçinen tüm kesimlerin yaşadığı sorunların bir parçasıdır. Bu sorunların sebebi mevcut siyasi iktidar ve onun 20 yıldır uyguladığı ekonomik-sosyal politikalardır. Bu anlayışın meslektaşlarımızın ve ülkemizin yaşadığı sorunlara çözüm bulma şansı kalmamıştır.”

 

“TEK ÇÖZÜM KAMUCU POLİTİKALAR”

Bugün ülkede her alanda harabeye dönmüş bir ekonomi, hukuktan bürokrasiye kadar her alanda çürümüş bir devlet yapısı ve giderek derinleşen bir toplumsal kutuplaşma manzarasıyla karşı karşıya bulunduklarını ifade eden Atar, “Ülkemizin bugün içinde bulunduğu çok boyutlu krizden kurtuluşun yolu, bu durumu yaratan nedenlerin tümüyle ters yüz edilmesinden geçmektedir. Tek adam rejimine karşı halk egemenliği anlayışının yeniden tesis edilmesi, neoliberal politikalara karşı kamucu politikaların hayata geçirilmesi, toplumsal kutuplaşmaya karşı eşitlik ve özgürlük zemininde bir arada yaşamın savunulması, baskı ve zorbalığa karşı demokratik hak ve özgürlüklerin sınırlarının genişletilmesi ülkemizin geleceğini kurtarabilmek için önümüzdeki tek seçenektir. Ülkemizin geleceğini kurtarabilmek, daha iyi koşullarda yaşayabilmek ve çocuklarımızın geleceğini güvenceye alabilmek için tüm toplum kesimlerinin daha fazla sorumluluk almasına, mücadelemizi daha fazla artırmamıza ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı.

 

“İŞSİZLİK SORUNU DERHAL ÇÖZÜLMELİ”

Atar taleplerini şöyle sıraladı: Nitelikli işgücümüzün heba olmasına neden olan işsizlik sorunu derhal çözülmelidir. Tüm meslektaşlarımıza güvenceli istihdam sağlanmalıdır. SGK ile TMMOB arasında ücretli çalışan mühendis, mimar ve şehir plancılarının “Asgari Ücret Denetim Protokolü” ivedilikle yürürlüğe konulmalıdır. Kamuda mühendis, mimar ve şehir plancılarının istihdamı artırılmalıdır.

Kamuda çalışan mühendis, mimar ve şehir plancılarının ücretleri ve özlük hakları iyileştirilmelidir, ek göstergeler 4800-6400 aralığına yükseltilmelidir. KHK ile haksız ve hukuksuz biçimde kamu görevinden ihraç edilen meslektaşlarımız tüm haklarıyla birlikte derhal görevlerine iade edilmelidir. Özelleştirme uygulamalarına son verilmeli, yeniden kamulaştırma yapılmalıdır. Ülkenin yaşanabilir hale gelmesi için tüm alanlarda kamucu politikalar benimsenmelidir. Ülkemizin doğal kaynaklarını, ormanlarını, tarım alanlarını ve tarihi mirasını yağmalamayı amaçlayan tüm düzenlemeler geri çekilmelidir. Kamusal ve mesleki denetimler toplum güvenliğinin sağlanması açısından zorunludur, serbestleştirme uygulamalarına son verilmelidir.

“GEZİ TUTSAKLARI SERBEST BIRAKILSIN”

Gezi Tutsakları bir an önce serbest bırakılmalıdır. Gezi Direnişi nasıl ki bu ülkenin yüz akı ve onurlu tarihinin bir parçasıysa, Gezi Direnişi Davasında yargılanan tüm arkadaşlarımız da bizim yüz akımız ve onurlu tarihimizin bir parçasıdır. Yüzyılların birikimini, bilimi ve teknolojiyi tarımdan sanayiye, planlamadan kadastroya, kentleşmeden enerjiye, gıda güvenliğinden çevre politikalarına, işçi sağlığı ve iş güvenliğinden iletişime varana kadar her alanda alın terimizle ülkemizin yararına kullanmak için çalışan mühendis, mimar ve şehir plancıları olarak bizler taleplerimizi savunmak için sesimizi yükselteceğiz! Yaşadığımız tüm baskılara rağmen demokrasiye, özgürlüklere, bağımsızlığa, laikliğe ve toplumculuğa olan bağlılığımızdan taviz vermeyeceğiz. Ülkemizi kasıp kavuran kriz koşullarında meslektaşlarımızın ekonomik, demokratik ve mesleki faydalarının geliştirilmesi için mücadele etmekten de vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz! Gezi’ye, emeğimize ve mesleğimize sahip çıkacağız.”


   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!


  HABERCİ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  HABERCİ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 




  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER
 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinhaberci.com © Copyright 2016-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA